Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8658
Karar No: 2016/3866
Karar Tarihi: 07.04.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/8658 Esas 2016/3866 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/8658 E.  ,  2016/3866 K.
"İçtihat Metni"



MAHKEMESİ : ....... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2014
NUMARASI : 2009/282-2014/248

Taraflar arasında görülen davada ......... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/05/2014 gün ve 2009/282-2014/248 sayılı kararı onayan Daire’nin 25/03/2015 gün ve 2014/15759-2015/4080 sayılı kararı aleyhinde asıl davada davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacılar vekili, asıl davada, davacı E.. S.."in, ...... Bilişim ve Reklam Dış Ticaret Sanayi Limited Şirketi"nde % 50 paylı ortak olduğunu, davalının 19.06.2006 günlü protokoldeki koşullarla şirketin ve şirket namına alınan borçları ödemek şartı ile şirketin % 70 hissesini devir aldığını, diğer ortak Ö.. Y..’ın hissesinin tamamını, E.. S..’in de %20 hissesini protokoldeki şartlarla devrettiğini, müvekkilinin devrettiği hisse karşılığında şirketin borçları olarak kabul edilen paraların 03.11.2006 tarihinde davalı tarafından ödenmesinin kabul edildiğini, ancak davalının borçların bir kısmını ödemediğini ileri sürerek, 44.158,00 TL’nin 03.11.2006 tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada ise, davacı M.. Y.."ın, E.. S.."in isteği üzerine ....... Bilişim ve Reklam Dış Ticaret Sanayi Limited Şirketi hesabına 05.06.2006 tarihinde 20.000 USD parayı borç olarak yatırdığını, davalının 19.10.2006 tarihinde protokol ve ek protokole bağlı listedeki borçları 03.11.2006 tarihinde ödeyeceğini taahhüt ettiğini, davacının alacağının da bu listede bulunmasına rağmen davalının bir ödeme yapmadığını belirterek, 29.500 TL’nin 03.11.2006 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, protokollere ekli listede müvekkilinin imzasının bulunmadığını savunarak; asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine dair verilen karar birleşen davada davacı M.. Y.. vekili ile davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Bu kez asıl davada davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Asıl dava, hisse devir bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda asıl davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar Dairemizce onanmış ise de; davanın dayanağı olan 19.10.2006 tarihli protokolün 3 ncü maddesi “ devir alan F.. Ö.. bugünkü tarih itibariyle şirket borçlarını gösteren ekteki taraflarca imzalanmış listede gösterilen borçları aynen kabul ettiğini ve vadesinde ödeyeceğini beyan eder” hükmünü haiz olup, ekindeki listede davalının imzasının bulunmadığı da sabittir.
Somut uyuşmazlıkta iddianın ileri sürülüş biçimi ve taraflar arasındaki sözleşmenin üçüncü kişi yararına sözleşme olduğu hususları dikkate alındığında, davacının taleplerinin 818 sayılı BK."nın 111. (6098 sayılı TBK"nın 129.) maddesine dayandığı anlaşılmaktadır. Bir sözleşmede ifanın taraflarca üçüncü kişiye yapılmasının kararlaştırılmasına, üçüncü kişi yararına sözleşme denir. Üçüncü kişi yararına sözleşmeler de eksik üçüncü kişi yararına sözleşme ve tam üçüncü kişi yararına sözleşme olmak üzere ikiye ayrılır. Eksik üçüncü kişi yararına sözleşmede üçüncü kişi sadece vaat eden tarafından teklif edilen ifayı kabul yetkisine sahip olup, buna karşılık ondan borcun ifasını isteme hakkına sahip değildir. Bu tür sözleşmelerden yalnız vaat ettiren lehine alacak hakkı doğar. Borcun üçüncü kişiye ifasını talep hakkı da vaat ettirene aittir. Tam üçüncü kişi yararına sözleşmelerde ise üçüncü kişi, vaat edilen edimin ifasını talep yetkisine sahiptir. Tam üçüncü kişi yararına sözleşmeden doğan borç da üçüncü kişiye ifa edilir. Sözleşmede aksine bir hüküm yoksa bu yetkinin vaat ettirene de tanınması gerekir. Ancak bu halde vaat ettiren ile üçüncü kişi, vaat edene karşı müteselsil alacaklı sıfatına sahip olmazlar. Zira burada üçüncü kişi veya vaat ettiren, borcun içlerinden birine değil, sadece üçüncü kişiye ifa edilmesini isteyebilirler. Dolayısıyla gerek eksik gerekse tam üçüncü kişi yararına sözleşme olsun, borcun ancak üçüncü kişiye ifası istenebilir. Somut uyuşmazlıkta ise davacı tarafça alacağın kendisine verilmesi istendiğinden, davacının bu şekilde bir talepte bulunabilmesi de mümkün değildir.
Bununla birlikte tam üçüncü kişi yararına sözleşmelerde borçlu, üçüncü kişiye hiç veya gereği gibi ifada bulunmazsa, vaat ettiren bu yüzden uğradığı zararın tazmin edilmesini, üçüncü kişiden bağımsız olarak veya onun yanında talep edebilir (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 18. Baskı, s:1150). Ancak somut uyuşmazlıkta davacının istemi, davalının dava konusu sözleşmede kararlaştırılan edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle esasen zarara uğrayan üçüncü kişi ..... Bilişim Ltd.Şti. olup, ortağı olması dolayısıyla uğradığı zarardır. Bir sermaye şirketi olan dava dışı ....... Bilişim Ltd. Şti."nin ortağı bulunan davacının, ortaklık ilişkisi dolayısıyla uğradığı bu türden bir zararın tazmin edilmesini kendi adına talep etmesi, şirketler hukukunun yukarıda açıklanan ilkeleri ile de bağdaşmaz. Zira bu türden bir tazminat önce anılan dava dışı şirkete ödenmelidir. Diğer bir deyişle somut uyuşmazlıkta davacının, dava konusu sözleşmenin tam üçüncü kişi yararına sözleşme olduğunu, bu sözleşme dolayısıyla ortağı bulunduğu şirketin zarara uğradığını ileri sürerek, ortaklık payları oranında ve kendi adına, vaad eden davalıdan tazminat talebinde bulunabilmeleri de mümkün değildir. Öte yandan, dava konusunun şirket borcu olması ve davacının bu borcu ödediğini kanıtlaması halinde ancak davalıdan ödediği miktarı isteyebileceği de kabul edilmelidir.
Bu durum karşısında mahkemece, asıl davadaki uyuşmazlığın yukarıda anılan ilkeler ve esaslar çerçevesinde ele alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi eksik incelemeye dayalı olup, kararının bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce onandığı anlaşılmış ve davalı vekilinin asıl davaya ilişen karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemiz onama kararının kaldırılarak, mahkeme kararının açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 25.03.2015 gün ve 2014/15759 E.-2015-4080 K.sayılı ilamının asıl dava yönünden kaldırılarak mahkeme kararının asıl davada davalı yararına BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde asıl davada davalı F.. Ö.."e iadesine, 07/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi