17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/23451 Karar No: 2017/4995 Karar Tarihi: 04.05.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/23451 Esas 2017/4995 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/23451 E. , 2017/4995 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin ... ilçesi ... Köyü girişinde 18/10/2010 tarihinde yaya olarak yolun kenarında bulunurken davalının sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı araç ile müvekkiline çarptığını ve yaralanmasına sebep olduğunu, ... Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2011/160 Esas - 2012/122 Karar sayılı dosyasında yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporunda davalı tarafın tam kusurlu olduğunu, sağ bacağının 2,5 cm kısa kaldığını, sol kolunda hareket kısıtlılığının mevcut olduğunu, vücudunda platinlerin bulunmakta olduğunu, tekrar ameliyat olarak bu platinlerin alınmasının gerektiğini, müvekkilinin tedavisinin halen devam ettiğini, müvekkilinin kendisine ait iş yeri olup berberlik yapmakta olduğunu, kaza nedeni ile uzunca bir süre mesleğini yapmadığını, şimdi ise ayağının 2,5 cm kısa kaldığından dolayı mesleğini tam ... edemediğini belirterek 40.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; 18/10/2010 tarihli kaza sebebi ile tutulan kaza tespit tutanağında davalıya yüklenen asli kusuru kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 18/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazası nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı için takdir olunan manevi tazminatın kaza tarihi, davacının yaralanmasının niteliği, kusur durumu ve tarafların sosyal ekonomik durumu nazara alındığında az olduğu; bu hali ile davacının manevi zararını karşılamaktan uzak olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.