Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2429
Karar No: 2019/4662
Karar Tarihi: 07.10.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/2429 Esas 2019/4662 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı şirketin ortağı olan bir kişi, iş hukukundan kaynaklanan alacaklarını almak için dava açar. Davacı alacaklı olduğunu iddia ederken, davalı vekili senetle ispat etmesi gerektiğini belirtir. Davacının iş hukukundan kaynaklanan alacaklarının takip konusu senedinin takibe konulması nedeniyle bertaraf edildiği iddia edilir. Davacı, takip konusu senedin kendisine ait olmadığını belirterek dava açar. İlk olarak davanın kabulüne karar verilir. Ancak yapılan temyizler sonucunda hüküm bozulur ve yeniden yargılama yapılır. Yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilir. Davacı aleyhine kötüniyet tazminatı verilmesi de kararlaştırılır. Ancak, takibin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmamasından dolayı davacı aleyhine tazminat hükmü doğru görülmemiştir. Bu sebeple, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince dava reddedilmiştir. Kanun maddesi, davanın reddi halinde davacı aleyhine tazminata hükmedilmesinin, takibin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına bağlı olduğunu belirtir. İlgili kanun maddesi 1, 2 ve 3. fıkralarını içerir.
19. Hukuk Dairesi         2018/2429 E.  ,  2019/4662 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili, davacının, davalı alacaklı şirketin ortağı olan...’nın, şirket müdürlüğü ve şirket ortaklığı yapmış olduğu ... Petrol Ürünleri İnşaat Nakliye Ltd Şti nezdinde 01.10.2004 tarihinden 21.12.2011 tarihine kadar çalıştığını, davacının işçilik hak ve alacaklarını istediğini ancak davadışı şirket bu hak ve alacakları ödemeyince iş hukukundan kaynaklanan alacaklarını almak için dava açtığını, dava dosyasındaki 28.11.2012 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının 24.568,06 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, şirket müdürü ve ortağı olarak ve işçilerin alacaklarını bertaraf etmek için, takip konusu senedin takibe konduğunu belirterek, davacının takip konusu 25.000 TL borcunun olmadığının tespitine, alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının iddiasını senetle ispat etmesi gerektiğini, tanıklara muvaffakatinin olmadığını, ...’nın 26.12.2006 tarihi itibariyle davalı şirket ile bir ilgi ve alakasının kalmadığını, davalı şirketin ... Petrol Ürünleri İnşaat Nakliye Ltd Şti ile de bir ilgi ve alakasının olmadığını, takip tarihinin iş mahkemesinde görülen davada alınan bilirkişi raporundan çok önce olduğunu, davacının iddialarının gerçekdışı olduğunu belirterek davanın reddine, %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece toplanan deliller neticesinde, davanın kabulüne, ... İcra Müdürlüğünün 2013/46 esas sayılı takip dosyasına konu edilen 15.09.2007 keşide tarihli, 15.06.2010 vade tarihli, 25.000,00 TL bedelli bonoya ilişkin davacının davalıya borcunun olmadığının tespitine, dava konusu 25.000,00TL bedelli bononun %20"si oranındaki tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 2015/2844E 2015/14852K sayılı ve 16.11.2015 tarihli ilamıyla; “Dava dışı..."nın yine dava dışı ... Petrol Ltd.Şti. ile birlikte davalı şirketin ortağı olması, adı geçen..."nın bonoda taraf sıfatının bulunmaması durumu değiştirmez. Bu durumda bonoda sıfatı olmayan bir kişinin davalı şirketin ortağı olduğundan bahisle yorum yapılarak kambiyo senedi hükümsüz kılınamaz. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada arakararı ile İş Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam edilerek, davanın kabulüne, ... İcra Müdürlüğünün 2013/46 esas sayılı takip dosyasına konu edilen 15.09.2007 keşide tarihli, 15.06.2010 vade tarihli, 25.000,00 TL bedelli bonoyla ilgili davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, alacağın %20"si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/20649E 2017/5479K sayılı, 03.07.2017 tarihli ilamıyla; “Mahkemenin bulunduğu ilçede müstakil ticaret mahkemesi bulunmadığından davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bakılması gerekirken, taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığı, iddiaya göre bu ilişkinin davacı ile dava dışı şirket arasında olduğu ileri sürüldüğüne göre mahkemece bozmaya uyulduktan sonra yanılgılı gerekçelerle davaya iş mahkemesi sıfatıyla bakılması yönünde ara karar oluşturularak iş mahkemesi sıfatıyla hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Mahkemece yapılacak iş Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılıp hükmüne uyulan bozma kararı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 72. maddesine göre açılmış menfi tespit davasıdır. İcra İflas Kanununun 72. maddesi 1, 2 ve 3. fıkraları gereğince davanın reddi halinde, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi, takibin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına bağlıdır. Somut olayda takip, ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmadığından mahkemece davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu yönüyle hükmün bozulması gerekmekteyse de bu husus, yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanun"un geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 5236 sayılı Kanunun 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/7 maddesi gereğince mahkeme kararının hüküm fıkrasının “2-Alacağın %20 oranında kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine” şeklindeki 2. fıkrasının tamamı hükümden çıkartılarak hükmün düzeltilmiş şekliyle onanmasına karar verilmesi uygun görülmüştür.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle (1) nolu bent gereğince davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bent gereğince hüküm fıkrasının “2-Alacağın %20 oranında kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine” şeklindeki 2. fıkrasının tamamı hükümden çıkartılarak hükmün bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi