20. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/2444 Karar No: 2016/5883 Karar Tarihi: 18.05.2016
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/2444 Esas 2016/5883 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2015/2444 E. , 2016/5883 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... Nüfus Müdürlüğünde 1990-2008 yılları arasında memur olarak çalışan ... ... tarafından sahte düzenlenen nüfus kayıt örneği ile ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin ... tarih ve .../... E. - ... K. sayılı kararı ile olaylara sebebiyet veren ... .. mirasçılık belgesi verildiğini, ... ... ... 2 Ağır Ceza Mahkemesinin .../... Esas sayılı dosyasında TCK"nın 158/1-d maddesi gereğince hüküm giydiğini, mirasçılık belgesi ile tapuda tek muris olan ... ... müvekkillerinin 1285 ada 14, 15 ve 5 parsel ile 1285 ada 4 parsel sayılı taşınmazları satın aldığını, gerçek tapu malikinin açtığı davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı kararı ile Mah., ... mevkii 1285 ada 14, 15 ve 5 numaralı ... adına, aynı yer 1285 ada 4 numaralı ... adına kayıtlı olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verildiğini, nüfus kaydının sahte düzenlemesi ve tapu sicilinin yolsuz düzenlenmesi nedeniyle müvekkillerin zarara uğradığının açık olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 731.998,50.-TL tazminatın 01/10/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili davaya verdiği cevabında; dava konusu olayda sahte düzenlenen nüfus belgesine dayanılarak verilen veraset ilâmı ile satış işlemlerinin yapıldığını, ortada bir yolsuz tescil değil, nüfus memuru ... ... tarafından düzenlenen sahte belgeye istinaden çıkartılan veraset ilâmına dayalı olarak yapılan satışın söz konusu olduğunu dolayısıyla davanın, sahte belge düzenleyerek satış işlemleri yapan şahıslara karşı sahtecilik hukuksal nedenine dayalı açılması gerekirken, olayda hiçbir sorumluluğu bulunmayan devlete karşı açılmasının davanın husumetten reddini gerektirdiğini, devlete karşı açılacak davalarda BK"nın 72. maddesindeki 2 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin geçerli olduğunu, ortada bir yolsuz tescil olmadığını, ... ... tarafından davacılara satış yapıldığını, sahte belge düzenlenerek yapılan muvazaalı işlemler söz konusu olduğunu, tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan Devletin sorumluluğundan söz edilebilmesi için tapu görevlilerinin kusuru olsun olmasın tapu sicilinin tutulmasında kişilerin mameleki haklarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılması gerektiğini, sicilin hukuka aykırı tutulması gerektiği oysa olayda tapu görevlilerinin hukuka aykırı bir işleminden söz edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacıların iyiniyetli olmadıkları hususunun ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı kararında belirtildiği bu nedenle tazminata hak kazanamayacakları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu sicilinin gerektiği gibi tutulmaması nedeniyle uğranılan zararın TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine yöneliktir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 18/05/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.