Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/221
Karar No: 2017/353

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/221 Esas 2017/353 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/221 E.  ,  2017/353 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 10. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Günü : 06.02.2015
    Sayısı : 11–25

    Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanıklar ... ve ..."in TCK"nun 37/1. maddesi delaletiyle 188/3, 62, 52/2-4, 53, 54 ve 63. maddeleri gereğince 5 yıl 10 ay hapis ve 3.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmalarına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 07.04.2014 gün ve 63-141 sayılı hükmün, sanık ... müdafii ile sanık ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 02.12.2014 gün ve 5055-13272 sayı ile;
    "Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Olay tutanağında adı geçen Elazığ"daki otobüs yazıhanesinde görevli Nihal Oral"ın tanık olarak dinlenmesi, sonucuna göre ikrarları nedeniyle sanıklar hakkında etkin pişmanlıkla ilgili TCK’nun 192. maddesinin 3. fıkrasının uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

    Yerel mahkeme ise 06.02.2015 gün ve 11–25 sayı ile;
    "Sanıkların Elazığ ilinden esrarı temin ettikleri, ... adına öncelikle yan yana, daha sonra 17 ve 43 olmak üzere farklı koltuklarda otobüs bileti aldıkları, "Hazar Otobüs" işletmesine ait ... plakalı otobüse bindikleri, otobüste Turgutlu 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 27.11.2013 tarih ve 2013/1006 değişik iş sayılı arama kararına istinaden arama yapıldığı, arama neticesinde otobüsün bagajındaki valizde daralı ağırlığı 2 kilo 910 gram esrar (ekspertiz raporuna göre net 1.320 gram esrar) ele geçirildiği anlaşılmış ve her iki sanık da esrarın kendilerine ait olduğunu mahkememiz huzurunda kabul etmiştir.
    Sanıklar ... ve ... üzerlerine atılı uyuşturucu madde ticareti suçunu işlemediklerini savunma olarak ileri sürmüş iseler de;
    -Sanık ...’nün 28.11.2013 tarihli olay, yakalama ve rızaen teslim tutanağında ve aynı tarihte müdafi marifetiyle alınan kolluk ifadesinde; esrarın kendilerine ait olduğunu, bu esrarı Elazığ ilinde Osman Ayaz isimli şahıstan temin ettiklerini, ... isimli şahısla birlikte Manisa iline uyuşturucu madde götürüp satacaklarını ikrar etmesi,
    Her ne kadar sanık ... sorgu aşamasında verdiği ifadede, yakalanan uyuşturucu madde ile bir ilgisinin olmadığını beyan etmiş ise de; mahkememiz huzurunda alınan savunmasında uyuşturucu maddenin kendilerine ait olduğunu belirttiğinden, sorgu aşamasındaki uyuşturucunun aidiyetine ilişkin inkarına itibar edilemeyeceği,
    -28.11.2013 tarihli telefon inceleme tutanağından sanık ...’nün cep telefonu ile... isimli şahsa hitaben "yemin ederim ki yakalandın" ve... isimli şahsın cevaben "yaw ne dyn a" şeklinde yazılan sms mesajlarının bulunduğunun anlaşılması,
    -Sanık ...’in yakalama esnasında kolluk görevlilerine sanık ...’yü tanımadığı, savcı huzurunda ve sorgu aşamasında ...’yü tanımakla birlikte yakalanan esrar ile bir ilgisinin olmadığı, mahkememiz huzurunda yakalanan uyuşturucu maddeyi kullanmak için aldıkları yönünde tevil yollu ikrar ile çelişkili beyanlarda bulunması,
    -Sanıkların sabıkası olmayan sanık ... adına öncelikle yan yana oturacak şekilde otobüs bileti almaları, daha sonra ayrı koltuklarda gitmek istediklerini beyan ederek 17 ve 43 numaralı farklı koltuklara bilet alarak seyahat etmeleri, ilk yakalanma anında birbirlerini tanıdıklarını inkar ederek şüpheli hareketlerde bulunmaları,
