Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16624
Karar No: 2016/5891

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/16624 Esas 2016/5891 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/16624 E.  ,  2016/5891 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki yapılan tazminat davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili Av. ... ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 22/03/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ... vekili Av. ... ile ... vekili Av. ... ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili dava dilekçesi ile, vekil edenin Topaklı köyü 115381 ada 1 parsel (eski parsel No: 690) numaralı 29.200,00 m² yüzölçümlü taşınmazın maliki olduğunu, başka bir parsel ile mükerrerlik tespit edilerek davacının tapusunun 22.079,02 m²"lik kısmının iptal edildiğini, davacının bilgi ve iradesi dışında mükerrerlik nedeni ile tapudan terkin edilen kısımdan dolayı ile davacının zarara uğradığını bu nedenle taşınmazın değerinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.000,00.-TL zararın tapu terkin tarihinden itibaren, bu talep kabul edilmez ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., işlem tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde davanın açılmadığı, dava hakkının zamanaşımına uğradığı, zararında önceki malikten talep edilmesi gerektiği, ...nin bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddine istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 09/09/2013 gün ve .../...-... sayılı ilâmıyla bozulmuştur.
Bozma ilâmında “4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan da TMK"nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. (HGK"nın 16.06.2010 gün ve 2010/4-349/318 sayılı kararı)
Hal böyle olunca; 1950 yılında yapılan tapulama çalışmalarında 29200 m² olarak tespit ve tescile tâbi tutulan taşınmazın, sonradan yüzölçümü ve sınırlarının Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca, başka bir parsele binmeli olması nedeniyle düzeltilmesi sırasında oluşan zararın da kadastro işlemlerinden kaynaklandığı ve TMK"nın 1007. maddesi anlamında tazmini gerektiği muhakkak olup, işin esasına girilerek, taşınmazın niteliği tespit edilip, arazi ise gelir metodu esas alınarak; arsa ise emsal incelemesi yapılarak davacının zararının kapsamı belirlenerek talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmiş, davalı ... karar düzeltme talebi ise 17/03/2014 tarih ve .../... - ... sayılı ilâmıyla reddedilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyulmuştur.
Davacı vekili bozma ilâmından sonra 14/01/2014 tarihli dilekçe ile dava değerini 154.553,00.-TL olarak ıslah etmiştir.
Mahkemece; bozma ilâmından sonra verilen harçlandırılmamış ıslah talebinin reddine karar verdikten sonra davanın kabulüne, 6000,00.-TL’nin dava tarihi olan 09/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu sicilinin gereği gibi tutulmaması nedeniyle uğranılan zararın TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacının 07.02.2008 tarihinde 29200 m² yüzölçümlü olarak satın aldığı Topaklı köyü 690 parsel sayılı taşınmazın 1950 yılında yapılan tapulama sırasında tarla niteliğiyle tespitinin yapıldığı, Çankaya Kadastro Müdürlüğü tarafından 3402 sayılı Kanunun 22. maddesi uyarınca uygulamaya tâbi tutularak, taşınmazın 22.079,02 m²"lik kısmının İkizce köyü 1 nolu parsele binmeli (mükerrer) olması nedeni ile yüzölçümü ve sınırları düzeltilerek, 7120,98 m² olarak yeniden davacı adına tescil edildiği, yapılan bu işlemin 08/03/2011 tarihinde ilân edilerek kesinleşmesi üzerine, davacının tazminat istemli iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 04.02.1948 gün ve 10/3 sayılı kararına göre bozmadan sonra ıslah suretiyle talep sonucunun arttırılması mümkün değildir. Bu itibarla davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığı gibi bozma ilâmı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle de davacı ...nin davanın reddine karar verilesi gerektiğine yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak; Medenî Kanunun 1007. maddesinde sözü edilen zarar gerçek zarar olup, burada gerçek zarar; tapunun yüzölçümünün azalması nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idi ise aynı durumun yeniden tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği yani taşınmazın davacı tarafından satın alındığı tarihtir.
Hal böyle olunca, uygulama kadastrosu ile 22.079,02 m² azalan taşınmazın niteliği 17.04.1998 gün 1996/3-1 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı ve Bakanlar Kurulunun 28.02.1983 gün 1983/6122 sayılı kararı gözetilmek suretiyle belirlenmelidir. Belirlenen nitelik arazi ise değerlendirme tarihi itibariyle net gelir metodu yöntemi ile taşınmazın niteliği arsa ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
Bu nedenle, mahkemece taşınmazın değerlendirme tarihindeki niteliği arsa olarak belirlenir ise emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihi olan 07.02.2008 tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren, emsal ile dava konusu taşınmazların eksik ve üstün yönlerinin karşılaştırıldığı rapor alınması,
Taşınmazın değerlendirme tarihindeki niteliği arazi olarak belirlenir ise arazi niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak, sulu olup olmadığı, yerleşim alanlarına uzaklığı, iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri İlçe Tarım Müdürlüğünden getirtilmek suretiyle, taşınmaz üzerinde meyve ağaçları varsa ağaçların cinsleri de dikkate alınmak suretiyle elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak değerlendirme tarihi 07.02.2008 itibariyle davacının oluşan gerçek zararının saptanması gerekirken, değerlendirme tarihi olarak dava tarihini alan ve açıklanan nitelikleri taşımayan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... ve davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100,00.-TL vekâlet ücretinin davacı ... davalıdan karşılıklı olarak alınarak birbirlerine verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın 297/1-ç ve aynı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/05/2016 günü oy birliği ile karar verildi.






Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi