(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2017/3927 E. , 2021/4664 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Davanın Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Yasa’nın 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istemine olduğu belirtilerek, Mahkemece taşınmazlar başında keşif yapılmak suretiyle, kadastro müdürlüğünce yapılan işlemin doğru olup olmadığı konusunda, tesis kadastrosu sırasındaki ölçü çizelgeleri, orijinal ölçü krokisi vs. irdelenmek suretiyle alınacak bilirkişi raporu ile dosyadaki bilgi ve belgeler değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine ve ayrıca düzeltme işlemi yapan kadastro müdürlüğü yasal hasım olması nedeniyle bu davalı hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin isabetsizliğine" değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl davanın ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve arkadaşları vekili, ... vekili, ... ve müşterekleri vekili ve katılma yoluyla davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Yasa’nın 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi sonucu, davacı tarafın paydaşı olduğu 1244 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığı iddiasıyla açılmış olup, kayıt maliklerinin tamamının hukukunu ilgilendiren nitelikte bir davadır. Davacıların yüzölçümünde eksilme olduğunu iddia ettikleri 1244 parsel sayılı taşınmazın, müşterek mülkiyete konu olduğu, taşınmazda davacılar dışında başkaca paydaşların da bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle dava sonucunda verilecek hüküm tüm paydaşların hukukunu etkileyeceğinden, davaya diğer paydaşların da katılması zorunlu olup, mevcut haliyle davada, aktif dava ehliyetinin tamamlandığından söz edilemez. Önceki bozma ilamında bu hususa değinilmemiş ise de aktif dava ehliyetinin mevcudiyeti dava şartlarından olduğundan, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilerek hüküm kurulması hukuken mümkün bulunmadığı gibi, bu hususun önceki bozma ilamında bozma nedeni yapılmamasının taraflar açısından kazanılmış hak oluşturduğundan da söz edilemez.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davacı tarafa öncelikle, dava konusu taşınmazın kendileri dışındaki paydaşlarının yöntemince davaya katılımlarını sağlamaları için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksikliğin giderilmesi halinde işin esasına girilerek toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek, aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderilmeden, esasa girilerek hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.