1. Hukuk Dairesi 2014/11246 E. , 2015/12086 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2014
NUMARASI : 2013/251-2014/106
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Y........"in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında mahkemece, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı,davalılardan babası Muzaffer"in maliki olduğu 2462 ada 7 parsel sayılı taşınmazını satış suretiyle diğer davalı Nermin"e temlik ettiğini, babasının 14.01.2008 tarihinde tanıştığı yabancı uyruklu bir kadınla habersiz bir şekilde evlendiğini, evlendikten sonra mal varlığını hızla elinden çıkarmaya başladığını, bedelsiz ve muvazaalı devirler yaptığını, tutarsız davranışları ve mal varlığının korunması için vasi tayini istemiyle dava açıldığını, diğer davalı Nermin"in de dava konusu taşınmazı satın alacak maddi güce sahip olmadığını ve ona yapılan temlikin de muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapunun iptali ile tekrar önceki malik olan babası Muzaffer adına tesciline karar verilmesi istemiyle eldeki davayı açmış,mahkemece aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar,Dairece “..her ne kadar davacı vasi sıfatıyla dava açmamış ise de adına dava açılan kişinin sonradan vesayet altına alınması ve vasi atanması durumunda başlangıçta olmayan dava şartının sonradan tamamlanacağı bu nedenle vasi tayini istemiyle açılan davanın sonucunun beklenilmesi, belirlenecek duruma göre taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra bir karar verilmesi,gerektiğine değinilerek bozulmuş; mahkemece, bozma gereği yerine getirilmek suretiyle yapılan yargılama sonunda aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere mahkemenin Yargıtay"ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan, yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (9.5.1960 Gün.21/9 sayılı YİBK).
Ne var ki, mahkemece, yukarıda içeriği açıklanan bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmeden sonuca gidildiği görülmektedir.
Şöyle ki;vasi tayini istemiyle açılan İstanbul Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1972 E.-2010/1129 K. Sayılı ilamının kesinleşmesinin beklenilmediği,ilamın kesinleşmesi beklenilmeden,davanın vasiye ihbar edildiği ancak davanın vasi tarafından takip edilmediği yine ilgili vesayet doyasında vasi adayı davacının kısıtlı adayı davalı M.. B.."a vasi olarak atanmadığı,resen Av. E. Ç. "ın vasi atandığı gerekçeleriyle sonuca gidildiği anlaşılmıştır.
Hâl böyle olunca;vasi tayini istemiyle açılan İstanbul Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1972 E.-2010/1129 K. Sayılı ilamının kesinleşmesinin beklenilmesi,vasiye dava dilekçesi,duruşma gün ve saatinin tebliğ edilerek usulünce duruşmada yer almasının ve taraf teşkilinin sağlanması ondan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken,bozma gerekleri yerine getirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.