1. Hukuk Dairesi 2014/3567 E. , 2015/12106 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ERZURUM 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2012/548-2013/706
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali, tescil, tazminat ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar ve bir kısım davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.10.2015 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat S. T. geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davacılar N.. D.. vd.vekili Avukat ile temyiz edilen davalı S.. D.. gelmediler yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ...... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal, tescil ve ecrimisil isteğine ilişkin olarak açılmış, ıslah suretiyle tazminat ve ecrimisil talep edilmiş, birleşen davada da tazminat ve ecrimisil isteminde bulunulmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen son karar, Dairece; “mirasbırakanın yapmış olduğu temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle, taşınmazların el değiştirmesi nedeniyle ve hükmüne uyulan bozma ilamından sonra, davalılar A. S. ve S. V. aleyhindeki gerek ecrimisil ve gerekse taşınmazların satışından kaynaklanan bedel istemleri yönünden davaların kısmen kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı, ne var ki her bir davalının edindiği bağımsız bölümlerin satış nedeniyle edindikleri kazanımlarda davacıların miras paylarının bulunduğu ve bu oranda davacılara karşı sorumlu olacakları, davalıların taşınmazları elden çıkardıkları tarih itibariyle mevcut nitelikleri gözetilerek belirlenecek gerçek değerin, tazminat hesabına esas alınması gerektiği, ecrimisil hesabında murisin ölüm tarihi ve taşınmazların dava dışı kişiye temlik edildiği tarihin nazara alınması, ayrıca davalıların ecrimisilden davacıların miras payları oranında müstakilen sorumlu olacaklarının nazara alınmamasının doğru olmadığı” gerekçeleriyle bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; Yargıtay bozma kararına uyulmakla taraflar lehine kazanılmış hak doğacağı ve mahkemece bozma kararında gösterilen hususların yerine getirilmesi gerekeceğinde kuşku yoktur.
Ne var ki, mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki; çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11 ve 12 numaralı bağımsız bölümler mirasbıkaran Ferhat adına kayıtlı iken, 1,3, ve 11 numaralı bağımsız bölümlerin davalı A. S. ’a, 2,8 ve 12 numaralı bağımsız bölümlerin davalı S. M. ’e, 4,5,6,9 ve 10 numaralı bağımsız bölümlerin davalı S. V. ’a 7 numaralı bağımsız bölümün ise davalı Nevin’e satış suretiyle temlik edildiği, mirasçıların kendi aralarında gerçekleştirdikleri temliklerden sonra son olarak, 1,2,3,11 ve 12 numaralı bağımsız bölümlerin davalı Ali Suat adına, 4, 5, 6, 8, 9 ve 10 numaralı bağımsız bölümler davalı S. V. adına ve 7 numaralı bağımsız bölüm de davalı Nevin adına kayıtlı iken, 31.12.2003 tarihinde dava dışı kişiye satış suretiyle temlik edildiği, davacılar vekilinin 26.03.2010 tarihli açıklama dilekçesinde; davalılar A. S. ve Su. V. ’tan tazminat ve ecrimisil taleplerini açıkladığı, bu durumda; 1,2,3,11 ve 12 numaralı bağımsız bölümler yönünden davalı A. S. ’ın, 4,5,6,8,9 ve 10 numaralı bağımsız bölümler yönünden de davalı S. V. ’ın tazminattan sorumlu tutulması, 7 numaralı bağımsız bölümün davalı Nevin adına kayıtlı iken dava dışı kişiye temlik edilmiş olması ve anılan açıklama dilekçesinde bu davalı yönünden talep bulunmadığı gözetilerek davanın reddedilmesi, keza ecrimisil yönünden de aynı esaslar nazara alınarak murisin ölüm tarihi ile dava tarihi arası dönem için talep de gözetilerek davalılar A. S. ve S. V. ’ın sorumlu tutularak hüküm oluşturması gerekirken anılan hususların gözardı edilmiş olması doğru değildir.
Öte yandan; davalar birleştirilse de ayrı olma özelliklerini koruyacağından asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.
Davacılar ve bir kısım davalıların temyiz itirazı açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edenden alınmasına, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.