17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/4676 Karar No: 2017/4931 Karar Tarihi: 02.05.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/4676 Esas 2017/4931 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2015/4676 E. , 2017/4931 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R- Davacı vergi idaresi, kamu borçlusu ... aleyhine takip yaptıklarını anılan davalıların mal kaçırma amacı ile adına kayıtlı 2982 parseli 15.03.2011 tarihinde davalı ...’e 2390 parseli 26.11.2010 tarihinde davalı ...’i devrettiğinden, tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, ivazlar arasında fahiş fark olduğundan iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceği gibi davalıların aynı köylü olması nedeni ile borçlunun mali durumu ve alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek şahıslardan olduklarından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve vekalet ücreti yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davalı ... vekilinin tüm, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olması gerektiğinden davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-HMK’nun 297/2.fıkrası gereğince hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir, Somut olayda dava kabul edildiğinden ve davalı birden fazla olduğundan davalılar üzerine bırakılması gerekirken sanki tek davalı varmış gibi sadece davalı denilmek sureti ile infazda tereddüt uyandıracak şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykrıdır. Ne var ki, H.U.M.K’nun 438/7.maddesi uyarınca bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 3.bendindeki “Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, bu cümleden olarak; davacı tarafça yapılan aşağıda dökümü yazılı toplam 1.013,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” yine aynı bentteki “Davacı vekili için takdir edilen 1.500,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinde geçen “davalıdan” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “davalılardan” ibaresinin yazılmasına hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 86,93 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."den alınmasına 02/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.