20. Hukuk Dairesi 2015/16136 E. , 2016/5847 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 25.07.2013 tarihli dilekçe ile, ... mahallesi, 1 ada 3 parsel sayılı 657,00 m² yüzölçümlü taşınmaz vekil eden adına kayıtlı iken, Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı ilâmı ile kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından bahisle tapu kaydının 454,60 m2"lik kısmının bedel ödenmeksizin ellerinden alındığından, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kısmî dava olarak 10.000.-TL tazminat istemiyle dava açmış, ıslah suretiyle talep miktarını arttırmıştır.
Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 730.000,00.-TL tazminatın 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı ilamının kesinleşme tarihi olan 03/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın, dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan iki katlı evin 18,59 m2"lik kısmına ilişkin tazminat talebinin geri alması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı kişi vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır.
1) Davacı kişi vekilinin temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; Yenimahalle mahallesi 1 ada 3 parsel sayılı 657,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın yapılan tapulama sırasında çapa bağlanarak kişiler adına tespit edildiği, tapu sicilinde davacı adına kayıtlı iken ... tarafından açılan tapu iptal davasında Akçaabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/04/2012 gün ve .../... E. - .../... K. sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilerek taşınmazın 454,00 m2"lik kısmının tapusunun iptaline karar verildiği, hükmün 03/06/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur." hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 gün ve 2009/4 - 383 E. - 2009/517 K.; 16.06.2010 gün ve .../... - ... E. - .../... K. sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi, tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK m. 1007 anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında, davacıya ait tapu kaydının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle kısmen iptal edildiği, her ne kadar kıyılar özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de, genel arazi kadastrosu sırasında taşınmaz hakkında kadastro tespiti düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişiler adına oluşturulduğu, daha sonra satış ve intikaller ile davacının sahibi olduğu, bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin gerektiği kuşkusuzdur.
Ne var ki, hükme dayanak alınan denetime elverişli 08/01/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın tapusunun iptal edilen kısmı için belirlenen 704.630.-TL tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de; davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiği halde reddedilen kısım yönünden vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı kişi vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 18/05/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.