10. Hukuk Dairesi 2017/2277 E. , 2017/4538 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya annesi ...’dan dolayı bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki ... Kurumu Başkanlığı işleminin iptali ile aylığın kesilme tarihi itibariyle yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti, birleşen davalar ise yersiz ödenen aylıkların yasal faizi ile birlikte tahsili, istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı – karşı davada davalının davasının kabulüne, davalı – karşı davada davacı Kurumun davasının ise reddine karar verilmiştir.
Hükmün, Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlarda yer almamakla birlikte ilk kez 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlığını taşıyan 56. maddesinin ikinci (son) fıkrasında düzenlenen davanın yasal dayanağı niteliğindeki norm 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş, fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiş olup, hükmün Anayasa"ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle yapılan başvurunun, Anayasa Mahkemesi"nin 15.12.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 28.04.2011 gün ve 2009/86 Esas - 2011/70 Karar sayılı kararı ile reddedildiği, dolayısıyla iptal edilmeyen fıkranın yürürlükte olduğu belirgindir.
Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa"nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı, talep konusu dönemde boşanan eşlerin kayıtlı oldukları yerde görev yapmış/yapmakta olan, mahalle/köy muhtar ve azalarından kanaat edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; Birleşen 2015/255 E. sayılı dosyasından, davacının babası ...’ın ölümünden dolayı, davacının kardeşi ...’a da 01.12.2010 tarihinden itibaren gelir bağlandığı için, kardeşi gelire girdiği tarihten itibaren geliri düşük ödenmesi gerekirken, davacıya fazla ödeme yapılmasından dolayı 2.046,75 TL"nin her bir ödeme tarihinden itibaren davacı/birleşen dosya davalısından tahsili talep edilmiştir. 2013/971 E. sayılı dosyasından; davacının babası ...’tan dolayı davacıya yersiz olarak ödenen 16.090,18 TL"nin davacı/ birleşen dosya davalısından tahsili talep edilmiştir. Bu dava ile ilgili, talep edilen yersiz ödemelerin hangi yıl ve aylara ilişkin olduğuna dair yersiz ödeme dökümleri ve borç tahakkuk dökümleri dosyaya celp edilmemiştir. 2013/757 E. sayılı dosyasından; davacıya annesi ...’dan dolayı yersiz olarak ödenen 28.980,92 TL"nin tahsili talep edilmektedir. Asıl dava dosyasından ise; Anne ...’dan dolayı davacıya ödenen aylıkların kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ve yeniden bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesi davacı tarafından talep edilmiştir. Yargılamada yapılan adres araştırmasında; Nüfus Müdürlüğü adres kayıt sisteminde davacının yerleşim yeri adresinin, 13.03.2007 tarihinden itibaren ... adresi olduğu, 29.12.2010 tarihinden itibaren ... adresi olduğu tespit edilmiştir. Davacı ile ilgili ... tarafından gönderilen adres bilgilerinde, 14.4.2010-05.04.2011 tarihleri arasında davacının adresi olarak, ... adresi adres olarak bildirilmiştir. ... tarafından davacı ile ilgili gönderilen adres bilgilerinde, ... adresinde, 10.02.2011 başlangıç-25.7.2013 iptal tarihli davacı adına TTNET abonelik sözleşmesi olduğu bildirilmiştir. ... tarafından davacı ile ilgili gönderilen adres bilgilerinde, 2013 aktivasyon tarihli adres bilgisinde, ... adresi davacının adresi olarak bildirilmiştir. Davacı ile ilgili Nufus adres kayıt sisteminde mevcut adres bilgileri ile ..., ..., ... tarafından gönderilen adres bilgilerinin örtüşmediği anlaşılmaktadır. Davacının 29.12.2010 tarihinden itibaren yerleşim yeri adresi olarak gözüken, ... adresinin, bu adrese ilişkin düzenlenen elektrik faturasından annesi tarafından kullanılan adres olduğu anlaşılmaktadır. Davacının boşanmış olduğu eşine ait Nufus adres kayıt siteminde gözüken yerleşim yeri adresleri ile ilgili herhangi bir tahkikatın yapılmadığı, bu adreslerde uyuşmazlık konusu dönemlerde kimlerin ikamet ettiği, davacının boşandığı eşinin bu adreslerde ikamet edip etmediğine dair dosya kapsamında bilgi mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Kurum denetmeni tarafından, ... adresinde yapılan araştırmada, ... isimli kişinin beyanı alınmış beyanında;” davacı komşum olur, Nurgül takma adını kullanmakta, ... ise taksici ... olarak tanınmaktadır. Bahsettiğim kişiler on beş yıla yakın resmi olarak boşanıp, fiilen birlikte yaşamaktadırlar” şeklinde beyanda bulunmuştur. ... adresinde yapılan araştırmada ifadeleri alınan ... ve ... adlı kişiler de, davacının adreste ikamet ettiğini, taksici ... diye birinin davacının oğlu..."in yanına geldiğini gördüklerini beyan etmişlerdir. Kurum denetmeni tarafından imzalı beyanı alınan ...” Davacıyı 17 senedir tanırım, kağıt üzerinde ayrı oldukları halde birlikte yaşamaktadırlar, mahallede herkes bilir” şeklinde beyanda bulunmuştur. Mahkemedeki beyanında ise; ben ...’den dolayı tanırım, 4 sokak ötemizde oturur, birlikte yaşadıklarını gözümle görmedim” şeklinde beyanda bulunmuştur. Tanığın beyanının, Kurum denetmenine verdiği imzalı beyanı ile çeliştiği görülmektedir.
Birleşen 2013/971 E. sayılı dava dosyasından, davacıya babası ...’tan dolayı, yersiz olarak ödenen 16.090,18 TL"nin tahsili talep edilmiştir. Bozmaya rağmen, yersiz ödendiği belirtilen aylıkların hangi yıl ve ay dönemlerine ait olduğuna ilişkin Kurum kayıtları celp edilmemiştir. Birleşen 2015/255 E. sayılı dosyasından talep edilen yersiz ödemenin hukuki sebebi ile diğer yersiz ödeme taleplerinin maddi vakıaları ve hukuki sebepleri farklı olmasına rağmen, hatalı olarak birlikte yaşama olgusu çerçevesinde değerlendirme yapılmıştır.
Mahkemece, birleşen 2013/971 E. sayılı dava dosyasından talep edilen yersiz ödemenin, borç dönemleri belirlenmeli, birleşen 2015/255 E. sayılı dosyasından talep edilen yersiz ödemenin, davacının kardeşi Firdevs’in gelire girmesi sebebiyle geliri azalması gerekirken davacıya fazla ödeme yapıldığı iddiası ile talep edildiği dikkate alınmalı, davacı ve boşanmış olduğu eşine ait Nufus Müdürlüğü adres kayıt siteminde tespit edilen adreslerde, uyuşmazlık konusu tarihlerde, kimlerin ikamet ettiği, davacı ve boşanmış olduğu eski eşinin tespit edilen adreslerde birlikte yaşayıp yaşamadıkları, adreslere bitişik komşu, yönetici, kapıcı, gibi kişiler dinlenerek tespit edilmeli, sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözönünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu davacı - karşı davada davalının davasının kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.