    -Sanık ... hakkında Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/213 E. sayılı dosyası ile uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan kamu davası açıldığı, bu suçun tarihinin mahkememiz dosyasına konu suçtan 5 ay 6 gün öncesine tekabül ettiği, bu davada Elazığ ilinden yolcu olarak binen sanığın, sırt çantasında ekspertiz raporuna göre 997,7 gram esrar elde edilmesine elverişli hint keneviri bitkisi bulunması nedeniyle yargılandığının anlaşıldığı, eylemin mahkememiz dosyasındaki eylem ile benzer nitelik taşıması ve mahkememiz dosyasına konu suçun sanığın tutuksuz yargılandığı bir dönemde işlenmiş olması,
    -17.12.2013 tarihli ekspertiz raporundan, söz konusu maddenin esrar aktif maddelerinden THC ihtiva eden bitki parçasının olduğunun tespit edildiğinin ve eleme usulü ile yapılan miktarsal çalışmalar sonucu bu miktarın %50 oranında olmak üzere net 1.320 gram esrar içerdiğinin anlaşılmasıyla, miktar itibarıyla kullanmak için uyuşturucu maddenin satın alındığına yönelik savunmanın mesnetsizliği,
    Hususları birlikte değerlendiğinde; sanıklar ... ve ...’nün uyuşturucu madde ticareti suçundan suçun işleniş biçimi, suçun konusunun önem ve değeri, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar ve sanıkların kastının ağırlığı ve yoğunluğu göz önünde bulundurularak takdiren alt sınırdan uzaklaşılarak teşdiden cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
    Her ne kadar Yargıtay 10. CD"nin 02.12.2014 tarih ve 2014/5055 Esas-2014/13272 Karar sayılı ilamıyla olay tutanağında adı geçen Elazığ"daki otobüs yazıhanesinde görevli Nihal Oral"ın tanık olarak dinlenmesi, sonucuna göre ikrarları nedeniyle sanıklar hakkında etkin pişmanlıkla ilgili TCK’nun 192/3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılarak buna göre karar verilmesi gerekçesiyle mahkememiz hükmü bozulmuş ise de, Nihal Oral"ın otobüs terminalinde bilet satan görevli olması, dinlenmesinin sanıkların hukuki durumunu değiştirmeyeceğinin anlaşılması ve sanık ...’nün kolluk beyanında esrarı Osman Ayaz isimli şahıstan temin ettiğini belirtmesine rağmen daha sonraki beyanlarında bu hususu inkar etmesi ve Osman Ayaz’ın kullandığını belirttiği hattın Fatih Barlı isimli bir kişiye ait olması karşısında yasal şartları oluşmadığından TCK’nun 192/3. maddesinin uygulanmasına yer olmadığı" şeklindeki gerekçeyle ilk hükmünde direnmiştir.
    Bu hükmün de sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.04.2015 gün ve 105358 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 353-1112 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 10. Ceza Dairesince 27.02.2017 gün ve 40-764 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar hakkında TCK"nun 192/3. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşullarının değerlendirilmesi açısından eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    28.11.2013 tarihli olay, yakalama ve rızaen teslim tutanağına göre; Manisa İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekiplerce, başka illere her türlü suç eşyasının taşınmasının engellenmesi amacıyla Turgutlu 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 27.11.2013 gün ve 1006 değişik iş sayılı önleme arama kararına dayalı olarak yapılan yol kontrolünde, uygulama noktasına gelen ve Elazığ"dan İzmir"e gitmekte olan yolcu otobüsünün Turgutlu ilçesinde durdurulduğu ve bagajda yapılan aramada narkotik köpeğin bir valize tepki vermesi üzerine, otobüs görevlilerine valizin kime ait olduğu sorulduğunda bilmediklerini söyledikleri, yolculara gösterildiğinde de kimsenin sahiplenmemesi üzerine açılan valizin içerisinde, bazılarının Elazığ Kütüphanesinden alındığına ilişkin emanet kuponu bulunan kitaplar, erkek ve kadın giyim eşyaları ile bunların altında vakumlanmış 3 ayrı poşet içinde gazete kağıdına sarılı toplam 2.900 gram esrar olduğu değerlendirilen bitki parçalarının ele geçirildiği, valizin sahibinin belirlenmesi amacıyla otobüsün Ahmetli İlçe Emniyet Amirliğine yolcular ve bagajları ile birlikte getirilerek Cumhuriyet savcısına bilgi