19. Hukuk Dairesi 2018/2093 E. , 2019/4655 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic.Mah.Sıf.)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhine iki ayrı bonodan dolayı iki adet kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığını, davacının alacaklı tarafı hiç tanımadığını, alacaklı taraf ile hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını belirterek davacının icra takipleri nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu senetlerin kambiyo niteliğinde olduğunu, senedin temel borç ilişkisinden soyutlandığını, bağımsız bir varlık kazandığını, senet altındaki imzanın davacı borçluya ait olduğunu, borçlu olmadığını kesin delil ile ispatlaması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı tarafından her ne kadar senedin sebepten mücerret olduğu yargılama esnasında iddia edilmiş ise de davalı asilce gerek savcılık dosyasına sunulan beyanda, gerekse mahkeme huzurunda alınan beyanında taraflar arasında mal alış verişinden bahsedilmiş olması nedeni ile ispat yükünün kendi üzerinde kaldığı, bu nedenle davalının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının icra takiplerine konu edilen senetler nedeniyle borçlu olmadığına, karar tarihi itibarı ile icra dosyasına davacı tarafça yapılan 6.228,00 TL"nin de davacıya iadesine, takiplerin kötüniyetle yapıldığı anlaşıldığından asıl alacağın %20 si oranında tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/17766 Esas 2017/6850 Karar 11.10.2017 tarihli bozma ilamında ‘Mahkemece tefhim edilen kısa karar asliye ticaret mahkemesi sıfatı ile verilmiş olup, kısa kararın 2. maddesinde hüküm altına alınan icra takip dosyasının “... 2.İcra Müdürlüğü 2014/15 sayılı” takip olduğu yazıldığı halde, gerekçeli kararda karar başlığına “Aile Mahkemesi Sıfatıyla” ibaresi yazılmış ve hüküm kısmının 2. maddesinde hüküm altına alınan icra takip dosyasının “... 2.İcra Müdürlüğü 2014/3838 sayılı” takip olduğu belirtilmiştir. Gerekçeli kararın başlığındaki “Aile Mahkemesi Sıfatıyla” ibaresinin maddi hataya dayalı olduğu ve mahkemesince düzeltilebileceği açık ise de tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında hüküm altına alınan icra takip dosyaları bakımından çelişki yaratılmıştır. Bu hal 6100 sayılı HMK.’nun 298/2. maddesinde öngörülen “ gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz” şeklindeki usul kuralına aykırılık teşkil ettiğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir’ denilmek suretiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalı alacaklının davacı ile aralarında ticari bir alış veriş olduğunu davacıya halı ve mobilya sattığını beyan ettiğini ancak buna dair mahkemeye herhangi bir bilgi belge,fatura, irsaliye sunamadığını, her ne kadar davalı tarafından senedin sebepten mücerret olduğu iddia edilmiş ise de davacı asilce, gerek Savcılık dosyasına sunulan beyanda, gerekse mahkeme huzurunda alınan beyanında taraflar arasında mal alış verişinden bahsedilmiş olması nedeni ile ispat yükünün davalı üzerinde kaldığı davalının ise iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava imzası keşideci davacı tarafından ikrar edilmiş bonoya dayalı iki ayrı takipten dolayı menfi tespit davasıdır.
Kural olarak menfi tespit davalarında ispat külfeti davalı alacaklıya aittir. Somut olayda davalı alacaklı alacağını imzası ikrar edilmiş iki adet bono ile ispat etmiştir. Bu durumda davacı dava konusu bonolara dayalı takipten dolayı borçlu olmadığını ve dava dilekçesindeki iddiasına göre, bonoların dava dilekçesinde beyan ettiği anlaşmaya aykırı olduğunu ispat etmek durumundadır.Mahkemece aksine hüküm kurularak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 07/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.