Davacı, davalı işveren nezdinde 15.9.2001-29.8.2002 tarihleri arasında çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, mahkemenin yetkisizliğine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı, Kırklareli ilindeki işyerinde 15.09.2001-29.08.2002 tarihleri arasında hizmet akdiyle çalıştığının tespitini istemiş, Mahkemece; tespiti istenilen hizmetlerin K. ilinde gerçekleştiği gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiştir. 506 Sayılı Kanun’un uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda; anılan yasada hüküm bulunmaması nedeniyle yetkili Mahkemenin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na ilişkin genel hükümlere göre belirlenmesi gerekir.Bu çevrede; davanın kural olarak Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 9 ve 17. maddeleri gereğince Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü’nün bulunduğu Ankara veya işlemlerin yapıldığı şubenin bulunduğu yerde açılması gerekir.Ne var ki, Kurum’un davanın açıldığı Tekirdağ’da Şube Müdürlüğü ve avukatları mevcuttur.Öbür yandan davalı Kurum avukatı davayı başından itibaren takip etmiştir.Bu durumda sigortalıya nazaran hem ekonomik, hem de teşkilat yönünden güçlülüğü tartışılamayacak kadar açık bulunan ve en az yetkili mahkemedeki düzeyde savunma hakkını kullanmış olan Kurum’un yetkisizlik itirazı objektif iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz. Diğer taraftan iş davalarının en kısa sürede sonuçlandırılması gereği de yasa hükmüdür.Konuya sosyal güvenlik açısından da bakıldığında yetkiye ilişkin genel usul kurallarının katı biçimde uygulanması, bu hukuk dalının amacı ile de bağdaştırılamaz.Aksinin kabulü halinde, kural olarak dar gelirli durumda bulunan sigortalılar ile bunların hak sahiplerinin mahkemeler yoluyla hak aramaları zorlaşmış olur.Oysa Kurumun görevi, sigortalı ya da hak sahiplerinin haklarını teslimde zorlaştırıcı değil, yasaların olanak verdiği ölçüde, olabildiğince kolaylaştırıcı olmalıdır. Belirtilen nedenlerle Tekirdağ İş Mahkemesi davada yetkili bulunduğundan; mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.