18. Hukuk Dairesi 2014/1707 E. , 2014/5494 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/04/2013
NUMARASI : 2012/709-2013/394
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmaz malın kamulaştırma (dava) tarihindeki mevki ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır.
Mahallinde yapılan keşifler sonucu alınan bilirkişi raporlarında; dava konusu taşınmazın fiilen sulanıp sulanmadığı, sulanıyor ise kaynağı, suyun kendi doğal akışı ile mi taşınmaza ulaştığı, dereden sulanıyorsa bu suyun taşınmazın tamamının sulanmasında her mevsim için yeterli olup olmadığı, ayrıca dereden sulanamadığı zamanlarda taşınmazın ne şekilde sulandığı, yapılan sulamanın başkasının taşınmazındaki bir kuyudan yapılıyor olması durumunda bu sulamanın daimi ve geçerli kabul edilebilmesi için kaynak üzerinde dava konusu taşınmaz lehine bir mükellefiyet kurulmuş olması gerektiğinden bu hususun varlığı ve suyun yeterliliği vb. gibi hususlar tam olarak araştırılmadan, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda "üreticiler yakında bulunan kaynaktan cazibe ile muhtelif parsellerde bulunan havuzları kullanarak kendi imkanları ile sulama yapmaktadırlar" belirtmesi yeterli görülerek, arazinin sulu tarım arazisi sayılması,
2-Dava konusu taşınmazın Bursa ve İstanbul"a yakın oluşu, imarlı bölgeye cepheli olması, zeytin ve diğer tarımsal ürünlerin işleme merkezlerine, ithalat ve ihracat merkezli liman ve karoyllarına yakın oluşunun taşınmazda %50 oranında objektif değer artışına neden olabileceği düşünülmeden %60 oranında objektif değer artışı uygulayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması,
3-Kamulaştırılan taşınmazda bulunan enkazın alınması mal sahibinden istenemez. Başka bir ifade ile taşınmaz maliki enkazı almaya zorlanamaz. Takdir komisyonu, enkazın mal sahibine ait olduğunu belirtmiş, mal sahibi de buna itiraz etmemiş ve dava konusu yapmamış ise enkaz değeri tespit edilerek bu bedelin kamulaştırma bedelinden düşülmesi gerekir. Böyle bir durum yoksa enkaz, belirlenen bedelden düşülemez. Mahkemece kıymet takdir raporuda getirilerek enkazın akıbetinin araştırılması, kim tarafından alındığının saptanması, enkazın mal sahibine bırakıldığı anlaşılması halinde enkaz bedelinin tespit edilen kamulaştırma bedelinden düşürülmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.