Esas No: 2006/6169
Karar No: 2007/4718
Karar Tarihi: 19.3.2007
Eksik Araştırma Ve İnceleme - Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/6169 Esas 2007/4718 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2006/6169 E., 2007/4718 K.
21. Hukuk Dairesi 2006/6169 E., 2007/4718 K.
- EKSİK ARAŞTIRMA VE İNCELEME
- 1479 S. ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANL... [ Madde 24 ]
"İçtihat Metni"
Davacı, 14.1.1983-20.11.2985 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitiyle, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, 14.1.1983-20.11.1985 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiş, Mahkemece istemin reddine karar vermiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 11.9.1998 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden giriş bildirgesi ile geriye yönelik olarak 20.4.1982 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, meslek kuruluşu kaydının 12.10.1985 tarihinden, sicil kaydının 22.2.1988 tarihinden itibaren başlayarak devam ettiği, vergi kaydının 10.12.1978 tarihinden başlayarak aralıklı olarak süre geldiği, uyuşmazlık konusu olan 14.1.1983-20.11.1985 tarihleri arasında vergi kaydının mevcut olmadığı, Kurumun davacıya daha önce 20.4.1982 tarihinden itibaren aralıksız Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul ederken 18.5.2005 tarihli yazısında da belirtiği şekilde vergi kaydının bulunmadığı dönemi dışlayarak ve kayıtlarını nazara alarak 20.4.1982-14.1.1983 tarihleri arası ile 12.10.1985 tarihinden itibaren başlayarak Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul ettiği, Kurumca kabul edilmeyen 14.1.1983-12.10.1985 tarihleri arasındaki dönemden dolayı iihtilafın çıktığı görülmüştür. 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Kanun 24. maddesinde yapılan düzenlemeyle bu tarihten itibaren 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa"yla yapılan değişiklik süresince (20.4.1982-22.3.1985 tarihleri arasında) sigortalı olarakta vergi kaydı esas alınmıştır. Sigortalılığı 20.4.1982 tarihinden önce başlayanlarda bu koşul aranmaz. Ancak bu dönem içinde veya 22.3.1985 tarihinden sonra geriye yönelik olarak sigortalılığa kabul edilecek kimseler yönünden vergi kaydı dikkate alınacak kayıt ve tescil işlerinin gerçekleştirilmesi gerekdiği açıktır. Kurumun davacının sigortalılığını 1998 yılında, geriye doğru yaptığına göre kayıtlarını, özelliklede vergi kaydına nazara alarak şimdiki kabul ettiği şekilde vergi kaydının bulunmadığı dönemi dışlaması ve bu durumu 1998 yılından itibaren davacıya bildirmesi gerekirken bunu yapmadığı, üzerinden yıllar geçtikten ve dosyadaki belgelere göre büyük olasılıkla primleri de geriye doğru tahsil ettikten sonra iptal ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece 1983-1985 dönemine ait pirimlerin ödenip ödenmediği konusunda araştırma yapılmış ise de araştırmanın yetersiz olduğu, 1998 ve devamı yıllarda geriye yönelik olarak 1983-1985 tarihleri arasındaki primlerin tahsil edilip edilmediğinin sorulması ve gelecek cevaba göre gerektiğinde prim hesabından anlayan bir bilirkişinin görüşü alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, davacının sigortalılığa kabulunün 1998 yılında yapıldığı dikkate alınmadan, Kurumun 21.12.2005 tarihli "14.1.1983-12.10.1985 tarihleri arasında prim ödemesinden bulunmadığı görülmüştür" ve 3.3.2006 tarihli "aftan yararlanmamıştır" şeklindeki yazıları itibariyle sonuca gidildiği ortatadır.
Kurumun, kendi hatalı işlemi sonucu davacıya yıllarca aralıksız sigortalı olduğu inancını verdikten sonra yaptığı yanlışlığın farkına vararak sigortalılık süresini indirmesinin iyi niyetten uzak olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1.10.1997 gün ve 1997/10-578-758 sayılı Kararı"nda da belirtildiği üzerine Sosyal Güvenlik Hukuku İlkeleri ve Medeni Kanunun 2. maddesinin uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak primlerin alındığı dönemde davacının sigortalı kabul edilmesi gerektiği gözönünde bulundurularak, yukarıda açıklandığı şekilde yapılacak araştırma sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.