verildiği, şüpheli görülen kişiler hakkında detaylı araştırma yapılması talimatı alınması üzerine, kolluk görevlilerinin gözlemine göre şüpheli görüldüğü belirtilen sanık ... ile yapılan görüşmede adı geçenin; Elazığ"da ikamet edip çalışmak için Kuşadası"na gittiğini, yalnız seyahat ettiğini, üzerindeki bileti attığını, uyuşturucu madde ile ilgili başka bir olay nedeniyle daha önceden cezaevine girdiğini, ele geçirilen esrarla ilgisinin olmadığını söylediği, şüpheli görülen diğer sanık ... ile yapılan görüşmede ise sanığın; Elazığ"da oturduğunu, daha önce Manisa"da pide fırınında çalıştığını ve tekrar çalışmak için Manisa"ya gitmek üzere yola çıktığını, Turgutlu"da inerek Manisa"ya gideceğini ve bileti de bu güzergaha göre aldığını söylediği, sanıklara birbirlerini tanıyıp tanımadıkları sorulduğunda ise tanımadıklarını söyledikleri halde, otobüs görevlilerince sanıkların mola yerlerinde bir araya gelerek birlikte hareket ettiklerinin belirtildiği, otobüs görevlilerinden alınan yolcu listesinde yapılan incelemede, 17 ve 43 numaralı koltuklar için sanık ... adına bilet düzenlendiğinin görülmesi üzerine firmanın Elazığ yazıhanesindeki görevlisi olduğu belirtilen Nihal Oral adlı kişi ile yapılan telefon görüşmesinde, sanık ..."nün daha önce Turgutlu ilçesine kadar yan yana iki kişilik bilet aldığını, otobüs hareket etmeden önce uzun boylu, zayıf, siyah giysili bir kişi ile birlikte gelip ayrı koltuklarda gitmek istediklerini beyan ederek yerlerini değiştirdiklerini söylemesi üzerine sanıklarla tekrar görüşüldüğünde sanık ..."ın önceki beyanlarını tekrar ettiği, ancak sanık ..."in; diğer sanık ... ile birlikte hareket ettiklerini, esrarın kendilerine ait olduğunu, bu esrarı Elazığ"da Osman Ayaz adlı kişiden aldıklarını, esrarın bulunduğu valizi de otobüse kadar bu kişinin getirip koyduğunu, esrarı sattıktan sonra Osman"ın parasını vereceklerini söyleyerek esrarı rızaen teslim ettiği,
    İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 17.12.2013 tarihli uzmanlık raporuna göre; valizde ele geçirilen bitki parçalarından net 1.320 gram esrar elde edilebileceğinin tespit edildiği,
    Manisa Emniyet Müdürlüğü Vücut İzi Geliştirme Laboratuvar Büro Amirliğince düzenlenen 04.12.2013 tarihli uzmanlık raporunda; uyuşturucu maddenin konulduğu poşetler ve gazete parçaları üzerinde herhangi bir vücut izine rastlanmadığının belirtildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Tanık İrfancan Aygün; otobüs muavini olduğunu, suça konu esrarın bulunduğu valizin kime ait olduğunu bilmediğini, valizleri bagaja almakla görevli olmadığını, 43 numaralı koltukta oturan kişiyi simaen tanıdığını ve daha önce Sarayatik Mahallesinde gördüğünü, bu kişinin tüm molalarda 17 numaralı koltukta oturan kişiyle birlikte hareket ettiğini, ancak otobüs içerisinde ve yolculuk esnasında konuşmadıklarını, bu hareketleri nedeniyle şahısların dikkatini çektiğini, bu kişilerin otobüse binerken herhangi bir eşya verip vermediklerini de bilmediğini söylemiş,
    Tanık Tolga Yıldırak; otobüs muavini olduğunu, 17 ve 43 numaralı koltuklarda oturan kişilerin molalarda birbirleriyle görüştüklerini, şahısları birlikte çay içerken gördüğünü, ancak şahısların otobüste birbirleriyle konuşmadıklarını, valizleri Elazığ otogarında bagaja kendisinin koymadığını, bu işi bagaj personelinin yaptığını, suça konu esrarın bulunduğu valizin otobüse kimin tarafından konulduğunu da görmediğini anlatmış,
    Sanık ... kollukta müdafii huzurunda alınan ifadesinde; Elazığ"da fırında çalışmakta iken 2 yıl önce Manisa"ya gelip değişik fırınlarda çalıştığını, 3-4 ay kadar önce işten ayrılıp Elazığ"a döndüğünü ve burada oturmaya devam ettiğini, sanık ... ile, Elazığ"da ikamet eden Osman Ayaz aracılığıyla olaydan yaklaşık 1 hafta önce tanıştığını, sanık ..."ın ne iş yaptığını bilmediğini, sanık ..."in uyuşturucu sattığını başka kişilerden duyduğunu, ancak satarken görmediğini, seyyar satıcılık yapan Osman Ayaz"ın kendisine "Abdulhalık ile birlikte Manisa"ya uyuşturucu götürüp satın" diyerek suça konu esrarı verdiğini, borçlarını ödemek amacıyla suça konu esrarı sanık ... ile birlikte Manisa"da satmayı planladıklarını, sanık ..."ın esrarın bulunduğu valizi otobüse koyarken kendisine gösterdiğini, ancak valizi Elazığ otogarına kimin getirdiğini bilmediğini, olaydan bir gün önce sanık ... ile görüştüğünü, olay günü otobüs durdurulduğunda ise telefonlarından birbirlerinin numaralarını sildiklerini, sabıka kaydı olmadığı için de otobüs biletlerini kendi adına ve önce yan yana olacak şekilde aldığını, ancak sanık ..."ın sabıkası olduğu için sonra bilet numaralarını değiştirdiğini, otobüs mola verdiğinde buluşup sohbet ettiklerini,
    Sorguda; olaydan 10 gün kadar önce Osman Ayaz aracılığıyla tanıştığı sanık ..."ın çalışmak için Kuşadası"na gitmek istediğini öğrendiğini, kendisinin de Manisa"ya çalışmaya gideceğini, Abdulhalık"ın maddi durumu iyi olmadığı için Osman"ın kendisinden onun için de bilet almasını istediğini, bu nedenle ilk önce yan yana bilet aldığını, sonra da rahat uyuması için sanık ..."a arkadan yer alarak koltuk yerlerini değiştirdiğini, ele geçirilen esrarla ilgisinin olmadığını, kollukta avukatı gelmeden önce polislerden şiddet gördüğünü, bu nedenle müdafii gelince de polislerin istediği şekilde ifade verdiğini,
    Kovuşturmada ise; olay tarihinden önce arkadaşı Osman"ın kendisinden sanık ...’ı çalışması için Manisa’ya götürmesini istediğini, sanık ..."ın da kendisiyle gelmek istediğini, yola çıkmadan önce açık kimliğini bilmediği Sarı Ahmet olarak hitap edilen kişiden Manisa"da kullanmak amacıyla 650 Lira karşılığında esrar aldığını, satma amacının olmadığını, uyuşturucu kullanan sanık ..."ın da esrardan haberdar olduğunu, Manisa"da bu esrarı birlikte kullanacaklarını, Elazığ"da bilet alırken önce yan yana koltuk aldıklarını, ancak daha sonra arkadaki koltukların boş olması sebebiyle rahat gidebilmek için sanık ..."ın koltuk numarasını değiştirdiklerini, Osman Ayaz’ın kendisine satmak için esrar vermediğini, ifadeleri arasındaki çelişkinin, karakolda korkudan dolayı farklı yönde beyanda bulunmasından kaynaklandığını, sorgu ifadesinden farklı olarak da uyuşturucu maddenin kendisine ait olduğunu kabul ettiğini ve kullanmak için aldığını,
    Kollukta susma hakkını kullanan sanık ... savcılıkta; Elazığ"da ikamet ettiğini ve işsiz olduğunu, başka bir olayda esrarla yakalanmış olması sebebiyle Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma kapsamında 5 ay tutuklu kaldıktan sonra 31.10.2013 tarihinde salıverilip Elazığ"a döndüğünü, kolluk görevlilerinden korktuğu için sanık ..."i tanımadığını söylediğini, aslında sanık ... ile olaydan 10 gün kadar önce Elazığ"da Osman Ayaz adlı bir kişi aracılığıyla tanıştığını, sanığın Manisa"ya gideceğini öğrendiğini, kendisi de Kuşadası"na çalışmak için gitmeyi düşündüğünden birlikte otobüsle İzmir"e gitmeye karar verdiklerini, parası olmadığı için otobüs biletini sanık Muhammet"in aldığını ve biletlerin de onun adına düzenlendiğini, valizde ele geçirilen esrarla ilgisinin olmadığını,
    Sorguda savcılık ifadesine ek olarak; ilk önce yan yana bilet aldıklarını, ancak sonra arkada uyumak için kendi bilet numarasını değiştirdiğini, daha önceden uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan tutuklandığı için görevlilere sanık ..."i tanımadığını söylediğini ve sanık ..."in uyuşturucu getirdiğini bilmediğini,
    Kovuşturmada ise; sanık ...’in teklifi üzerine iş bulmak için Manisa’ya gitmeye karar verdiğini, sanık ...’in aldığı uyuşturucu maddeden haberi olduğunu ve bu uyuşturucuyu Manisa"da birlikte kullanacaklarını,
    Savunmuşlardır.
    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun uyuşturucu madde imâl ve ticareti ile kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçlarında etkin pişmanlığı düzenleyen 192. maddesi suç tarihi itibarıyla;
    “(1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmî makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
    (2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmî makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.
    (3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
    (4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmî makamlara başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz” hükmünü içermektedir.
    Maddenin gerekçesinde de; “Maddede, uyuşturucu veya uyarıcı maddelere ilişkin suçlar bakımından özel bir pişmanlık hâli düzenlenmiştir…Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti ya da kullanmak için satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması suçları ile ilgili olarak soruşturma başladıktan sonra, etkin pişmanlık göstererek suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek cezada indirim yapılması öngörülmüştür. Ancak, bu bilgi vermenin gönüllü olması gerekir. Etkin pişmanlıktan yararlanabilmek için, bunun en geç hüküm verilmeden önce gerçekleşmesi gerekir...” açıklamalarına yer verilmiştir.
    5237 sayılı TCK’da “etkin pişmanlık” başlığı altında yapılan düzenlemede, eylem suç olmaktan çıkmamakta, duyulan pişmanlık ve eylemin sonuçlarının bir kısmının bertaraf edilmesi nedeniyle faile ceza verilmemek veya verilecek cezadan indirim yapılmak suretiyle cezayı kaldıran ya da azaltan bir durum sözkonusu olmaktadır.
    Ceza Genel Kurulunun 20.12.1993 gün ve 301-338 sayılı kararında belirtildiği üzere, uyuşturucu madde ticareti suçları ile korunan hukuki yarar genel kamu esenliği olduğundan, iştirakçilerin kimliklerinin veya uyuşturucu maddelerin saklandığı yerin bu suçu işleyen failler tarafından bildirilmesi halinde, suça konu maddelerin ele geçirilmesine dolayısıyla genel kamu esenliğini korumaya yönelik olarak uyuşturucu madde temini suçuyla mücadeleye katkıda bulunan bu suç faillerine tayin edilecek cezadan indirim yapılması öngörülmektedir.
    Benzer suçlarla ilgili uygulamada en çok karşılaşılan hal olan, sanığın eylemi yetkili mercii tarafından haber alındıktan sonra etkin pişmanlıkta bulunmasına ilişkin 5237 sayılı TCK"nun 192. maddesinin 3. fıkrası üzerinde durulmalıdır. Buna göre, uyuşturucu ve uyarıcı madde imal veya ticareti eylemine iştirak etmiş olan veya kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı maddeyi satın alan, kabul eden veya bulunduran kimsenin, suçun işlendiğinin yetkili makamlar tarafından öğrenilmesinden sonra, suçun meydana çıkmasına ya da fail ve suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmesi verilen cezadan indirim nedeni olup, etkin pişmanlığın bu hali aynı maddenin 1. ve 2. fıkralarında düzenlenen cezasızlık halinden zaman itibarıyla ayrılır. Cezasızlık durumunda yetkili merciler tarafından haber alınmadan önce ihbar ve yardım yapılması gerekirken, 3. fıkrada düzenlenen ve indirim nedeni olarak kabul edilen etkin pişmanlıkta resmi makamlarca haber alınmasından sonra işbirliği aranmaktadır.
    Yerleşmiş yargısal kararlar ve öğretide yer alan baskın görüşlere göre, 5237 sayılı TCK’nun 192/3. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gereklidir:
    1- Fail 5237 sayılı TCK"nun 188 ve 191. maddesinde düzenlenen suçlardan birini işlemiş olmalıdır.
    2- Hizmet ve yardım bizzat fail tarafından yapılmalıdır.
    3- Hizmet ve yardım soruşturma ya da kovuşturma makamlarına yapılmalıdır.
    4- Hizmet ve yardım, suçun resmi makamlar tarafından haber alınmasından sonra, ancak mahkemece hüküm verilmeden önce gerçekleşmelidir. 5271 sayılı CMK’nun 158. maddesinde gösterilen, bir suç hakkında soruşturma yapmakla yetkili olan adli ve idari merciler, Adalet ve İçişleri Bakanlıkları, savcılıklar, emniyet ve jandarma teşkilatı, suçları savcılıklara iletmekle yükümlü olan vali ve kaymakamlıklar, elçilikler ve konsolosluklar resmi makamlar kapsamında değerlendirilmelidir.
    5- Fail kendi suçunun ya da bir başkasının suçunun ortaya çıkmasına önemli ölçüde katkı sağlamalı, bilgi aktarımı ile suçun meydana çıkmasına ya da diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmelidir.
    6- Failin verdiği bilgiler doğru, yapılan hizmet ve yardım sonuca etkili ve yararlı olmalıdır.
    Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan haklarında soruşturma başlatılan sanıklar ... ve ..."in, resmi makamlar tarafından haber alındıktan sonra gönüllü olarak soruşturma ve kovuşturma makamlarına açıklamada bulundukları uyuşmazlığa konu olayda, diğer şartların gerçekleştiği konusunda bir tereddüt bulunmaması nedeniyle, etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi açısından, uygulamada en çok tereddüt yaşanan 5 ve 6. bentlerde yer alan şartların gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmalıdır. Failin etkin pişmanlık nedeniyle indirimden yararlanabilmesi için kendi suçunun ortaya çıkmasına ya da suç ortaklarının yakalanmasına yardım ve hizmet etmiş olması gerekmektedir. Suç ortakları kavramı uyuşturucu madde suçuna katılan ya da başka bir uyuşturucu madde suçu işleyen kimse olarak anlaşılmalı; "yakalanması" sözcüğü de, "suç ortaklarının yakalanması ya da kim olduğunun belirlenmesi" olarak kabul edilmelidir. Fail suç ortağının, uyuşturucu maddeyi satın aldığı veya sattığı kişinin ya da başka bir uyuşturucu madde suçu işleyen kişinin yakalanmasına ya da kim olduğunun belirlenmesine katkıda bulunduğunda indirimden yararlanacaktır. Failin kendi suçunun ya da suç ortaklarının ortaya çıkmasına yönelik olarak verdiği bilginin yardım ve hizmet niteliğinde kabul edilebilmesi için, hizmet ve yardımın konusu olan bilgilerin doğru olmasının yanında, hizmet ve yardımın sonuca etkili ve yararlı olması da gerekmektedir.
    Buna göre, yakalanan kimsenin uyuşturucu maddeyi açık kimliğini bilmediği bir şahıstan aldığını söylemesi ya da hayalî isimler vermesi veya daha önceden uyuşturucu işine karıştığını bildiği kişinin adını vermesi etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için yeterli görülmemeli, failin bildirdiği kişi yakalanmış ise mahkûm edilmiş olması ya da yakalanamamışsa kimliği ve varlığının belirlenmesi, failin bildirdiği kişiye suç atması için neden bulunmadığının anlaşılması, mevcut delillerin o kişinin suçluluğunu kabule yeterli bulunması ve verilen bilginin daha önce görevliler tarafından öğrenilmemiş olması durumlarında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmalıdır. Değinilen bu hallerin dışında, failin üzerinde kullanım miktarı içerisinde uyuşturucu ve uyarıcı madde ile yakalanmış olması halinde başka bir şekilde satış için hazırlandığı anlaşılmayan maddeyi satmak için bulundurduğunu bildirmesinde de, uyuşturucu ve uyarıcı madde satmak suçundan etkin pişmanlık koşullarının gerçekleştiği kabul edilmelidir.
    Buna karşılık, etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen failin açık kimliği ve adresi bilinmeyen, varlığı dahi belli olmayan bir kişinin uyuşturucu ile ilgisi olduğunu beyan etmesi halinde böyle bir kişi hakkında araştırma yapmaya, araştırma yapılıyor ise sonucunu beklemeye gerek bulunmayıp, etkin pişmanlık nedeniyle indirim yapılmamalıdır. Failin bildirdiği kişiler ve onlar hakkında verdiği bilgiler daha önce görevliler tarafından öğrenilmişse, zaten bilinen bir bilginin açıklanması yardım ve hizmet kapsamında değerlendirilmemelidir. Aynı şekilde görevliler tarafından bilinmese dahi verilen bilgi suçun ortaya çıkmasına ya da suç ortağının yakalanmasına ya da belirlenmesine etkili olmaması halinde de etkin pişmanlık şartlarının gerçekleşmediği kabul edilmelidir.
    Nitekim CGK"nun 03.03.2015 gün ve 523-28, 20.05.2014 gün ve 732-270, 12.06.2012 gün ve 670-226 sayılı kararlarında da aynı hususlar vurgulanmıştır.
    Öte yandan ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektedir. 5271 sayılı CMK, adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir değişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Üzerinde bagaj fişi bulunmayan, kime ait olduğu anlaşılamayan, otobüs görevlilerince sahibi bilinmeyen ve yolcularca da sahiplenilmeyen valizin, otogara kimin tarafından getirilip otobüse yerleştirildiğinin de tespit edilemediği dikkate alındığında; olay tutanağına göre, yolcu listesinin incelenmesi sonucu sanıkların, sanık ... tarafından alınıp sonradan numaraları değiştirilen iki ayrı biletle ve 17 ile 43 numaralı koltuklarda yolculuk yaptıklarının, otobüs görevlilerinin beyanlarına göre de, mola verildiğinde bir araya gelip sohbet ettiklerinin belirlenmesi üzerine, otobüs firmasının yazıhane görevlisi olan Nihal Oral ile yapılan görüşmeden sonra ve söz konusu valizin sahibinin henüz tespit edilemediği soruşturma aşamasında sanık ..."nün, kovuşturma aşamasında ise sanık ..."in valizi sahiplenerek suça konu esrarın kendilerine ait olduğunu söylediklerinin anlaşılması karşısında; yazıhane görevlisi Nihal Oral"ın mümkünse sanıklarla yüzleştirilerek, mümkün değilse sanıkların fotoğrafları kendisine gösterilerek, otobüs hareket etmeden önce bilet numaralarını değiştirmek için gelen sanıkların yanlarında suça konu valize benzer bir valiz olup olmadığı, varsa valizin hangi sanık tarafından taşındığı ve buna göre sanıkların biri ya da her ikisinin suça konu esrarın konulduğu valizle doğrudan irtibatlarının bulunup bulunmadığı konusunda tanık olarak dinlenmesi, sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek; ikrarları olmaksızın diğer delillere göre eylemlerinin sabit olup olmayacağının her bir sanık yönünden ayrı ayrı tespit edilmesi, sanık ..."in eyleminin sabit olmayacağının değerlendirilmesi halinde öncelikle, sanık ..."in soruşturma aşamasındaki ikrarının kendi suçu yanında sanık ..."ın suçunu da ortaya çıkarmaya yeterli olup olmadığının belirlenmesi, yalnız sanık ..."in ifadesiyle hem kendi suçu hem de sanık ..."ın suçu ortaya çıkmışsa sanık ... hakkında indirim oranı daha fazla olmak suretiyle TCK"nun 192/3. maddesinin uygulanması, sanık ..."in ikrarıyla kendi suçu ortaya çıkmış olmasına karşın, sanık ..."ın suçunun sanıkların ikrarları dışındaki somut delillerle ispat edildiğinin, diğer bir anlatımla, sanık ..."in ifadelerinin diğer sanık ..."ın suçunun ortaya çıkmasında etkili olmadığının kabulü halinde sanık ... hakkında daha az oranda indirim yapılmak suretiyle TCK"nun 192/3. maddesinin uygulanması, sanık ... yönünden ise; Nihal Oral"ın tanık olarak alınacak ifadesi, sanık ..."in ikrarı, biletlerin birlikte alınması, koltuk numaralarından birinin sonradan değiştirilmesi ve sanıkların molalarda bir araya gelmelerine dair olgular birlikte değerlendirildiğinde; sanık ..."ın kovuşturma aşamasındaki dolaylı ikrarının kendi eyleminin sübutuna etkili olup olmadığı, dolaylı ikrarda bulunmaması halinde mevcut delillerle de eyleminin sabit görülüp görülmeyeceği tartışılarak, sanık ..."ın suça konu uyuşturucu maddenin kendisine de ait olduğuna dair ikrarı olmaksızın suçunun sübut bulmayacağının kabulü halinde, bu sanık hakkında da TCK"nun 192/3. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilerek; Özel Daire bozma ilamında belirtilen hususlar yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanıkların hukukî durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.02.2015 gün ve 11-25 sayılı direnme hükmünün, sanıklar hakkında TCK"nun 192/3. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşullarının değerlendirilmesi açısından eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.07.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi