Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/6274
Karar No: 2007/4732
Karar Tarihi: 19.03.2007

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/6274 Esas 2007/4732 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/6274 E.  ,  2007/4732 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Üsküdar 1. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 08/03/2006
    NUMARASI : 267-134
                                 
    Davacı, davalı işveren nezdinde 1986-10.03.2004 tarihleri arası çalıştığının ve emekliliğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davacı ile davalı kurum  vekili tarafından  temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre  davacının tüm, davalı kurum’un sair  temyiz  itirazlarının reddine,
    2- Dava, 1986-2004 yılları arasında davalının yanında hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma  bildirilmeyen çalışmaların tesbiti ile yaşlılık aylığı bağlanması  istemine ilişkindir.
    Mahkemece, 1986-1990 yılları arasındaki döneme ilişkin istemin hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle, reddine  20.11.1993-31.12.2003  tarihleri arasındaki çalışmanın kesintisiz olduğu ve davalı Kuruma kesintili olarak bildirilen eksik sürelerin tesbitine, emeklilik talebi yönünden davalı kurumca henüz uyuşmazlık çıkarılmadığı için reddine karar verilmiştir..
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10.  maddesi olup yönetmelikle tesbit edilen belgeleri   işveren tarafından  verilmeyen  veya  çalıştıkları  Kurum’ca  tesbit  edilmeyen  sigortalılar,  çalışmalarını hizmetlerinin   geçtiği yılın sonundan başlayarak  5 yıl  içerisinde mahkemeye  başvurarak  alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse  bu çalışmaların  Kurum’ca  dikkate alınacağı  belirtilmiştir.  Yerleşik  Yargıtay görüşü, birden ziyade  işe giriş  bildirgesi  verilmesi halinde çıkış yok ise ilk  işe giriş  bildirgesi ile son işe giriş bildirgesinin verildiği  tarihler  arasında geçen çalışmaların hak  düşürücü süreye  uğramayacağı,  çıkış varsa hak düşürücü sürenin  her kesim çalışma için ayrı  ayrı hesaplanacağı çıkış  tarihinden sonra işçinin aynı işyerinde  çalışmasını sürdürmesi veya hak düşürücü  süre içerisinde  tekrar aynı işyerine girerek  çalışmasının  hak düşürücü sürenin  işlemesine engel olmayacağıdır. Bu nedenle işe giriş ve çıkış tarihleri   arasındaki kısmi bildirimin  aksinin eşdeğer  belgelerle ispat  edilebileceği kabul edilmelidir.
    Yapılan incelemede davalı işverence davacının davalının (739316) sicil nolu  iş yerinde 20.11.1993, 31.10.1995,  10.12.1996, 01.12.1997 tarihlerinde işe girdiğine dair 4 ayrı işe giriş bildirgesi verildiği, ayrıca davalıya ait (71052512) sicil nolu farklı iş yerinde  16.02.1998 tarihlerinde işe girdiğine dair  işe giriş bildirgesi verildiği ve davacının 20.11.1993-25.06.1997 tarihleri arasında  1993/3 dönem 40 gün  1994/1,2,3 dönemler 120 şer gün, 1995/1 dönem 120 1995/2 dönem 120  1995/3 dönem 33 gün1996/3 dönem 20 gün 1997/1 dönem 90 gün 1997/2 dönem 50 gün  çalışmasının bildirildiği, 01.12.1997-15.02.1998  tarihleri arasında 1997/3 dönem 26 gün 1998/1 dönem 41 gün (739316) sicil nolu iş yerinde çalışmalarının bildirildiği; 16.02.1998-31.12.2003 tarihleri arasında 1998/1 dönem 62 gün, 1998/2 dönem 104 gün 1998/3 dönem 104 gün; 1999/1 dönem 104 gün 1998/2 dönem 104 gün 1999/3 dönem 120 gün, 2000/1 dönem 120 gün, 2000/2 dönem 120 gün, 2000/3 dönem 120 gün, 2001/1 dönem 120 gün 2001/2 dönem 120 gün 2001/3 dönem 120 gün 2002/1 dönem 120 2002/2 dönem 120 gün 2002/3 dönem 120 gün, 2003/1 dönem 120 gün 2003/2 dönem 120 gün 2003/3 dönem 120 (71052512)sicil nolu iş yerinde çalışmalarının kuruma bildirildiği anlaşılmaktadır. Dinlenen davacı tanıkları A.D. ve N.A. davacının işveren yanında 1986 yılından itibaren sürekli çalıştığını teyit etmişlerdir. Oysa bu tanıkların davalı işveren kayıtlarında yer aldıklarına ilişkin belgelere dosya içerisinde rastlanmamıştır.  Dinlenen tanıklar M.Ö., F. Ö.ve İ. Ö.’ın ise davalıya ait (71052512) sicil nolu pide salonunda  1997 yılından sonra çalışmaları bulunan bordro tanıklarıdır. Bu nedenle,  ifadeleri hükme dayanak alınan tanıklar 1993-1997 tarihleri arasında işverene ait (739316) sicil nolu iş yerinde davacıyla aynı dönemde  birlikte çalışan ve kayıtlara geçmiş kişiler olmadığı gibi, aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimselerde değildir. Bu bakımdan, tanık  sözleri çalışma  olgusu  yönünden  somut  olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez. Ayrıca, tesbiti istenilen süreler çok öncelere ilişkin bulunduğundan, tanıkların bu sürelerle ilgili bilgileri bu güne değin eksiksiz olarak hafızalarında korumaları da hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmez. 
    Yapılacak iş, davacının (739316) sicil nolu Z. Ü.O. B. adresinde kurulu D. Ş. unvanlı kantin işyerindeki çalışmaları ile ilgili dönem bordrolarında 20.11.1993-10.12.1996 tarihleri arasında davacıdan başka çalışanın bulunmadığı 10.12.1996-25.06.1997  tarihleri arasında davacı ile birlikte V.K.’nında  çalışmasının bulunduğu anlaşıldığından, işe giriş bildirgeleri üzerinde imza incelemesi yaptırılarak bildirgelerdeki imzaların davacıya ait olduğunun anlaşılması halinde delillerin yalnızca işyerine giriş ve çıkış tarihleri olan 20.11.1993-25.06.1997; 01.12.1997-15.02.1998 ve 16.02.1998-31.12.2003  tarihleri arasındaki kuruma eksik bildirilen  süreler yönünden toplanması ve değerlendirilmesi, davacının çıkışının bildirilmiş olması nedeni ile hak düşürücü sürenin her kesim çalışma için ayrı ayrı hesaplanacağı çıkış tarihinden sonra işçinin aynı çalışmasının sürdürmesi veya hak düşürücü süre içinde tekrar aynı iş yerine girerek çalışmasının hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı kuralı gereği, işyerinden çıkış ile giriş tarihleri arasındaki süreleri ile ilgili talebin reddi, imzaların davacıya ait olmadığının tesbit edilmesi halinde kesintisiz çalışma kabul edilerek şimdiki gibi kabul kararı verilmelidir.
    Öte yandan 20.11.1999 ile 4447 sayılı yasanın 11 maddesi ile değişik 506 sayılı yasanın 79/2 fıkrasının yürürlük tarihi olan 01.01.2000 tarihine kadar olan süreler yönünden ücret bordrolarının davalı işyerinden istenmesi, ücret bordolarında davacının imzası olanlar saptanarak, itiraz bulunmaması halinde, imzasını içeren bordolara geçmiş sürelerin dışındaki sürelerle ilgili olarak istemin reddine, imzalı olmayan bordrolardaki süreler ile ücret bordrolarının mevcut olmaması halinde, S.S.K.’ya verilen dönem bordrolarında çalışmaları görünen V. K.’nın beyanlarına başvurmak, ayrıca 10.11.1993-10.12.1996 tarihleri arasındaki süreler yönünden  işverenin komşu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş kişiler tespit edilerek dinlemek ve deliller olabildiğince toplandıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Hukuk Genel Kurulu’nun 16.6.1999 gün  1999/21-510-527, 30.6.1999 gün ve 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün  2004/21-35-64 E.ve K. 15.10.2003 gün ve 2003/21-634-572  E. K. sayılı kararlarında  da bu hususlar belirtilmiştir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin  bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi