21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/6181 Karar No: 2007/4676 Karar Tarihi: 19.03.2007
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/6181 Esas 2007/4676 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2006/6181 E. , 2007/4676 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Kocaeli 2. İş Mahkemesi Tarih : 23.3.2006 No : 550-180
Davacı SSK sigortalılığı ile çakışan süreler dışındaki tarım Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacının 1.12.1987 tarihinden itibaren 506 Sayılı Yasaya tabi çakışan zorunlu sigortalı çalışmaları haricinde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın tümüyle kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Somut olayda, davacının tarımsal faaliyeti nedeniyle 01.12.1987 tarihinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği , ancak aralıklı olarak 506 Sayılı Yasaya tabi zorunlu sigortalı olarak çalışmaya başladığı, bu nedenle davalı Kurumca 19.05.1990 itibariyle tarım Bağ-kur sigortalılığının sona erdirildiği , dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. ; Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri, Tarım Bağ-Kur sigortalısının kısa süreli olarak SSK’na tabi çalışmasının tarım faaliyetinin devamına engel olmayacağı ve dolayısıyla bu hizmetler dışında tarım faaliyetinin kanıtlanması durumunda sigortalığının kabulü gerekeceği yönündedir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa"nın 10. maddesine göre " sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye ve muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, pancar ekicileri istihsal kooperatifleri ve Birliği Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi kayıtları esas alınır." Mahkemenin, davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu göz önünde bulundurarak öncelikle nizalı dönemde anılan maddede belirtilen kayıtların olup olmadığını söz konusu kuruluşlardan, davacının ziraate elverişli taşınmazlarının bulunup bulunmadığını ilgili tapu idaresinden, özel idareden, belediyeden araştırmak, köy muhtarı ile yeterli bilgi ve görgüye sahip kişilerin tanık olarak dinlemek, ayrıca zabıta tahkikatı ile de araştırma yaptıktan sonra diğer bütün delilleri birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar vermesi gerekirken, salt çiftçi belgesi ve iki tanık beyanı ile sonuca gitmesi yerinde değildir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.