17. Hukuk Dairesi 2016/10454 E. , 2017/4964 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki maluliyet tazminatı davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 03.01.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, tedavi gördüğünü, oluşan kazada müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, karşı tarafın kusurlu olduğunu, kusurlu aracın kaza tarihinde davalı ... şirketi bünyesinde sigortalı olduğunu belirterek, şimdilik 1.000,00 TL"nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, 13.01.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 9.534,84 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; yaya ..."nun 5/8=%62,5 oranında, araç sürücüsünün ise 3/8=%37,5 oranında kusurlu olduğu, ..."nun %3,3 oranında maluliyetinin olduğu tedavilerinin 4.5 aya kadar uzayabileceği ve bu süre zarfında %100 oranında malul sayılacağı ve davacının gerçek zararının 9.534,84 TL olduğu belirtilerek, davanın kabulü ile, 9.534,84 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranına ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminatı talebine ilişkindir.
Trafik kazası sonucu maluliyet nedeniyle ortaya çıkan zararın tayininde zarar görenin elde ettiği gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Kişinin herhangi bir işi yoksa, zarar gören kişinin geliri asgari ücret kabul edilerek bu miktar üzerinden hesaplanacaktır. Zarar gören kişi gelirinin asgari ücret üzerinde olduğunu, bir başka anlatımla herhangi bir işyerinde çalıştığı ya da bir meslek ... ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia ediyorsa bunu ispat etmesi gerekmekte olup yerel mahkemede bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır. Bu nedenle zarar gören davacı asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia etmiş ise çalıştığı iş yerinden trafik kazasının olduğu tarihteki ücret ve tüm gelirlerini gösterir ücret bordrolarını getirtilmelidir. Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın, mesleğini ... eden kişilerden ise ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği ... edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır.
Davacı 07.01.2016 tarihli beyan dilekçesiyle, hukuk fakültesinden 2015 yılında mezun olduğuna dair belgeyi sunmuş ve aktüerya hesabında bu hususun göz önünde bulundurulmasını talep etmiştir. Mahkemece davacının gelirini asgari ücret kabul eden bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmişse de davacının hukuk mezunu olduğu dikkate alındığında davacının gelirinin asgari ücretten fazla olduğu hayatın olağan akışına daha uygundur. Böyle bir davada gerçek zararın belirlenmesi için, davacının gelirinin daha net kriterlerle ortaya konulması gerekmektedir. Öncelikle davacıya bu konuda ispat imkanı verilmesi ve bu konu ile ilgili kuruluşlara yazı yazılarak muhtemel gelirin tespit edilerek bu miktara göre tazminatın belirlenmesi ve sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.