19. Ceza Dairesi Esas No: 2018/2413 Karar No: 2019/4724 Karar Tarihi: 21.02.2019
Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/2413 Esas 2019/4724 Karar Sayılı İlamı
19. Ceza Dairesi 2018/2413 E. , 2019/4724 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. 10 Ocak 2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile marka hakkına tecavüz suçlarının cezasında sanıklar lehine herhangi bir düzenleme yapılmadığından tebliğamedeki bu hususa ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanığa ait Ant-gaar ayakkabı adlı iş yerinde 20.03.2014 günü yapılan aramada etiketlerinde dixstar markası bulunan, ancak yan kısımlarında katılan adına tescilli 140162 numaralı şekil markasının kullanıldığı iddia edilen 10 adet ayakkabıya el konulması üzerine sanık hakkında (suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1. maddesi uyarınca açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkumiyet kararı verilmişse de; Sanığın aşamalardaki savunmalarında bu ayakkabıları Zeki Yılmaz Ayakkabıcılık adlı yerden fatura karşılığında satın aldığını, dixstar markalı ayakkabıların orijinal olduğunu, dixstar markasının marka tescil belgesinin de bulunduğunu ve daha önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca dixstar markalı ayakkabılarla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirterek, fatura aslı ile dixstar markasına ait 2008 70658 numaralı marka tescil belgesini dosyaya sunduğu da gözetilerek, sanığın suç kastı ile hareket ettiğine dair mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde karar verilmesi, Kabule göre de; 1) Uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarihte uzlaşma hükümlerinin uygulanmasına yasal olanak bulunmadığı halde, kollukta düzenlenen matbu form üzerinde sanık uzlaşmayı kabul etmediğine dair seçeneği imzalamışsa da, bir hakkın doğmadan önce kullanılması söz konusu olamayacağından, uzlaşma teklifinin hukuken geçerli olmadığı anlaşılmakla, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan (suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/7. maddesinin aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A maddesinde düzenlenen satışa arz etme veya satma suçu yönünden de uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik CMK’nun 253. ve 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu, 2) Adli para cezasının bir gün karşılığının belirlenmesi sırasında uygulama maddesi olan TCK’nun 52/2. maddesi yerine TCK’nun 50. ve 52. maddeleri yazılması suretiyle CMK’nun 232/6. maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 21.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.