11. Ceza Dairesi Esas No: 2014/6939 Karar No: 2014/9083 Karar Tarihi: 12.05.2014
Resmi belgede sahtecilik - nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2014/6939 Esas 2014/9083 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından yargılanmıştır. Nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkum edilmiş olmasına rağmen, resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen hükümlere yönelik bir karar verilmemiştir. Bu nedenle dosya itiraz merciine iade edilmiştir. Ayrıca, sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkum edilmesine rağmen, hüküm fıkrasında yer alan \"TCK'nun 102/4 ve 104/2 maddeleri gereğince ortadan kaldırılmasına\" ifadesi kanuna aykırıdır. Bu nedenle, hüküm \"765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca düşürülmesine\" şeklinde düzeltilmiştir. Kanun maddeleri açıklandığında, nitelikli dolandırıcılık suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle ortadan kaldırılamayacağı, ancak 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının uygulanabileceği anlaşılmaktadır.
11. Ceza Dairesi 2014/6939 E. , 2014/9083 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan, ortadan kaldırılma, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, mahkumiyet Resmi belgede sahtecilik suçundan, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, mahkumiyet
Katılanlar vekilinin sanık hakkında 08.02.2005 tarihinde işlediği nitelikli dolandırıcılık ve 18.02.2003 ve 08.02.2005 tarihinde işlediği “resmi belgede sahtecilik” suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair mahkemenin 02.05.2012 tarihli kararına 29.05.2012 tarihli dilekçe ile itiraz etmesi üzerine, mercii Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.06.2012 tarih ve 2012/736 D. İş sayılı kararı ile sadece 08.02.2005 tarihinde işlenen “nitelikli dolandırıcılık” suçu yönünden itirazın kabulüne karar verildiği, sahtecilik suçlarına ilişkin bir karar verilmediği anlaşılmakla, sanığın 18.02.2003 ve 08.02.2005 tarihinde işlediği “resmi belgede sahtecilik” suçu ile 18.02.2003 tarihinde işlediği “nitelikli dolandırıcılık” suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz incelemesinde gereği görüşüldü: I- Katılanlar vekilinin sanığın 18.12.2003 ve 08.02.2005 tarihlerinde işlediği “resmi belgede sahtecilik” suçlarından kurulan hükümlere yönelik itirazlarının incelenmesinde: Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK. nun 231/12. maddesi uyarınca itiraza tabi olduğu ve katılanlar vekilinin sanık hakkında üzerine atılı suçlardan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair mahkemenin 02.05.2012 tarihli kararına 29.05.2012 tarihli dilekçe ile itiraz edilmesi üzerine, mercii Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.06.2012 tarih ve 2012/736 D.İş sayılı kararı ile sadece 08.02.2005 tarihinde işlenen “nitelikli dolandırıcılık” suçu yönünden itirazın kabulüne karar verildiği, 18.12.2003 ve 08.02.2005 tarihinde işlediği “resmi belgede sahtecilik” suçlarından kurulan hükümler ile ilgili bir karar verilmediği anlaşıldığından, dosyanın itiraz merciince değerlendirilmek üzere incelenmeksizin mahalline iade edilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, II- Katılanlar vekilinin sanığın 18.12.2003 tarihinde işlediği “nitelikli dolandırıcılık” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise : 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanununun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “nitelikli dolandırıcılık ” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği 18.12.2003 tarihinden 2
hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davasının 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK"nun 223/8. maddeleri uyarınca düşürülmesi yerine, 765 sayılı TCK"nun 102/4 ve 104/2. maddeleri gereğince ortadan kaldırılmasına karar verilmesi, Yasaya aykırı ise de; yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan "TCK"nun 102/4 ve 104/2 maddeleri gereğince ortadan kaldırılmasına” yazılı bölümünün çıkartılarak yerine “765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK"nun 223/8. maddeleri uyarınca düşürülmesine", denilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün istem gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.