Esas No: 2017/214
Karar No: 2017/347
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/214 Esas 2017/347 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 04.03.2014
Sayısı : 41-31
Sanık ..."ün nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı TCK"nun 149/1-a-c-h, 168/3-2, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca iki kez 8 yıl 4 ay hapis, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK"nun 109/2, 109/3-a-b-son, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca iki kez 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 05.05.2011 gün ve 77-65 sayılı hükümlerin, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 16.03.2012 gün ve 18345-5683 sayı ile;
"...Dairemizce 21.12.2004 tarihinde onanarak kesinleşen Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/193 esas ve 2004/177 karar sayılı dosyasında hakkında mahkûmiyet hükmü kurulan ...."in, sonradan değiştirdiği ifadesi dışında, sanık ..."ün yüklenen suçları işlediğine ilişkin kanıt bulunmadığı dikkate alındığında; öncelikle ayrılan bu dosyada .... ile birlikte suçlara katıldığı kabul edilen ve mahkûmiyetine hükmedilen ..."in ve bulunabildiği takdirde katılan ..."in sanık ... ile yüzleştirilmesi ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde teşhis işleminin yaptırılması; Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2010/23 esas ve 2011/8 karar sayılı dosyasında sanık ..."ün suç işlemek için örgüt kurmak suçundan yargılanıp zamanaşımı nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verildiği, aynı dosyada başka bir mağdura karşı .... ile birlikte işlediği yağma suçundan mahkûmiyetine hükmedildiğinin anlaşılması nedeniyle de, sanık ....ile ...."in arasındaki eylemsel bağlantıların varlığının ve niteliğinin saptanması için anılan bu dosyanın soruşturma ve kovuşturma aşamalarına ilişkin tutanaklarının onaylı suretlerinin getirtilmesi ve kanıtların birlikte yeniden değerlendirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2- Katılanlar vekili Avukat...."nın mahkemeye sunduğu 10.03.2010 havale tarihli dilekçesinde "yağmalanan para ve evrakın olaydan kısa bir süre sonra ve aynı yıl içinde kendilerine iade edildiğinin" belirtilmiş olması nedeniyle; yağma suçları yönünden, etkin pişmanlık müessesesine ilişkin iade ya da tazmin şartlarının gerçekleştirildiği tarihlerin kovuşturma başlamadan önce mi sonra mı olduğu hususunun duraksamaya neden olmayacak biçimde kesin olarak belirlenmesi ve sonucuna göre 5237 sayılı TCK"nun 168/3-4. maddesinin uygulanması gerekirken, iadenin tamamının kovuşturma aşamasında yapıldığı kabul edilerek yazılı şekilde uygulama yapılması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan yerel mahkemece 07.11.2012 gün ve 206-326 sayı ile; sanık ..."ün nitelikli yağma suçundan 5237 sayılı TCK"nun 149/1-a-c-h, 168/3-2, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca iki kez 8 yıl 4 ay hapis, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK"nun 109/2, 109/3-a-b-son, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca iki kez 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verilmiş, bu hükmün de sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 27.12.2013 gün ve 24047-25768 sayı ile;
"Oluş ve dosya içeriğine göre; dosya içinde bulunan iletişim şirketlerinin sanığın abonelik kaydının olmadığına ilişkin cevabi yazıları; tanık ..."in, sanığı daha önce hiç görmediğini ve tanımadığı ifade etmesi; yakınan ......"in aşamalarda sanığı teşhis edememesi; Dairemizce 21.12.2004 tarihinde onanarak kesinleşen Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2004/193-177 Esas ve Karar sayılı dosyasında hakkında mahkûmiyet hükmü kurulup, sanıkla aralarında husumet bulunan ...."in sonradan değiştirdiği ifadesi dışında, atılı suçu kabul etmeyen sanık ..."ün yüklenen suçları işlediğine ilişkin başka kanıtlarla desteklenmeyen soyut anlatımı dışında, kuşkudan uzak, hukuka uygun, kuvvetli ve inandırıcı kanıtlar bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine, yazılı biçimde mahkûmiyetine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına oyçokluğuyla karar verilmiştir.
Daire Üyeleri M. Kurt ve A. Cengiz; "Hakkındaki mahkûmiyet kararı kesinleşen sanık ...."ın olayı somutlaştırarak anlatan hazırlık beyanı, sanığın evinde bulunan silah ve mahkemenin gerekçesine göre sanık ... hakkındaki mahkûmiyet kararının onanması gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi ise 04.03.2014 gün ve 41-31 sayı ile;
"...Mahkememizin 07.11.2012 tarih, 2012/206 esas, 2012/326 karar sayılı ilamının gerekçesinde belirtilen hususların usul ve yasaya uygun olması sebebiyle kararımızla ilgili direnme kararı vermek gerekmiştir.
"Sanık ..."ün eyleminin değerlendirilmesinde; müşteki ... ve ..."in olay tarihinde ...."ın bürosunda ..."in de bulunması ile sanık ..."in, .... ve ..."i, ..."ın sünnet törenine katılması sebebi ile yemeğe davet ettiği, daha önce yapmış oldukları görüşmeler neticesinde ...."in ... ile birlikte anlaştıkları, yemeğe götürülme hadisesinde yapılan plan gereğince ..."in yemekten kalktıklarını ...."a bildirmesi üzerine ...."ın, ... ile birlikte kendilerine polis süsü vererek önce ..."in arabasını durdurdukları, arama yapıldıktan sonra devam etmesini söyledikleri, daha sonra ise ... ve ..."in arabasını durdurdukları, kendilerinin polis olduğunu söyleyerek adı geçen kişileri taksiden indirdikleri, aramada ruhsatlı silah buldukları ve Salih ve ..."i arabaya alıp silah zoru ile Haymana yolu üzerinde ıssız bir tarlaya götürdükleri, burada müştekilerin üzerinde bulunan çek, para, döviz, boş çek cüzdanı, kredi kartları, ruhsat ve sürücü belgesini aldıkları, daha sonra gözlerini koli bandı ile bağlayarak olay yerinden ayrıldıkları, sanıkların olayda kullandıkları tabancanın ...."in beyanına göre ..."ün evinde zapt edildiği, bu tabancanın zaman zaman .... ve ....arasında kullanıldığı, sanıkların hazırlıkta vermiş olduğu beyan ve müştekilerin vermiş olduğu beyanların birbirlerini doğruladığı, sanık ... hakkında ek iddianame ile dava açılıp savunmasının alınamaması sebebi ile dosyanın tefrik edildiği, bu arada diğer sanıklar ... ve .... hakkında aynı eylemle ilgili dava dosyasının kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Sanıklar ...., ..., ...., ... .... ve ek iddianame ile ... hakkında katılanlar ... ve ..."e karşı geceleyin silahla gasp ve bu suça azmettirmekten kamu davası açıldığı, mahkememizin 27.02.2003 tarihinde 1999/256 esas ve 2003/67 karar sayılı dava dosyası ile sanıklar hakkında verilen karar gereği sanık ..."ün yakalanamaması ve savunması alınamaması sebebi ile tefrik, sanıklar .... ve ... .... hakkında beraat kararları verildiği, sanıklar ... ve .... hakkında katılan ... ve ..."e karşı eylemleri nedeniyle 765 sayılı TCK"nun 495. maddesi yollaması ile 765 sayılı TCK"nun 497/2, 522/1 ve 59/2. maddeleri gereğince 18 yıl 4 ay ağır hapis cezası verildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 03.12.2003 tarihli ilamı ile katılan ..."e yönelik eylemler yönünden verilen kararın onanmasına, ..."e yönelik eylemler yönünden verilen kararın ise değer yönünden bozulmasına karar verildiği, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda verilen 26.05.2004 tarih ve 2004/193 esas, 2004/177 sayılı kararın temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtaya gönderildiği, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 21.12.2004 tarih ve 2004/9075 esas, 2004/14627 karar sayılı ilamı ile bu kararın onanarak kesinleştiği, sanıklar hakkındaki iş bu kararın infaza verildiği, infaz aşamasında iken Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı İlamat Bürosunun 09.06.2005 tarih ve 2004/1-995 sayılı yazıları ile sanık ...., 24.08.2005 tarih ve 2004/1-1002 sayılı yazıları ile ... yönünden 5237 sayılı Yasa ile 765 sayılı Yasanın değerlendirilmesi için infaz evraklarını mahkememize göndermiş olduğu, duruşma açılarak yapılan yargılama sonunda mahkememizce verilen 06.12.2006 tarih ve 2006/393 esas, 2006/550 karar sayılı kararın temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtaya gönderildiği, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 02.12.2009 tarih ve 2007/11353 esas, 2009/16039 karar sayılı ilamı ile hükümlerin bozulmasına karar verildiği, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda: mahkememizce 22.04.2010 tarih ve 2010/50 esas, 2010/163 karar sayılı ilamı ile sanıklar ... ve ...."in Salih ve ..."e karşı yağma suçundan dolayı 5237 sayılı TCK"nun 149/1-a,c,h, 168/3-2 ve 63. maddesi gereğince ayrı ayrı 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği, ayrıca hürriyeti tahdit suçu ile ilgili ... ve ..."e karşı yapılan eylemle ilgili sanıklar ... ve ...."in 5237 sayılı TCK"nun 109/2, 109/3-a,b,son ve 62. maddeleri gereğince ayrı ayrı 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği, yapılan temyiz incelemesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 19.01.2011 tarih ve 2011/759 esas, 2011/11 karar sayılı ilamı ile mahkeme kararının onanmasına karar verildiği, bu şekli ile sanıklar ... ve .... hakkında ... ve ..."e karşı yağma ve hürriyeti tahdit suçlarından verilen mahkûmiyet kararlarının kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bu şekli ile eyleme katılan ...."in ve ..."in davasının kesinleşmiş olması nedeni ile her ne kadar sanık ... suçlamayı kabul etmemiş, daha sonra ...."de duruşmada vermiş olduğu beyanında kız arkadaş meselesinden dolayı gıcık olduğunu söyleyerek beyanını değiştirmek istemiş ise de; sanık .... ve ..."in eylemlerinin kesinleşmiş olması, Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/23 esas sayılı dava dosyasında ...."in müşteki Nazmi"yi tehdit edip para istediği, bu şekilde yağmaya teşebbüs suçunu işlediği anlaşıldığından, TCK 149/1-a-c-son maddesi gereğince suçun işleniş biçimi nazara alınarak 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, suçun teşebbüs aşamasında kalması ve TCK 62. maddesi uygulanması neticesinde sonuç olarak 3 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İstanbul"da meydana gelen olayda kullanılan tabancanın daha sonra Ankara"da sanık ..."ün evinde bulunduğu tespit edilmiştir. Bu tabancanın zaman zaman .... ve ....arasında kullanıldığı da dosyadan anlaşılmaktadır. Mahkeme dosyasının tefrik edilmesinin sebebi sanık ..."ün olayla ilgili savunmasının alınmamış olmasıdır. Her ne kadar Yargıtay bozma kararında tekrar sanığın teşhis edilmesi talep edilmiş ise de yazılan talimat cevabında müşteki ... gösterilen fotoğrafta teşhis yapamadığını, mevcut delillere göre karar verilmesini talep ettiğini bildirmiştir. Ancak mevzuatımızda müştekilerin sanıkla yüzleştirilmesini temin edecek hukuki bir müessese bulunmadığından sadece sanık ..."in fotoğrafları alınarak müştekilere gönderilerek fotoğraf üzerinden teşhis yapılması istenmiştir. Suç tarihinin 1999 yılı olduğu göz önüne alındığında bu yüzleştirmenin veya fotoğraf teşhisinin ne kadar doğru olup olmayacağı konusu da hukuki bir tartışma konusudur. Ancak müşteki ..."in vermiş olduğu beyan üzerine ..."in tanımları, sanıkların beyanları birlikte değerlendirildiğinde, bu eylemlerin ... tarafından gerçekleştirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca İstanbul"da meydana gelen olayla ilgili tabancanın da Ankara"da sanık ..."ün evinde ele geçirilmiş olması sanıkların bir eylem birliği içinde bulunduklarını göstermektedir. Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin dava dosyasında .... hakkındaki davanın Yargıtay aşamasında olduğu tespit edildiğinden sanık ..."in eylemle bağlantısı dosyadaki incelemeden açıkça anlaşılmaktadır. Sanıkların zaman içerisinde eylem birliği içerisinde hareket ederek eylemleri gerçekleştirdikleri, ...."in İstanbul"da Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.10.2011 tarih, 2000/370 esas, 2011/446 karar sayılı dosyasında katılan Nazmi Cambaz"a yönelik sanıklar ... ile ...."in katılandan para almak amacıyla kendilerine polis süsü verdikleri, merkeze götürmek istedikleri, daha sonra sanık ... ile hükümlü ...."ın katılanı telefonla arayarak 300.000 dolar vermesi gerektiğini, vermemesi halinde kendisini öldüreceklerini beyan ettikleri yönünde tehdit etmeleri üzerine durumun polise bildirildiği, ...."ın müşteki tarafından teşhis edildiği ve sanık ... ve .... hakkında mahkûmiyet kararı verildiği anlaşıldığından, sanık ..."ün Ankara"da meydana gelen olayda da .... ve .... ile birlikte müştekilere karşı bu eylemi gerçekleştirmiş olduğu..." şeklindeki gerekçeyle direnerek, sanığın önceki hükümdeki gibi mahkûmiyetine karar vermiştir.
Bu hükümlerin de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.06.2015 gün ve 196001 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 545-1075 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 06.03.2017 gün ve 3-523 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıklar ... ve .... hakkında nitelikli yağma suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle, sanıklar .... ve ... .... hakkında nitelikli yağma suçundan verilen beraat hükümleri ise temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup, direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık ... hakkında nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın üzerine atılı nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
30.07.1999 tarihinde, mağdurlar ... ve ... ile inceleme dışı sanık ..."in Gölbaşı"nda birlikte yemek yedikten sonra Ankara"ya dönmek üzere ayrı ayrı araçlar ile yola çıktıkları, inceleme dışı sanık ..."nın inceleme dışı sanık ...."e yola çıktıklarını haber vermesi üzerine inceleme dışı sanık .... ile yanında bulunan üç kişinin kendilerine polis süsü vererek restoranın yaklaşık bir kilometre uzağında tertibat alarak beklemeye başladıkları, bir süre sonra yanlarına gelen inceleme dışı sanık ... ve mağdurlar ... ile Salih"in bulunduğu araçları durdurdukları, önce inceleme dışı sanık ..."nın aracında arama yapıp adı geçeni gönderdikleri, ardından mağdurlar ... ile Salih"i üst aramalarını yapmak için araçtan indirdikleri, yaptıkları aramada mağdur ..."in üzerinden çıkan ruhsatlı tabancasını aldıktan sonra mağdurları silah zoru ile araçlara bindirip Haymana yolu üzerinde bulunan tarlaya götürdükleri, burada mağdur ..."in üzerinden 26.000 Lira değerindeki çeki, 400 Lirayı, 1.000 markı, boş çek yapraklarını, ehliyetini, araba ile silah ruhsatlarını ve kredi kartlarını, mağdur ..."in üzerinden ise 35 Lirayı ve cep telefonunu aldıkları, daha sonra mağdurların gözlerini koli bandı ile bağlayıp tarladan ayrıldıkları, mağdurlar ... ve Salih"in beş dakika sonra gözlerindeki koli bantlarını çıkarıp yakınlarda bulunan petrol istasyonuna giderek inceleme dışı sanık ...."ı aradıkları, ..."ın mağdurların bulunduğu petrol istasyonuna gelmesinden sonra birlikte karakola giderek şikâyetçi olmaları üzerine soruşturmanın başladığı,
Mağdurlar ... ve ... hakkında düzenlenen adli raporlarda; darp cebir izi tespit edilmediğinin belirtildiği,
Mağdurlar ... ve ..."e ait 06 .... plakalı aracın 30.07.1999 tarihinde, Hacılar Yolu kenarında terk edilmiş halde bulunduğu,
Ekspertiz raporuna göre; mağdurlar ... ve ..."in ağızlarına bağlanan koli bantları ile olay yerinde bulunun 4 adet 7,65 mm fişek kutusu, 6 adet teyp kutusu, 1 adet disk, 1 adet cep telefonu kılıfı, 1 adet siyah plastik parça üzerinde yapılan inceleme sonucunda tasnife ve teşhise elverişli parmak izinin tespit edilemediği,
İletişim tespit kayıtlarına göre; inceleme dışı sanıklar .... ve ...."nın 30.07.1999 tarihinde 19.44 ile 23.23 saatleri arasında yedi kez görüşme yaptıkları, inceleme dışı sanık ...."ın telefonunun 20.51 ile 23.07 saatleri arasında İncek"ten baz bilgisi aldığı,
Mağdur ..."ten gasp edilen tabancanın 7,65 mm çapında Baretta marka, İstanbul"da işlediği başka bir suç nedeniyle sanık ..."in evinde yapılan aramada ele geçirilen tabancanın ise 9 mm çapında Browning marka olduğu,
Sanık ... ile inceleme dışı sanık ...."ın 11.03.2000 tarihinde, Bakırköy"de...."ı kendilerine polis süsü vererek kaçırmak istemeleri, ardından ölümle tehdit edip 300.000 dolar para talep etmeleri ile ilgili olarak, Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesine yağma, cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturma ve ruhsatsız silah bulundurma suçlarından dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda sanık ... hakkında yağma suçundan mahkûmiyet, atılı olan diğer suçlardan ise zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildiği,
İnceleme dışı sanıklar .... ve .... hakkındaki uyarlama yargılaması sırasında mağdurlar vekili tarafından mahkemeye sunulan 10.03.2010 tarihli dilekçeye göre; olay nedeni ile şikâyetçi olmadıkları, müdahale taleplerinden vazgeçtikleri, olay nedeni ile oluşan zararın 1999 yılı içerisinde giderildiği,
GSM şirketlerinden alınan cevabi yazılara göre; sanık ... adına kayıtlı herhangi bir GSM hattının tespit edilemediği,
Anlaşılmaktadır.
Mağdur ... kollukta; 29.07.1999 günü oğlu olan mağdur ... ile birlikte Ankara"ya geldiğini, inceleme dışı sanık ..."ın yazıhanesine gittiklerini, sattığı akaryakıt karşılığında ..."tan 26.000 Liralık çek aldığını, muhabbet ederken ..."ın inceleme dışı sanık ..."yı aradığını, 10 dakika sonra inceleme dışı sanık ..."nın geldiğini, inceleme dışı sanıklar .... ve ... konuşurken oğlu ile birlikte yan odaya geçtiğini, burada inceleme dışı sanık ... ile bir müddet oturduğunu, bir süre sonra yanına gelen ..."ın “sen .... ile yemeğe git, benim bir arkadaşımın sünnet düğünü var, ben oraya gideceğim, güzel bir lokanta var, .... seni oraya götürecek, benim düğünde işim erken biterse size katılırım” dediğini, inceleme dışı sanık ..."in kendisi ve oğlunu Gölbaşı"na yemeğe götürdüğünü, inceleme dışı sanık ..."nın bir kaç defa lavaboya gittiğini, saat 21.30 sıralarında lokantadan çıkıp vedalaştıklarını, inceleme dışı sanık ..."nın aracı ile önden çıktığını, kendisinin de arkadan takip ettiğini, bir müddet sonra tanımadığı birilerinin inceleme dışı sanık ..."nın aracını durdurduklarını, arama yaptıktan sonra bıraktıklarını, inceleme dışı sanık ..."nın biraz ileri gidip aracını köşede durdurduğunu, ardından inceleme dışı sanık ..."yı durduran kişilerin yanlarına gelerek polis olduklarını, arama yapacaklarını söyleyip üzerlerini aradıklarını, üstündeki ruhsatlı tabancayı aldıktan sonra "amir" diye hitap ettikleri kişinin “hakkında ihbar var, seni karakola götüreceğiz” diyerek direksiyona geçtiğini, şahıslardan birinin tabanca zoru ile kendisini aracın arka koltuğuna bindirip başını eğdiğini, diğer iki şahsın da oğlu olan mağdur ..."i, Şahin marka otomobile zorla bindirdiklerini, başı eğik vaziyette olduğu için nereye gittiklerini göremediğini, fırsatını bulup dışarı baktığında inceleme dışı sanık ..."nın kullandığı aracı yolun sağ tarafına park etmiş olduğunu gördüğünü, yanındaki şahsın tabanca ile başına vurup “başını kaldırıp sağa sola bakarsan seni öldürürüm, bu silahı beynine sıkarım” dediğini, 10-15 dakika kadar gittikten sonra aracı durdurduklarını, kendisi ve oğlunu tarlada yere yatırıp eroin aradıklarını söyleyerek üzerlerini aradıklarını, ceplerinde ve cüzdanında bulunan 26 milyar Lira bedelli çeki, 400 Lirayı, 1.000 markı, boş çek yapraklarını, Pamukbank ve Yapı Kredi Bankasına ait kartları, ehliyetini, araç ve silah ruhsatlarını ve de tabancasını aldıklarını, diğer şahısların da oğlunun 33 Lirası ile cep telefonunu aldıklarını, ardından oğlunun ve kendisinin gözlerini koli bandı ile bağlayıp yüzükoyun yere yatırdıklarını, “kalkarsanız sizi öldürürüz” diye tehdit ettiklerini, beş dakika bu şekilde durduktan sonra çevreden ses gelmemesi üzerine gözlerindeki koli bantlarını çıkardıklarında etrafta kimsenin olmadığını gördüklerini, yakınlarda bulunan petrol istasyonuna yürüyerek gittiklerini, inceleme dışı sanık ..."ı arayıp olayı anlattığını, bir süre sonra ..."ın geldiğini, birlikte karakola giderken ..."ın kendisine, inceleme dışı sanık ..."nın arayıp kaçak silah bulundurmaktan dolayı polislerce yakalandığını haber verdiğini söylediğini, kendilerini durduran kişilerin memur traşlı olduklarını,
Savcılıkta ek olarak; inceleme dışı sanık ..."dan şüphe etmediğini,
Kovuşturma aşamasında istinabe yolu ile alınan ifadesinde farklı olarak; emniyette yaptırılan teşhiste, bir kişiyi inceleme dışı sanık ...."a benzettiğini, ancak olayı gerçekleştiren dört kişiden biri olup olmadığını kesin olarak tespit edemediğini, şikâyetçi olduğunu,
İnceleme dışı sanık ...."ın hazır bulunduğu oturumda; havanın karanlık olması ve heyecanlanması nedeniyle şahıslara dikkatlice bakmadığını, huzurda bulunan kişilerin olayı gerçekleştiren kişiler olup olmadığı hususunda bir şey diyemeyeceğini, inceleme dışı sanık .... gösterildiğinde ise; gösterilen kişinin olay yerinde olup olmadığı konusunda bir şey söyleyemeyeceğini,
20.03.2001 tarihinde istinabe yolu ile alınan ifadesinde; emniyette sadece inceleme dışı sanık ...."ın gösterildiğini, onu da tam olarak teşhis edemediğini,
01.05.2001 tarihinde istinabe yolu ile sanık ..."e ait fotoğraflar ve sürücü belgesi gösterildiğinde; olayın üzerinden iki yıl geçmesi ve olayın gece olması nedeniyle sanık ..."in olay esnasında orada olup olmadığını hatırlayamadığını, yüz yüze görse bile teşhis edemeyeceğini,
Mağdur ... kollukta olayın oluş şekli ile ilgili olarak babası olan mağdur ..."in beyanları ile benzer şekildeki ifadesinde farklı olarak; yemeğe giderken babasının inceleme dışı sanık ..."ya "tek araba olarak gidelim" dediğinde inceleme dışı sanık ..."nın “olmaz, restorantta park sorunu yok” dediğini,
Mahkemede farklı olarak; emniyette ayrı ayrı fotoğraf teşhisi yaptırıldığını, olay yerinde sürekli telefonla konuşan ve "amirim" şeklinde hitap edilen kişinin inceleme dışı sanık .... olduğunu, kendisinin "yüzde yetmiş odur" dediğini, ancak babasının inceleme dışı sanık ...."ı tanıdığını,
İstinabe yolu ile alınan beyanında; uzun süre geçtiği için şahısların eşgallerini hatırlamadığını, inceleme dışı sanık ...."a ait fotoğraflar gösterildiğinde; olayın olduğu esnada havanın karanlık olmasından dolayı şahısları tam olarak teşhis edemediğini,
Özel daire bozma kararından sonra istinabe yolu ile sanık ..."e ait fotoğraf gösterildiğinde; aradan uzun süre geçtiği için sanık ..."i teşhis edemediğini, yağma suçunu gerçekleştirenin fotoğraftaki şahıs olup olmadığı ile ilgili bir şey diyemeyeceğini, mevcut delillere göre karar verilmesini talep ettiğini,
İnceleme dışı sanık ... kollukta; iki ay kadar önce inceleme dışı sanık ..."ın yazıhanesinde mağdur ... ile tanıştığını, ..."ın mağdur ..."in çok zengin olduğunu ve müteahhitlere vadeli olarak para verdiğini söylediğini, mağdur ..."e ..."ın sahibi olduğu.... İnşaatın 400 milyar, ..."ın amcasına ait ....İnşaatın ise 600 milyar Lira borcunun olduğunu,...."ın mağdur ..."ten faizle 65 milyar aldığını, mağdur ..."in bunu 222 milyar olarak tahsil ettiğini, bu nedenle ..."ın mağdur ..."e kızarak borcunu ödemeyeceğini söyleyip “bir adam bulabilirsen Salih"ten borcuma karşılık verdiğim çekleri aldırabiliriz ve bu adama da biraz para veririz” dediğini, ..."a amcasının oğlu inceleme dışı sanık ...."tan bahsettiğini, ..."ın kabul etmesi üzerine inceleme dışı sanık .... ile görüştüğünü, inceleme dışı sanık ...."ın teklifi kabul ettiğini, inceleme dışı sanık ...."a, mağdur ... ile ..."ın yazıhanesinde buluşacaklarını, mağdur ..."i yemek bahanesi ile Gölbaşı ... Restorana götüreceklerini, çıkışta işi halletmelerini, çek ve senetleri almayı unutmamasını söylediğini, olay günü saat 19.00 sıralarında ..."ın telefonu üzerine yazıhaneye gittiğini, daha önceden anlaştıkları gibi ..."ın kendisine 6 milyarlık çek verdiğini, bu sırada yazıhaneye ismini bilmediği bir şahıs ile inceleme dışı sanık ..."in geldiğini, ..."ın sünnet düğününe gideceği için ayrıldığını, mağdur ... ve oğlu ile birlikte restorana gittiklerini, 1,5 saat kadar kaldıklarını, yemek sonrası araçları ile restorandan ayrıldıklarını, 500 metre ileride önceden anlaştıkları gibi inceleme dışı sanık .... ve arkadaşlarının polis görüntüsü vererek aracını durdurduklarını, arama yapıp kendisini gönderdiklerini, ardından mağdur ... ve oğlunun bulunduğu arabayı durdurduklarını, inceleme dışı sanık .... ve üç arkadaşının mağdur ... ve oğlunu alıp almayacaklarını kontrol etmek için aracını göremeyecekleri bir yerde durdurduğunu, bir müddet sonra inceleme dışı sanık .... ile mağdur ..."in araçlarının geçtiğini, nereye gittiklerini görmediğini, bunun üzerine evine gittiğini, ..."ın kendisini arayıp olayı bilmiyormuş gibi mağdur ..."in soyulduğunu söylediğini, ..."ın yanına gittiğini, ..."ın kendisine mağdur ... ile şikâyetçi olmaması için konuşacağını söylediğini, ertesi gün ..."ın evine gittiğini, ..."ın mağdur ..."in kendisinden şüphelendiğini ve şikâyetten vazgeçiremediğini söylediğini, olayda maddi çıkarının olmadığını, sadece ..."a yardım ettiğini, mağdur ..."ten alınan para, çek ve silahın inceleme dışı sanık ...."ta olduğunu,
Savcılık, sorgu ve mahkemede farklı olarak; atılı suçu kabul etmediğini, mağdur ... ve inceleme dışı sanık ... ile ticari işlerinin olduğunu, mağdur ..."in tefecilik yaptığını ..."tan öğrendiğini, olay günü mağdur ... ve oğlu ile yemeğe gittiklerini, çıkışta polis olduklarını söyleyen dört kişinin aracını durdurduklarını, arama yaptıktan sonra kendisini gönderdiklerini, kollukta kendisine elektrik verildiğini, ifadeyi polislerin yazdığını, imzalamak zorunda kaldığını,
İnceleme dışı sanık .... ve sanık ... ile birlikte İstanbul"da yargılandığı davanın soruşturma aşamasında kolluktaki beyanında, olayın gelişimini kollukta verdiği ilk ifadesi gibi anlatıp ek olarak; inceleme dışı sanık ...."ın, arkadaşı olan sanık ... ile birlikte işi bitirebileceğini söylediğini, ardından inceleme dışı sanık .... ile inceleme dışı sanık ..."ı tanıştırdığını, olay günü inceleme dışı sanık ...."ı, sanık ... ile birlikte ..."ın iş yerinin yakınında beklerken gördüğünü, ..."ın işin nasıl yapılacağını kendilerine anlattığını, ardından sanık ... ile inceleme dışı sanık ...."ın dışarı çıktıklarını, yaklaşık bir saat sonra mağdur ... ve oğlunun geldiklerini, birlikte Gölbaşı"na yemeğe gittiklerini, sanık ... ve inceleme dışı sanık ...."ın kendilerini görecek şekilde iki masa ileride oturduklarını, sanık ... ile inceleme dışı sanık .... çıktıktan sonra kendilerinin de restorandan ayrıldıklarını, inceleme dışı sanık ...."ı arayıp yola çıktıklarını söylediğini, 200 metre ileride beyaz renkli Tofaş marka arabanın park halinde olduğunu gördüğünü, sanık ... ile inceleme dışı sanık ...."ın ellerinde telsiz gibi bir aletle el kaldırıp arabaları durdurduklarını, önce kendisini yalandan aradıklarını, kendisinin yola devam ettiğini, bir müddet sonra mağdur ..."in aracının kendi aracını geçtiğini, olaydan bir hafta sonra inceleme dışı sanık .... ile görüştüğünde mağdurlardan alınan eşyayı ..."a verdiğini söylediğini, olaydaki üçüncü şahıstan haberinin olmadığını; kovuşturma aşamasında ise, atılı suçu işlemediğini, soruşturma aşamasında verdiği ifadesini kabul etmediğini,
Özel Daire bozma kararından sonra istinabe yolu ile alınan beyanında; fotoğrafı gösterilen sanık ..."ü tanımadığını ve daha önce hiç görmediğini,
İnceleme dışı sanık .... kollukta; Ankara"da barda çalışırken sanık ... ile tanıştığını, görevlilerce sanık ..."in evinde yapılan aramada ele geçirilen Browning marka tabancayı kendisine inceleme dışı sanık ..."nın verdiğini, silahı sanık ... ile müşterek taşıdıklarını, inceleme dışı sanık ..."nın piyasaya borcu olduğunu, kendisine “bir iş var, bunu halletmemiz gerekiyor” dediğini, ne olduğunu sorduğunda arkadaşı olan inceleme dışı sanık ..."ın tefecilik yapan mağdur ..."e olan borcuna karşılık bir trilyon değerinde çek verdiğini, ..."ın maddi sıkıntı içerisine girmesi nedeniyle çekleri geri almak istediğini söyleyerek “sağlam bir arkadaş bulup işi temiz bitirelim” dediğini, durumu sanık ..."e söyleyeceğini belirttiğini, ardından inceleme dışı sanık ..."nın “ben şahıs ile konuşacağım, yanımda kalabalık olarak bulunacaksınız, şahsı tenha bir yere götüreceğim, beni tanımıyormuşsunuz gibi hepiniz yolunu keserek şahsın paralarını, çeklerini alacaksınız, sonunda ....ile sana yedi milyar lira vereceğim” dediğini, anlaşma gereği ..."ın çekleri geri almak üzere yazıhanesinde bekleyeceğini, olay günü saat 20.00 sıralarında sanık ..., inceleme dışı sanık ... ve ismini bilmediği ...."nın bir arkadaşı ile Kızılay"da buluştuklarını, üzerlerinde tabanca olduğunu, beyaz bir araç ile ..."ın yazıhanesine gittiklerini, inceleme dışı sanık ... ile mağdurlar ... ve ...."in yazıhaneden çıktıklarını, inceleme dışı sanık ..."nın arkadaşının kendilerine “Gölbaşı ... Restorana gidecekler, biz de takipte bulunacağız” dediğini, inceleme dışı sanık ..."nın mağdurlar ... ve .... ile restorana girip oturduğunu, kendilerinin ise ayrı bir masaya oturduklarını, yemeklerini yedikten sonra plan gereği inceleme dışı sanık ..."nın cep telefonu ile kendisini arayıp “giderken yolu kesip çekleri kendisinden alın” dediğini, arabayı restorandan yüz metre ilerde yolun kenarına çekip beklemeye başladıklarını, önce inceleme dışı sanık ..."nın ardından da mağdurlar ... ile ...."in aracını durdurduklarını, polis olduklarını ve arama yapacaklarını söylediklerini, mağdur ... ve oğlunu araçtan indirip üzerlerini aradıklarını, mağdur ..."in üzerinde tabanca bulduklarını, direnmeleri üzerine silah çekerek mağdurlar ... ve ...."i araçlara bindirip tarlaya gittiklerini, mağdurlar ... ve ...."in ellerini, ayaklarını ve ağızlarını bağlayıp iki adet cep telefonunu, 1.200 mark, 435 Lira ve çok miktarda çeki aldıklarını, ardından mağdurları tarlada bırakıp ayrıldıklarını,
Mahkemede farklı olarak; emniyette polislerce kendisine baskı yapıldığı için kolluk beyanını kabul etmediğini, inceleme dışı sanık ..."nın amcasının oğlu olduğunu, diğer sanıkları ve mağdurları tanımadığını, suç tarihinde Siverek"te olduğunu, inceleme dışı sanık ... ile aralarında husumet olduğunu, Gölbaşı ... Restorana gitmediğini,
11.01.2011 tarihli oturumda ise; sanık ..."in kendisinden aldığı tabanca ile 210 Lirayı iade etmemesi ve kız arkadaşına evli olduğunu söylemesi nedeniyle kollukta sanık ..."in aleyhine ifade verdiğini, duruşmada verdiği ifadesinin de doğru olmadığını, Hüseyin .... ile inceleme dışı sanık ..."ın, suçu ayrıntılı şekilde açıklamaması için vaatte bulunduklarını, bu yüzden o şekilde ifade verdiğini, kendisini ve diğer sanıkları ...."ların azmettirdiğini, inceleme dışı sanık ..."nın da olayı planladığını, suçu kendisinin işlediğini,
İnceleme dışı sanıklar .... ve ... .... aşamalarda; atılı suçlamayı kabul etmediklerini, sanık ... ile inceleme dışı sanık ...."ı tanımadıklarını,
Tanık Selami ... aşamalarda; ... restoranın sahibi olduğunu, olay gecesi saat 21.30 sıralarında restorana mağdurlar ... ve .... ile inceleme dışı sanık ..."nın geldiklerini, saat 22.00 sıralarında ise isimlerini bilmediği dört kişinin geldiğini, sonradan gelenlerin yaklaşık yarım saat oturup kalktıklarını, tanık Bülent"e şahısların neden kalktıklarını sorduğunda “işleri varmış, hesabı ödeyip gittiler” şeklinde cevap verdiğini, daha sonra bira almak için arabasıyla restorandan ayrılıp yakınlardaki benzin istasyonuna giderken 33 plakalı bir arabanın yanında bir, yolda iki, restorana giden yolda bir kişi olmak üzere toplam dört kişiyi gördüğünü, yaklaştığında şahısların plakasına bakar gibi eğildiklerini, biraları alıp restorana dönerken 33 plakalı arabanın yanında iki kişinin olduğunu gördüğünü, diğer şahısları görmediğini, bu durumdan şüphelendiğini, garsonlardan şahısların birbirlerine "teğmenim, asteğmenim" şeklinde hitap ettiklerini duyduğu için askeri istihbarat olabileceğini düşünerek polise haber vermekten vazgeçtiğini,
Tanık ... aşamalarda: ... Restoranda garson olarak çalıştığını, saat 21.30 sıralarında restorana gelen mağdurlar ... ve .... ile inceleme dışı sanık ..."nın yemek yediklerini, bu kişilerden yarım saat sonra isimlerini bilmediği dört kişinin daha gelip kendilerini asteğmen olarak tanıttıklarını, yemekleri gelmeden içlerinden birisinin tuvalete gittiğini, bu esnada inceleme dışı sanık ..."nın da tuvalette bulunduğunu, ardından peş peşe yemek yenen yere geçtiklerini, sonradan gelen dört şahsın alelacele yemeklerini yedikten sonra 33 plakalı ancak harf grubunu göremediği beyaz Şahin veya Doğan marka araç ile ayrıldıklarını, kırkbeş dakika sonra da mağdurlar ... ve .... ile inceleme dışı sanık ..."nın ayrıldıklarını,
Tanıklar ... ve ...; İstanbul"da polis olarak görev yaptıklarını, sanık ..."i hatırlamadıklarını, inceleme dışı sanık ...."ın ifadesi altındaki imzaların kendilerine ait olduğunu, ifadeyi kendilerinin aldığını, inceleme dışı sanık ...."in söylediklerini aynen yazdıklarını, baskı altına alınarak ifade alınmasının söz konusu olmadığını, şahıslara zorlama veya kötü muamele yapılmadığını,
İfade etmişlerdir.
Dosya kapsamında dinlenen diğer tanıkların aşamalarda alınan ifadelerinde, sanık ... ile ilgili bir beyanlarının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sanık ...; inceleme dışı sanık ...."ı tanıdığını, diğer sanıkları tanımadığını, inceleme dışı sanık .... ile Ankara"da birlikte çalıştıklarını, İstanbul"a da birlikte gittiklerini, inceleme dışı sanık .... ile birlikte işlediği yağma suçundan Bakırköy 3. Ağır Ceza mahkemesinde yargılandığını, mağdurlar ... ve ...."i tanımadığını, inceleme dışı sanık ...."ın aleyhindeki beyanlarını kabul etmediğini, İstanbul"daki olaya karıştığını, ancak Ankara"daki olayla ilişkisinin olmadığını, inceleme dışı sanık ...."ın Ankara"daki olaya ilişkin gerçek failleri koruma amacıyla ismini vermiş olabileceğini savunmuştur.
Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemeli, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
İnceleme dışı sanık ...."ın, inceleme dışı sanık ... ile yaptığı plan çerçevesinde, olay gecesi yanında bulunan üç kişi ile mağdurlar ... ve ...."in bulunduğu aracın önünü kesip, araçtan indirdikleri mağdurlardan Salih"in ruhsatlı tabancasını aldıktan sonra, her iki mağduru silahla tehdit ederek götürdükleri bir tarlada mağdurların bir kısım eşyalarını yağmaladıkları olayda; sanık ..."in suçlamaları kabul etmeyip mağdurları tanımadığını söylemesi, sanığın evinde yapılan aramada ele geçirilen tabancanın mağdur ..."ten yağmalanan tabancadan farklı olduğunun anlaşılması ve ele geçirilen bu tabancanın yağma eyleminde kullanılıp kullanılmadığının tespit edilememesi, mağdurlar ... ve .... ile inceleme dışı sanık ..."nın sanık ..."i fotoğraflarından teşhis edememeleri, inceleme dışı sanık ..."nın İstanbul"da işlediği iddia edilen başka bir suç nedeni ile müdafii hazır bulunmaksızın alınan ve sanık ..."i suçladığı kolluk beyanını baskı altında verdiğini söylemesi, yargılamaya konu bu dosyadaki ifadelerinde ise sanık ..."ten hiç bir aşamada söz etmeyip sanık ..."i tanımadığını belirtmesi, inceleme dışı sanık ...."ın; müdafii hazır bulunmaksızın kollukta verdiği beyanının doğru olmadığını, kullanması için verdiği tabanca ile 210 Lirayı iade etmemesi ve kız arkadaşına evli olduğunu söylemesi nedeniyle sanık ..."i suçladığını ifade etmesi, inceleme dışı diğer sanıklar ... ve ... ile tanıkların sanık ... ile ilgili bir beyanlarının bulunmaması, sanık ..."in suç tarihinde kullandığı telefon numarasının tespit edilememesi nedeniyle haklarındaki mahkûmiyet hükümleri kesinleşen diğer sanıklar ile olayın öncesinde ve sonrasında irtibat halinde olup olmadığının belirlenememesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; inceleme dışı sanıklar .... ve ...."nın süreklilik arz etmeyen, kendi içerisinde çelişkili ve sonradan döndükleri soyut kolluk beyanları dışında, sanık ..."in savunmasının aksine, atılı suçları işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla isabetli bulunmayan yerel mahkeme direnme hükmünün, sanığın savunmasının aksine, atılı suçları işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkûmiyetine hükmolunması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi; yerel mahkeme direnme hükümlerinin onanması gerektiği düşüncesiyle karşıoy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.03.2014 gün ve 41-31 sayılı direnme hükmünün, sanık ..."in atılı nitelikli yağma ve kişi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkûmiyetine hükmolunması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2017 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.