18. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/4859 Karar No: 2014/5382 Karar Tarihi: 24.03.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/4859 Esas 2014/5382 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davada, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenmiş. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş ancak verilen karar temyiz edilmiştir. Yargıtay kararı ile mahkeme kararı bozulmuş, ancak bozma kararından sonra düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda münavebeye alınan diğer ürünlerden seçim yapılması gerektiği halde yapılmamıştır. Ayrıca Anayasa Mahkemesi kararıyla uzun süren bir yargılama sonunda belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiş. Yasa koyucu da bu hak ihlalini dikkate alarak, kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davada dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir. Mahkeme kararının yukarıdaki esaslar göz önünde bulundurulmadan verildiği gerekçesiyle temyiz itirazları kabul edilerek kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir. Detaylı kanun maddeleri ise 4650 Sayılı Kanun ve 6459 Sayılı Kanun'un 6. maddesi ve 2942 Sayılı Kanun'un 10. maddesine eklenen fıkra olarak belirtilmiştir.
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Mahkemece bozmaya uyulmuşsa da gereği yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; 1-Dairemizin bozma kararı ile, bir yılda çift ürün alınabilen yörelerde dahi bu ürünlerin hazırlık ve yetişme süreleri dikkate alındığında bir yılı aşan süre gerektiği de gözönünde bulundurularak, genellikle iki yılda üç ürünün münavebeye alınması suretiyle değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuş olup, mahkemece bozma kararından sonra düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda bozma kararı öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda buğdayın yanında, münavebeye alınan diğer ürünlerden seçim yaparak buna göre değerlendirme yapılması gerektiği halde, söz konusu bilirkişi raporunda yer almayan patlıcanın münavebeye alınması doğru görülmemiştir. Ayrıca; 2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa"nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir. Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi"nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.