11. Hukuk Dairesi 2020/5518 E. , 2021/5764 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24.01.2020 tarih ve 2018/900-2020/72 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalıdan arazisi ile birlikte fabrika satın aldığını, borcun bir kısmını ödediğini geriye 56.299.-TL borcunu ödemediğini, davacının yine davalıdan yağ satın aldığını, yağ bedeli 377.024,16 TL ve taşınmaz satışından kalan 56.299.-TL olmak üzere toplam 433.323.-TL borcu karşılığında 30.06.2013 vadeli 50.000 USD, 30.09.2013 vadeli 20.000 USD, 25.12.2013 vadeli 50.000 USD ve vade tarihi boş bırakılmış 120.000 USD olmak üzere toplam 240.000 USD’lik 4 adet bono verdiğini, davalının yağı teslim etmediğini ileri sürerek 30.09.2013 vadeli 20.000 USD bedelli, 25.12.2013 vadeli 50.000 USD bedelli, vadesi yazılmamış 120.000 USD bedelli bonoların tamamı ile Adana 2. İcra Müdürlüğünün 2013/6914 Esas sayılı takip dosyasında takibe konulan 30.06.2013 vadeli 50.000 USD bedelli bononun 56.299.- TL"sine tekabül eden kısmı dışında kalan miktar kadar borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davalı tarafından davacıya üzerinde fabrika binası bulunan arsanın satıldığının doğru olduğunu, satış bedelinin 429.000.-TL"sinin arsa bedeli, 97.500.-TL"sinin fabrika bina bedeli, 238.075.-TL"sinin fabrika tesis bedeli ve 60.250.-TL KDV olmak üzere toplam 825.775.-TL olduğunu, davalının satış bedelini ödemek için 09.05.2013 tarihinde 180.000.-TL 10.05.2013 tarihinde 90.000.-TL, 12.06.2013 tarihinde ise 14.900.-TL ödeme yapıldığını ve geriye kalan satış bedeli için 240.000 USD tutarındaki bonoların 10.05.2013 tarihinde davalı tarafından davacıya teslim edildiğini, taşınmazın 13.06.2013 tarihinde tapuda davacıya devir edildiğini ve devir sırasında kambiyo senetlerinin teminatı olmak üzere davacı lehine ipotek tesis ettiğini, davacının davalıya yağ satışı için avans mahiyetinde bono verdiği iddiasının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, kapatılan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davacı taraf bonoların teslim edilecek yağın bedeli olarak verildiğini, davalı taraf ise bonoların fabrika satım bedeli için düzenlendiğini iddia etmekte olup, bu konuda ispat yükünün davacıya ait olduğu, davacının bu iddiaları ispatlayamadığının anlaşıldığı, davacı tarafın satış bedeli olarak dava dışı ..."e yapmış olduğunu iddia ettiği ödemeler ile ilgili herhangi bir ödeme belgesi sunmadığı, davacı vekilinin davalı tarafa yemin teklif etmesi üzerine davalı şirket temsilcisinin yemini eda ettiği anlaşılmış olmakla, fabrika binasının satış akit tablosunda satış bedeli olarak belirtilen 429.000.-TL’nin akdin yapılması sırasında alıcı tarafından satıcıya ödenmediği anlaşılmakta olup, fabrika arsa bedelinin 429.000.-TL’den 13.06.2013 tarihli faturada arsa bedeli olarak gösterilen 215.000.-TL"nin düşülmesinden kalan 214.000.-TL"nin, 611.775.-TL fatura toplamına eklenerek davacının davalıya toplam 825.775,00 TL borcunun olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafından yapılan toplam 284.900.-TL ödemelerin ödeme tarihindeki USD kuruna göre davacı borcundan düşülerek yapılan bilirkişi hesaplamasına göre davalının elinde bulunan 4 adet bonodan dolayı davacıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine, davacının borçlu olduğunu bilebilecek olmasına rağmen Adana 2. İcra Müdürlüğünün 2013/6914 esas sayılı takip dosyasındaki 97.050,83 TL ve dava açıldıktan sonra takibe konulan Adana 10. İcra Müdürlüğü"nün 2014/1211 esas sayılı dosyasındaki 271.620.-TL olmak üzere toplam 368.670,83 TL"lik takip yönünden icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi tedbirinin konulması nedeniyle, 2004 sayılı İİK’nın 72/4. maddesi gereğince tedbire konu alacak miktarının % 20’si olan 73.734,16 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 27.09.2021tarihinde oybirliğiyle karar verildi.