Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/16742
Karar No: 2013/2182
Karar Tarihi: 12.02.2013

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/16742 Esas 2013/2182 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2012/16742 E.  ,  2013/2182 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat .... tarafından, davalı ... aleyhine 04/10/2010 gününde verilen dilekçe ile tazminatın tahsilinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 12/04/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir.
    Davacı, davalıya Kara Avcılığı Kanunu"na muhalefet etmesi nedeniyle avlanan hayvanlar nedeniyle tazminat tahakkuk ettirildiğini, tebligata rağmen davalının ilgili bedeli ödemediğini belirterek tazminat bedelinin tahsilini istemiştir.
    Yerel mehkeme, davalıya idari yaptırım kararı alındığını ve uygulandığını, idari yaptırım kararı kesinleşmiş olduğundan 6183 sayılı Yasaya göre tahsil olunması gerektiğinden davayı reddetmiştir.
    Dosyadaki belgelerden davalının Kara Avcılığı Kanunu"na aykırı avlanması nedeniyle tazminat istemini içerir yazının ve tazminat raporunun davalıya tebliğ olunduğu, ödememesi halinde 6183 sayılı Kanuna göre tahsil olunacağının bildirildiği anlaşılmaktadır. Davacının davalıya, alacağın 6183 sayılı Kanuna göre tahsil edileceğini bildirmesi davacının genel hükümler uyarınca dava yoluna başvurmasına engel değildir. Şu durumda davacının genel dava yolunu seçtiği gözetilerek işin esasına girmek gerekirken yanlış değerlendirme ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA 12/02/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Dava, Devlete, Vilayet hususi idarelerine (özel idare gibi) Belediyelere ait (vergi, resim, ceza tahkik ve takiplerine ait mahkeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer"i) alacaklar veya bunlarla ilgili yapılan icra takiplerinden kaynaklanan davadır.
    6183 Sayılı Amme alacaklarının tahsiline ilişkin kanununun (1) maddesine göre; Devlete, Vilayet hususi idarelerine ve Belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait mahkeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer"i alacaklar ile aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından olan alacakları ile bunların takip masraflarından kaynaklanan alacakları amme alacağı sayılır.
    Sayılan bu amme alacaklarının tahsil ve takibi ile ilgili her türlü usuli işlemler ve alınacak her türlü tedbirlerle ilgili olarak 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsiline İlişkin Kanun hükümlerinin uygulanacağı aynı kanunda açıkça düzenlenmiştir.
    6183 Sayılı Kanun"un düzenlenmesinin, sınırlı alacaklar ve sınırlı alacaklar ile ilgili yapıldığı göz önüne alındığında bu kanun özel bir düzenlemedir.
    Bir konuda özel kanun (düzenleme) olan hallerde özel kanunun uygulanacağı, genel düzenlemelerin uygulanamayacağı herkesçe bilinen hukuki bir prensiptir. Dolayısıyla yukarıda sayılan amme alacakları ile ilgili olarak hem genel hükümlerin hemde 6189 Sayılı Kanun düzenlemelerinin isteğe göre uygulanmasının kabulü mümkün değildir. Zira eğer genel hükümler uyuşmazlığı çözüyorsa; o takdirde yasaya koyucu özel olan 6183 Sayılı Kanun"u niye yasalaştırmıştır ?
    Bir konuda özel düzenleme yoksa veya özel düzenleme hükümleri uyuşmazlığı çözmeye yetmiyorsa, o takdirde genel hükümler uygulanabilir. Aksi halde genel hükümlerin özel düzenlemenin olduğu hallerde uygulanması mümkün değildir.
    O halde; davaya konu alacağın 6183 Sayılı Kanun"un (1) maddesinde sayılan amme alacaklarından olması, amme alacaklarının tahsili ve yapılacak takiplerde 6183 Sayılı Kanun Hükümlerinin uygulanacağının aynı kanunda açıkça belirtilmesi karşısında, uyuşmazlığın 6183 Sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümlenmesinin doğru olmadığı düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum. 12/02/2013






    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi