Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/162
Karar No: 2017/346

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/162 Esas 2017/346 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/162 E.  ,  2017/346 K.

    "İçtihat Metni"

    Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi


    Nitelikli yağma suçundan sanıklar ... ve ..."ın 5237 sayılı TCK"nun 149/1-c ve 53. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluğuna ilişkin Turgutlu Ağır Ceza Mahkemesince verilen 10.11.2015 gün ve 7-20 sayılı hükümlerin, sanıkların müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 13.04.2016 gün ve 1963-3056 sayı ile;
    "Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Oluş ve dosya içeriğine göre, 30.04.2001 doğumlu mağdur ..."ın babası ... ile sanık ..."in 10 yıl kadar birlikte yaşayıp, bu birlikteliklerinden 4 yaşında bir çocukları olduktan sonra, ilişkilerine son verdikleri,
    02.06.2015 günü saat 19.00 sıralarında mağdur ..."ın babaannesi ..."ın verdiği 50 TL para ile kahvaltılık birşeyler alıp halasına gitmek üzere evden ayrıldığı, mağdurun arkadaşı olan tanık ... ile birlikte yolda yürüdüğü sırada sanıklar ile karşılaştığı; sanık ..."nın mağdura, "Ne oldu? Baban bizi şikayet etmiş" diyerek elini mağdurun cebine attığı, ardından sanık ..."in kolundan tutup mağduru yere yatırdıkları, sanık ..."in mağdurun kolundan tuttuğu ve ..."nın da mağdurun cebinde bulunan, 10 TL"si kendisine ait, 50 TL"si babaannesinin verdiği toplam 60 TL"yi parayı zorla alıp ayrıldıklarının iddia edildiği olayda;
    Tanık ..."ın kollukta alınan 02.06.2015 günlü beyanında, olay günü saat 19.00 sıralarında torunu olan mağdur ..."a 2 adet 20 TL ve 1 adet 10 TL vererek kahvaltılık birşeyler alarak halasına gitmesini söylediğini, ... evden ayrıldıktan yarım saat sonra kızı ..."ın kendisini arayarak "Sanıkların, ..."ın cebinden 60 TL"yi darp ederek aldıklarını anlattığını" belirterek olayla ilgili şikayetçi olduğunu bildirdiği,
    Tanık ..."nin 10.11.2015 günlü yeminli beyanında; "Olay tarihinde arkadaşım olan ..."ı almak için onların evine gittim. Evden çıkıp ..."ın halasına doğru giderken yolda, ... ve ... ile karşılaştık. Önce ..., ..."a laf atarak birşeyler söyledi. Ancak, ne dediğini şu an tam hatırlamıyorum. ... da ona karşılık verdi. ... ..."ı yere yatırarak kendisini boynundan tutup dövmeye başladı. ... kendisini döverken ... bana "Git, babaanneme haber ver" dedi. Ben de bunun üzerine babaannesine ve halasına haber vermek için oradan ayrıldım" şeklinde beyanda bulunmuş; görülen lüzum üzerine tanıktan sorulduğunda, "Kendisi ile birlikte çarşıya gitmek için evden çıktığımızda ..."ın üzerinde para olup olmadığını bilmiyorum. Ancak, ... kendisini yere yatırıp dövmeye başladığında, ... hemen bana "gidip haber vermemi" söylediği için arkamı dönerek oradan ayrıldım. Ben ayrıldığım sırada ... yerdeydi ve ... halen onu dövmeye devam ediyordu. Ben orada olduğum süre zarfında sanıkların mağdurdan para aldığını görmedim, ancak ben ayrıldıktan sonra aldılarsa onu bilemiyorum" şeklinde beyanda bulunarak, sanıklar tarafından mağdurdan zorla para alındığına dair net bir anlatımda bulunmadığı,
    Mağdur ..."ın soruşturma ve kovuşturma sırasında alınan beyanlarında, "Sanıklar ... ve kızı ..."yı daha önceden babasının ... ile birlikte yaşaması nedeniyle tanıdığını, olay günü babaannesinin verdiği 50 TL parayı cebinde bulunan 10 TL"nin yanına koyarak evden ayrıldığını, yolda sanıklar ile karşılaştığını, sanık ..."nın "ne oldu baban bizi şikayet etmiş" diyerek elini cebine attığını, sanıkların kendisini darp ederek cebinde bulunan 60 TL"yi zorla aldıklarını" bildirdikten sonra; mahkumiyet kararı verilmesini müteakip 30.11.2015 günlü dilekçe ile mahkemeye başvurarak, "Olay günü sanıkların kendisini dövdükleri için canının yandığını, bu nedenle yalan beyanda bulunduğunu, sanıklar tarafından zorla 60 TL parasının alınmadığını, babaannesinin kendisine verdiği 50 TL parayı kendi ihtiyaçları için harcadığını" belirterek çelişkili anlatımda bulunmuştur.
    Hâl böyle olunca;
    1- Sanıklar savunmalarında "Mağdurun babası ... ve diğer aile bireyleri arasında görülmekte olan davalar bulunduğunu, bu nedenle kendilerine iftira atıldığını" beyan ettiklerinden, sanıklar ile mağdurun bu aile bireyleri arasında açılan davalar nedeniyle bir husumet bulunup bulunmadığının araştırılmaması,
    2- Mağdurun soruşturma ve kovuşturma sırasında alınan beyanları ile 30.11.2015 günlü sunduğu dilekçesindeki açıklamaların yarattığı erteli duraksamanın öncelikle ortadan kaldırılıp sonucuna göre hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Turgutlu Ağır Ceza Mahkemesi ise 30.06.2016 gün ve 112-134 sayı ile;
    "...Yargıtay bozma ilamında iki hususa dayanılmış olmasına rağmen bu iki bozma gerekçesinin de dosya kapsamına uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.
    Bu doğrultuda bozma gerekçelerini ayrı ayrı irdelenmesi bağlamında,
    1- Sanıklar savunmalarında "Mağdurun babası ... ve diğer aile bireyleri arasında görülmekte olan davalar bulunduğunu, bu nedenle kendilerine iftira atıldığını" beyan ettiklerinden, sanıklar ile mağdurun bu aile bireyleri arasında açılan davalar nedeniyle bir husumet bulunup bulunmadığının araştırılmaması," bozma gerekçesi olarak gösterilmiş ise de;
    Dosyada sadece mağdur beyanına dayanılmış olması ve bu beyana dayanarak mahkûmiyet hükmü kurulması durumunda mağdurun sanıklara iftira atmasını gerektirecek tarzda aralarında bir husumet bulunup bulunmadığının araştırılması gerekebilecektir.
    Ancak; bozma kararına konu mahkememizin 10.11.2015 tarihli kararında mahkûmiyet yönünde hüküm kurulurken sadece mağdurun beyanları esas alınmamıştır. Sanıklar olay günü mağdur ... ve yanındaki bir arkadaşı ile karşılaştıklarını, ancak aralarında herhangi bir olay geçmediğini belirtip, sanıklardan ... sadece aralarında bakışma olduğunu belirtmiş ise de; suç tarihinde mağdurun yanında bulunan tanık ..."nin beyanında açıkça olay tarihinde mağdurla birlikte, mağdurun evinden çıkıp, mağdurun halasına doğru giderken, yolda ... ve ... ile karşılaştıklarını, önce ..."nın ..."a laf atarak bir şeyler söylediğini, ..."ın ise ona karşılık verdiğini, ..."nın mağduru yere yatırarak kendisini boynundan tutup dövmeye başladığını beyan etmiş olması ve mağdurun iddiası ve tanığın beyanlarının doğrular mahiyette dosya içerisinde bulunan 02.06.2015 tarihli mağdura ait raporda "sağ kaşta ödem, sağ el üstünde şişlik, sol dirsekte sıyrık, boyunda sırta doğru sıyrıklar" tarif edilmesi karşısında sanıkların olay günü mağdurla karşılaştıklarında, aralarında herhangi bir şey yaşanmadığı yönündeki beyanlarının tamamen cezadan kurtulmaya yönelik ve dosya kapsamıyla uyumlu olmayan ifadeler olduğu anlaşılmış ve bu nedenle sanıkların beyanlarına itibar edilmemiştir. Bozmaya konu mahkememiz kararındaki gerekçede görüldüğü üzere mahkûmiyet kararı mağdurun iddiasıyla tamamen örtüşen doktor raporuna ve sanıkların olay tarihinde mağdurla aralarında herhangi bir olay yaşanmadığı iddiasını tamamen yalanlayan ve sanıklar tarafından yere yatırıldığını belirten tanık beyanına dayanması karşısında, bozma ilamında belirtildiği üzere taraflar arasında daha önceden iftira atılmasını gerektirir herhangi bir husumeti bulunup bulunmamasının tanık beyanı ve doktor raporu karşısında hiçbir öneminin olmadığı ve bu yönde yapılacak bir araştırmanın dosyaya ve yargılamaya bir yenilik getirmeyeceği anlaşılmıştır.
    Yine bozma ilamı doğrultusunda yapılacak araştırma sonucunda taraflar arasında bir husumetin bulunduğu tespit edilse dahi, varlığı ispatlanacak bir husumet sanıkların hukuki durumuna etki etmeyeceği gibi bu husumet ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlerden birinin uygulanmasını da gerektirmeyecektir.
    Suç tarihinden önce mağdur veya ailesinden kaynaklanan bir haksız hareketin varlığı halinde bile yağma suçlarında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmayacağı gözetildiğinde bu yönde yapılacak bir araştırma sanıkların hukuki durumunu etkilemeyecektir. Aksinin kabulü halinde aralarında husumet bulunan şahısların birbirlerine karşı yağma suçunu işleyemeyecekleri gibi bir sonuç ortaya çıkacaktır ki mevcut ceza mevzuatı kapsamında böyle bir durumdan bahsedilemeyeceği her türlü izahtan varestedir.
    Bu nedenlerle; Yargıtay bozma ilamının "1" nolu bendinde belirtilen gerekçenin dosya kapsamına uygun olmadığı değerlendirilmiştir.
    2- "Mağdurun soruşturma ve kovuşturma sırasında alınan beyanları ile 30.11.2015 günlü sunduğu dilekçesindeki açıklamaların yarattığı erteli duraksamanın öncelikle ortadan kaldırılıp sonucuna göre hüküm kurulması zorunluluğu..." bozma gerekçesi olarak gösterilmiş ise de;
    1 nolu direnme gerekçesinde belirtildiği üzere bozmaya konu mahkûmiyet kararı sadece mağdurun beyanlarına dayanılarak verilmemiştir.
    Kaldı ki; mağdurun, babaannesi olan ..."dan aldığı 50 Lira ve kendisindeki 10 Lira olmak üzere toplam 60 Liranın darp edilerek alındığını beyan etmesi, tanık ..."ın beyanında torunu olan mağdura 50 Lira verdiğini ve kızı ..."ın da kendisini telefonla arayarak sanıkların ..."ın cebinden 60 Lirayı darp ederek aldıklarını belirtmesi karşısında, mağdurun cebinden alınan paranın toplam 60 Lira olduğu hususundaki beyanların birbirleriyle tamamen örtüştüğü anlaşılmıştır.
    Mağdur aşamalardaki beyanlarında sanıkların cebindeki parayı zorla aldıklarını beyan etmesine rağmen mahkememizce verilen 10.11.2015 tarihli mahkûmiyet ve hükmen tutuklama kararından sonra dosyaya sunduğu 30.11.2015 tarihli dilekçesindeki açıklamalarının yarattığı erteli duraksamanın öncelikle ortadan kaldırılıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği belirtilmiş ise de; ceza hukukunun temel gayesi maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bu nedenle yargısal içtihatlarda ve öğretide belirtildiği üzere tek başına sanık ikrarı dahi mahkûmiyete gerekçe yapılamayacağı gibi takibi şikayete bağlı olmayan suçlarda mağdurun sırf, sanık veya sanıkları cezadan kurtarmaya yönelik beyanları da hükme dayanak yapılamayacaktır. Usulüne uygun toplanacak delillerin bir bütün halinde değerlendirilerek ceza hukukunun temel gayesi olan maddi gerçek ortaya çıkarılmalıdır.
    Mağdurun karar ve hükmen tutuklama tarihinden sonra dosyaya ibraz ettiği 30.11.2015 tarihli dilekçesi ile her ne kadar sanıkların olay günü üzerinde bulunan 60 Lirasını gasp ettiklerini beyan etmiş ise de her iki sanığın kendisini darp etmesi sonucu canının yanması nedeniyle yalan söylediğini, sanıkların kesinlikle kendisinden para almadıklarını, ..."ın kendisine verdiği 50 Lirayı daha sonra kendi ihtiyaçları için harcadığını beyan ettiği görülmüştür.
    Yine bozma ilamı metninde tanık ..."nin yeminli beyanına yer verildikten sonra sanıklar tarafından mağdurdan zorla para alındığına dair net bir anlatımda bulunmadığına vurgu yapılmıştır.
    Halbuki, tanık ..."nin mahkememizdeki beyanında açıkça "....., ..."ı yere yatırarak kendisini boynundan tutup dövmeye başladı. ... kendisini döverken ... bana git, babaanneme haber ver dedi. Bende bunun üzerine babaannesine ve halasına haber vermek için oradan ayrıldım... Ancak, ... kendisini yere yatırıp dövmeye başladığında, ... hemen bana gidip haber vermemi söylediği için arkamı dönerek oradan ayrıldım. Ben ayrıldığım sırada ... yerdeydi ve ... halen onu dövmeye devam ediyordu. Ben orada olduğum süre zarfında sanıkların mağdurdan para aldığını görmedim, ancak ben ayrıldıktan sonra aldılarsa onu bilemiyorum" şeklinde beyanda bulunmuştur.
    Mağdur ..."ın iddiası da sanıklar tarafından darp edilip yerde bulunduğu sırada sanık ..."nın elinin cebine atarak 60 Lirasını aldığıdır. Mağdurun ifadelerinde açıkça sanıklar tarafından dövülürken tanık ..."a babaannesine haber vermesini istediğini belirttiği, tanığın da açıkça olay yerinden ayrıldığı sırada mağdurun yerde olduğunu ve ..."nın halen onu dövmeye devam ettiğini beyan ederek orada bulunduğu süre zarfında sanıkların mağdurdan para aldığını görmediğini, ancak ayrıldıktan sonra aldılarsa onu bilemeyeceğini beyan etmesi karşısında, paranın mağdurun dövülmesi sonrasında alınmış olması nedeniyle mağdur dövülürken oradan ayrılan tanığın paranın alınma aşamasını görmesinin mümkün olmadığı, aksine öncelik ve sonralık bağlamında değerlendirme yapıldığında hayatın olağan akışına da uygun olduğu açıkça görülmüştür.
    Somut olayda erteli duraksamaya neden olacak hiçbir hususun bulunmadığı, tanık beyanı, mağdur beyanı (suçtan kurtarmaya yönelik 30.11.2015 tarihli dosya kapsamına uymayan dilekçe haricinde), doktor raporu ve tüm dosya kapsamıyla sanıkların mağdura karşı birden fazla kişi ile yağma suçunu işlediklerinin maddi gerçek olarak her türlü şüpheden uzak bir şekilde ortaya çıktığı görülmüştür.
    Yargıtay bozma ilamı sonrasında sanıklar müdafileri tarafından dosyaya banka dekontu sunularak mağdurun zararının giderildiği ve sanıkların etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanması gerektiği belirtilerek sanıklar hakkında TCK"nun 168. maddesinin uygulanması talep edilmiş ise de; Yargıtay bozma ilamı sonrasında yargılamaya devam edilebilmesi için 5320 Sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi delaletiyle hüküm tarihinde de yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 326. maddesi gereğince öncelikle bozma ilamına uyma veya ısrar yönünde bir karar verilmesi gerektiğinden ve mahkememizce bozma sonrası sanıklar ve müdafilerinin usulüne uygun olarak beyanları alındıktan sonra 1412 Sayılı CMUK"nun 326/3. maddesi gereğince mahkemenin 10.11.2015 tarihli kararının usul ve yasaya uygun olduğu düşünülerek direnme kararı verildiğinden etkin pişmanlık hükümleri açısından bu aşamada bir değerlendirme yapılamamıştır..." şeklindeki gerekçeyle direnerek, sanıkların önceki hükümdeki gibi mahkûmiyetlerine karar vermiştir.
    Bu hükmün de sanıkların müdafileri ile sanık ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.01.2017 gün ve 329157 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca dosya kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 23.02.2017 gün ve 952-433 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Ceza Genel Kurulunda direnme üzerine duruşmalı inceleme yapılabileceğine dair bir düzenleme olmadığından, 1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 318. maddesi uyarınca, sanıkların müdafilerinin duruşma isteklerinin reddine karar verilmiştir.
    Sanık ... müdafiinin yasal süresi içerisinde hükmü temyiz etmesinden sonra, sanık ..."in 11.07.2016 tarihinde verdiği dilekçesinin ayrıntılı temyiz dilekçesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından, 15.07.2016 tarihinde yerel mahkemece verilen sanık ..."in temyiz talebinin reddine dair karar kaldırılıp sanık ..."in temyiz dilekçesi de nazara alınarak hükmün incelemesi yapılmıştır.
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar hakkında eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Mağdur ..."ın, babaannesi olan tanık ..."ın verdiği 50 Lira ile alış-veriş yapıp halasına gitmek üzere arkadaşı tanık ... ile evden ayrıldığı, birlikte Uzunyol Sokakta yürüdükleri sırada sanıklar ... ve ... ile karşılaştıkları, sanık ..."nın mağdur ..."ı yanına çağırıp "Ne oldu, baban bizi şikayet etmiş" demesi üzerine mağdurun bu hususun babası ... ile aralarındaki bir problem olduğunu ve onunla konuşmaları gerektiğini söylediği, ardından sanık ..."nın elini mağdurun cebine attığı ve diğer sanık ... ile birlikte mağduru yere yatırıp darp etmeye başladıkları, sanık ..."in mağduru tuttuğu esnada sanık ..."nın mağdurun pantolonunun cebinden 60 Lirayı aldığı iddia edilen olayda;
    Mağdur ... hakkında Turgutlu Devlet Hastanesince düzenlenen 02.06.2015 tarihli adli rapora göre; sağ kaşta ödem, sağ el üstünde şişlik, sol dirsekte ve boyunda sırta doğru sıyrık tespit edildiği, tespit edilen bulguların basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğu,
    Kollukça düzenlenen 25.06.2015 tarihli araştırma tutanağına göre; olayın gerçekleştiği Uzunyol Sokakta güvenlik kamerasının ve olaya ilişkin görgü tanığının bulunmadığı,
    Yargıtayca hükmün bozulmasından sonra devam eden yargılama sırasında, yağmalandığı iddia edilen 60 Liranın, 26.05.2016 tarihinde sanık ..."nın babası ... tarafından PTT havalesi ile mağdurun babası ..."a gönderildiği,
    Anlaşılmıştır.
    Mağdur ... vekil huzurunda soruşturma evresinde; babasının sanık ... ile geçmişte yaşadığı ilişki nedeniyle sanıklar ... ve ..."yı tanıdığını, olay günü saat 19.00 sıralarında babaannesinin 50 Lira vererek kahvaltılık malzeme alıp halasına götürmesini istediğini, parayı cebinde bulunan 10 Liranın yanına koyarak evden ayrıldığını, halasının evine giderken Uzunyol Sokakta sanıklar ile karşılaştığını, sanık ..."nın kendisine seslenerek yanına çağırdığını, gittiğinde sanık ..."nın “Ne oldu? Baban bizi şikayet etmiş” dediğini, sanık ..."ya bu durumu babası ile konuşması gerektiğini söylediğini, bunun üzerine sanık ..."nın elini pantolonunun cebine attığını, geri çekildiğinde diğer sanık ..."in kolundan tuttuğunu, her iki sanığın kendisini yere yatırıp darp ettiklerini, kaçmak isterken sanık ..."nın elini tekrardan pantolonunun cebine sokarak 60 Lirasını aldığını, ardından sanıkların parayı aralarında bölüşüp ayrıldıklarını, halasının yanına giderek olayı anlattığını, halasının da polisi aradığını, sanıklardan şikâyetçi olduğunu,
    Kovuşturma evresinde farklı olarak; olay tarihinde arkadaşı tanık ... ile halasının evine giderken sanıklar ile karşılaştığını, sanık ..."nın kendisine "baban niye bizi şikayet etti" dediğini, “ben ne bileyim, gidin onu babamla konuşun” şeklinde cevap verdiğini, sanık ..."in ise "daha önceden babanın ihtiyaçlarını biz alıyorduk, şimdi gitsin, şimdiki eşini satsın" şeklinde sözler söylediğini, ardından sanık ..."nın üzerine gelip boğazını sıkarak kendisini darp ettiğini, kurtulmak için sanığa tekme attığını, bu sırada sanık ..."in sanık ..."yı “yapma” diyerek uyardığını, sanık ..."ya karşılık vermesi nedeniyle sanık ..."in de kendisini darp etmeye başladığını, ardından kollarından tutup yere yatırdıklarını, yerde iken sanık ..."nın elini pantolonunun cebine atarak 60 Lirasını aldığını, bu olayları tanık ..."un da gördüğünü, 60 Liranın iade edilmediğini, sanıklardan şikâyetçi olmadığını,
    Mağdur ..."ın 10.11.2015 tarihli ilk mahkûmiyet hükmünden sonra, hükmün temyizi aşamasında mahkemeye sunduğu 30.11.2015 tarihli dilekçesinde, sanıklar hakkındaki iddialarının bir kısmının gerçek dışı olduğunu, sanıkların kendisini darp etmeleri nedeniyle haklarında yalan beyanda bulunduğunu, üzerindeki paranın sanıklar tarafından alınmadığını, parayı kendi ihtiyacı için harcadığını, sanıklar ile aralarında itiş kakış olduğunu, bu sırada sanık ..."nın kendisine vurduğunu, diğer sanık ..."in ise vurmadığını,
    Mağdur ... kovuşturma evresinde; mağdur ..."ın oğlu olduğunu, sanıklardan şikâyetçi olmadığını, sanıklar ile arasında husumet bulunmadığını,
    Tanık ... aşamalarda; olay günü saat 19.00 sıralarında torunu olan mağdur ..."a 50 Lira verip halasına kahvaltılık malzeme alması için gönderdiğini, yaklaşık yarım saat sonra kızı ..."ın telefon açarak sanıklar ... ve ..."in mağdur ..."ı darp edip cebindeki 60 Lirayı aldıklarını söylediğini, ardından kızının evine gittiğini,
    Tanık ...; arkadaşı mağdur ... ile yolda yürürken sanıklar ... ve ... ile karşılaştıklarını, sanık ..."nın mağdur ..."a laf attığını, mağdur ..."ın karşılık vermesi üzerine sanık ..."nın mağdur ..."ı yere yatırıp darp etmeye başladığını, diğer sanık ..."in de yerde yatan mağdur ..."a vurduğunu, bu sırada mağdur ..."ın kendisine “git, babaanneme haber ver” demesi üzerine mağdur ..."ın babaannesine ve halasına haber vermek için olay yerinden ayrıldığını, bu esnada sanık ..."nın mağduru dövmeye devam ettiğini, mağdur ..."ın üzerinde para olup olmadığını bilmediğini, sanıkların mağdurdan para alıp almadıklarını ve sanık ..."in elini mağdur ..."ın cebine atıp atmadığını görmediğini,
    İfade etmişlerdir.
    Sanık ... soruşturma evresinde; mağdur ..."ı ailecek husumetli oldukları ..."ın oğlu olduğu için tanıdığını, saat 16.00 sıralarında annesi olan sanık ... ile evlerine giderken mağdur ..."ı tek başına gördüklerini, aralarında bir konuşma geçmediğini, mağdur ..."ın iddia ettiği olayın gerçek dışı olduğunu, mağdurun babası ... ve birlikte yaşadığı ... ile aralarındaki davalar nedeniyle kendilerine iftira atıldığını,
    Kovuşturma evresinde farklı olarak; evlerine giderlerken mağdur ... ve arkadaşı ile karşılaştıklarını, sadece bakıştıklarını ve herkesin yoluna devam ettiğini, mağdur ... ile aralarında husumet bulunduğunu,
    Sanık ... soruşturma evresinde; mağdur ..."ın daha önce birlikte yaşadığı ..."ın oğlu olduğunu, kızı olan sanık ... ile evlerine giderken yolda mağduru tek başına gördüklerini, mağdurun iddialarının gerçek dışı olduğunu, kendisi ile muhatap olmadıklarını, ... ve birlikte yaşadığı ... ile aralarında husumet olduğundan kendilerine iftira atıldığını,
    Kovuşturma evresinde farklı olarak; evlerine giderlerken mağdur ..."ı arkadaşı ile gördüklerini, yanından geçip gittiklerini, kendisi ile konuşmadıklarını,
    Savunmuşlardır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Suç tarihinde mağdur ..."ın, babaannesi olan tanık Portakal"ın verdiği 50 Lira ile alış-veriş yapıp halasına gitmek üzere arkadaşı tanık ... ile Uzunyol Sokakta yürüdüğü sırada sanıklar ... ve ... ile karşılaştıkları, sanık ..."nın elini mağdurun cebine attığı, ardından sanık ... ile birlikte mağduru yere yatırıp darp ettikleri, sanık ..."in mağduru tuttuğu esnada sanık ..."nın mağdurun pantolonunun cebinden 60 Lirayı aldığı olayda; mağdur ..."ın, sanıkların kendisini darp ederek cebinde bulunan 60 Lirayı zorla aldıklarına dair aşamalardaki istikrarlı beyanları, bu beyanları doğrulayan Turgutlu Devlet Hastanesince düzenlenen adli rapor ile tanıklar ... ve Portakal"ın anlatımları karşısında; mağdurun hükümden sonra verdiği sanıkların yağma suçunu işlemediklerine dair dilekçenin, sanıkları atılı suçtan kurtarmaya yönelik olduğu, yine taraflar arasında var olduğu sabit olan husumete ilişkin yapılacak araştırmanın, dosyadaki diğer deliller de dikkate alındığında tespit edilen maddi gerçeğe bir katkı sağlamayacağı kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, yerel mahkeme hükmündeki direnme gerekçesinin isabetli olduğuna ve hükümlerin esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Turgutlu Ağır Ceza Mahkemesinin 30.06.2016 gün ve 112-134 sayılı hükmündeki direnme gerekçelerinin İSABETLİ OLDUĞUNA,
    2- Dosyanın, hükmün esasının incelenmesi için Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi