21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/6172 Karar No: 2007/4670 Karar Tarihi: 19.03.2007
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/6172 Esas 2007/4670 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2006/6172 E. , 2007/4670 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Adana 1. İş Mahkemesi Tarih : 23.03.2006 No : 1584-345
Davacı, 20.04.1982-01.06.1982 ve 01.01.1984-14.02.1985 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 01.09.2005 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı, sigortalı sayılmadığı 20.04.1982-01.06.1982 ve 01.01.1984-14.02.1985 tarihleri arasında 1479 sayılı yasaya göre Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemece, davacının 1479 sayılı Yasa"ya göre tesciline esas olan vergi kaydının 21.09.1981 tarihinde silindiği ve nizalı dönemlerde Bağ-Kur sigortalılığını oluşturacak kayıtların bulunmadığı gerekçesi ile davanın kısmen reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun değildir. Davacının 20.04.1982 tarihinden itibaren vergi kaydına dayanılarak zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilmesine karşın nizalı dönemde vergi, oda ve esnaf sicili kayıtlarının bulunmadığı, başka bir anlatımla, zorunlu sigortalılık koşullarını yitirdiği anlaşılmaktadır. Gerçekten; Davanın yasal dayanağı olan 1479 sayılı Yasanın olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 2654 sayılı Yasa ile değiştirilen 24 ve 25. maddeleri olup, Bağ-Kur sigortalılığına kendi adına bağımsız çalışma ile dayanağı olan vergi kayıtları esas alınır.Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma bulunmaması ve vergi kayıtlarının silinmesi durumunda zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı sona erer.Davacının, çekişmeli dönemde kanunla kurulu meslek kuruluşlarında üye kaydı bulunmadığından sigortalı sayılması mümkün değildir. Ancak, davacının önceden Bağ-Kur’a tescili bulunduğundan, Kurumca hiçbir araştırma yapılmaksızın davacı tarafından 3780 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"ya eklenen geçici 8. madde uyarınca göre yapılan başvuru kabul edilmiş ve davacı zorunlu sigortalı sayılarak 31.12.1991 tarihine kadar olan prim borçları 1992 yılında 4 taksitte kuruma ödenmiş ve Kurum tarafından da kabul edilerek uzun süre (14 yıl) kullanılmıştır. Davacıyı kendi hatalı işlemi nedeniyle yıllarca sigortalı sayan Kurumun, davacıya sigortalı olduğu inancını verdikten sonra yaptığı yanlışlığın farkına vararak sigortalılık süresini indirmesi iyi niyetten uzaktır. Yargıtay H.G.K.’nun 01.10.1997 gün, 1997/10-578 E., 1997/758 K.sayılı kararında da belirtildiği üzere; Davacının, Sosyal Güvenlik Hukuku ilkeleri ve Medeni Kanunu’nun 2. maddesinin uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak zorunlu sigortalı kabul edilmesi gerekir. Mahkemece, davacının 3780 sayılı Yasa"ya göre, sonrasında da zorunlu sigortalı sayılarak primleri tahsil edilen 20.04.1982-01.06.1982 ve 01.01.1984-14.02.1985 dönemlerinde zorunlu sigortalı olarak primleri ödediğine göre bu dönemde de sigortalı olarak kabul edilmesi ve yaşlılık aylığı koşullarının oluşup oluşmadığının bundan sonra değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.