Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/14778
Karar No: 2010/995
Karar Tarihi: 25.01.2010

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2008/14778 Esas 2010/995 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2008/14778 E.  ,  2010/995 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    DAVA :Davacı, nema alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı işçi davalı ... hakkında açtığı bu davada, işyerinde çalıştığı dönemde 3417 sayılı yasa uyarınca tasarruf kesintisi ile işveren katkı payı ödemesinin yapılmadığını ileri sürerek, tasarruf teşvik ve nema alacağı isteklerinde bulunmuştur.
    Davalı işveren davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    01.04.1988 tarihinde yürürlüğe giren 3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi Ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanunun 4. Maddesi, işverenlerin, işçilerin ücretlerinden yapacakları tasarruf kesintileri ile sağlayacakları işveren katkılarını tahakkuk ettirerek ücret ödemesinin yapıldığı ayı takip eden ayın sonuna kadar T.C. Ziraat Bankasında işçiler adına açtıracakları “Tasarruf Teşvik Hesabı’na” yatıracaklarını hüküm altına almış, 7. maddesi ile de işverenler tarafından Tasarrufu Teşvik Kesintileri Aylık Bildirim Formlarının zamanında Ziraat Bankasına gönderilmemesi ve kesinti ve katkı tutarlarının ödenmemesi halinde SSK.nun re’sen veya ilgililerin başvurusu halinde 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun primlerin tahsiline ilişkin hükümleri uyarınca tahsil olunarak alınacak gecikme zammı ile birlikte ilgili banka hesabına yatırılacağı öngörülmüştür.
    29.04.2003 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanun ile 3417 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış, anılan Kanunun 7. maddesinde; 3417 sayılı Kanunun mülga 2 nci maddesi kapsamındaki hak sahipleri tarafından bu Kanun kapsamına giren alacaklarla ilgili olarak yargı mercilerine açılmış ve devam eden davalar ile icra takipleri hakkında bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı, 8. maddesinde; “3417 sayılı kanun hükümlerine göre, ücretlerden yapılması gereken tasarruf kesintileri ile katkı paylarını süresi içinde ilgililer adına açılmış bulunan Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırmayan işverenlerden; yatırılması gereken miktarlar ile gecikme zammı, resen veya ilgililerin başvurusu halinde Sosyal Sigortalar Kurumunca 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun primlerin tahsiline ilişkin hükümleri dairesinde tahsil olunarak TC. Ziraat Bankası şubelerindeki ilgili Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırılır.” hükmü öngörülmüştür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 02.05.2007 gün ve 2007/21-228-247 sayılı Kararında da açıkça belirtildiği gibi; çalışanların zorunlu olarak tasarrufa teşvik edilmesi ve bu tasarrufların değerlendirilmesi kapsamında oluşan hukuksal ilişkinin borçlusu işveren olup, Kurum, borç ilişkisinden doğan edimi ifayla yükümlü olan, kendisinden edimin ifası istenen kişi konumunda bulunmamaktadır. 4853 sayılı Kanundan doğan yükümlülüğün kapsamı; sigortalı nam ve hesabına tahsilden ibaret olup, mevzuatında öngörülmemesi karşısında, Kuruma verilen bu görev ve yetki aynı zamanda müteselsil borçluluğu kapsamamaktadır.
    3417 ve 4853 sayılı Kanunlar uyarınca tasarrufu teşvik alacaklısına sağlanmaya çalışılan güvence; işveren karşısında güçsüz konumda bulunan çalışanın, belirtilen kesinti, katkı payı ve nema toplamı yönünden oluşan alacağını kamu alacağı seviyesine çıkararak, onun 6183 sayılı Kanun uyarınca Kuruma tanınan olağanüstü takip ve tahsil yollarından yararlandırılmasını sağlamak istenmiştir.Kurum, yukarıda anılan yasal düzenleme çerçevesinde davadan önce harekete geçerek Belediyede çalışan tüm işçileri kapsayacak şekilde tasarrufu teşvik kesintileri primlerini 506 sayılı Kanunun 80. maddesine istinaden icra yoluyla tahsil yetkisine sahiptir.4853 sayılı Yasanın 8. maddesi gereği, Kurum haciz yoluyla tahsil ettiği tasarruf teşvik kesintisi ile katkı payını ilgilinin T.C. Ziraat Bankası nezdindeki hesaplarına yatırmakla yükümlü olup, haciz yoluyla tahsil edilen miktar yönünden işverenin tasarrufu teşvik kesintisi ve nema alacağından sorumlu olduğu kabul edilemez.
    5393 sayılı Belediye Kanunu Geçici 5. maddesinde yer alan “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile sermayesinin yüzde ellisinden fazlası belediyelere ait şirketlerin, 31.12.2004 tarihi itibariyle kamu kurum ve kuruluşlarından olan kamu ve özel hukuka tâbi alacakları, bunların diğer kamu kurum ve kuruluşlarına olan borçlarına karşılık olmak üzere 31.12.2005 tarihine kadar takas ve mahsup edilir” hükmü ve 2005/8928 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yer alan esaslar çerçevesinde, Kurumca icra kanalı ile tahsil edilmeyen tüm işçileri kapsayan tasarrufu teşvik kesintilerini de kapsayan davalı Belediyenin SSK’ya ve diğer kurumlara olan borçlarının ödenmesi ile ilgili olarak davalı ... ile Hazine Müsteşarlığınca uzlaşma bulunup bulunmadığı ve davalı Belediyenin genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylarından her ay taksitler halinde kesilmek suretiyle borçların tasfiyesi işlemlerinin başlatılıp başlatılmadığı anlaşılmamaktadır. Uzlaşma kapsamında tahsil edilecek tasarruf teşvik kesintisi ile katkı payını tahsil eden tasarruf teşvik kesintisi, işveren katkı payı ve bunların neması işçiye ait bir hak olsa da; yasa gereği, işverenden tahsil yükümü Sosyal Sigortalar Kurumuna ait olmakla, Kurum tarafından tasarruf teşvik kesintisinin uzlaşma kapsamında tahsiline başlanmış olması halinde işverenin yükümlülüğünün devam ettiğinden söz edilemez. Aksi halde, davalı Belediyenin aynı borç sebebiyle mükerrer şekilde sorumluluğuna gidilmiş olacaktır. Hal böyle olunca, 5393 Sayılı Yasanın 5. maddesi kapsamında uzlaşma kapsamına alınan tasarrufu teşvik kesintisi, katkı payı ve nema alacaklarından sorumluluğun SSK ve Hazineye ait olduğu kabul edilmelidir.
    Somut olayda, davalı belediyenin davacı adına tasarrufu teşvik kesintisini yatırmadığı, 15.9.2004 de Sosyal Sigortalar Kurumunun davalı ... aleyhinde resen tahakkuk yaptığı anlaşılmaktadır.
    Yukarıdaki ilkeler gereğince uzlaşma kapsamında SSK"nun tahsilat yapıp yapmadığı belirlenmeden ve oluşacak duruma göre hazinenin sorumlu olacağı gözetilmeden eksik inceleme ile hazinenin sorumlu olmadığına karar verilmesi hatalıdır.
    Mahkemece; yukarıda açıklanan yasal gerekçeler doğrultusunda araştırma yapılarak,davalı ...’nin anılan kanundan doğan borçlarının SGK tarafından tahsil edilip edilmediği,davalı Belediyenin SGK.na olan borçları ile ilgili olarak Hazine müsteşarlığı arasında uzlaşma bulunup bulunmadığı belirlenmeli, sonucuna göre yargılamaya devam edilerek işin esası bakımından hüküm kurulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi