16. Hukuk Dairesi 2016/4259 E. , 2016/4058 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "mahkemece ilk kadastro paftası ile yenileme paftasının çakıştırılmaması, temyize konu parsellerin yüzölçümlerinin köşe koordinatlarına göre hesaplanmaması ve köşe noktası olarak saptanan sınırın hangi sabit sınır olarak neden alındığının gerekçesi gösterilerek açıklanmamasının doğru olmadığı belirtildiği gibi eski ... (...) parsel sayılı taşınmazın aynı mahkemenin 2009/1 Esas sayılı dava dosyasında davalı olduğu bildirildiği halde dava dosyalarının birleştirilmesinin düşünülmemesi ve kabule göre de tescil hükmü oluşturulmayarak sadece davanın reddi ile yetinilmesinin" isabetsizliğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli eski 1014 (yeni ... ada ... parselin) 26.568 metrekare yüzölçümü ile tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir. Davacı ..., eski 1014 parselin maliki olduğu, uygulama kadastrosu sırasında taşınmazının yüzölçümünde eksilme meydana geldiği ve bunun da komşu eski ..., ...,... ve ... parsellerden kaynaklandığını belirterek dava açmış, mahkemece, davacının taşınmazındaki yüzölçümü eksikliğinin herhangi bir komşu parselin binme veya tecavüzünden değil, sadece ölçüm teknik farklılığından kaynaklandığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre, bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin yerine getirilmesi zaruridir. Hükmüne uyulan bozma ilamında; kadastro paftası ile uygulama paftasının çakıştırılması, köşe noktası olarak saptanan sınırın hangi sabit sınır olarak neden alındığının gerekçesi gösterilerek açıklanması gereğine değinildiği halde bu hususlar yerine getirilmeden karar verilmesi doğru değildir.
Hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda, çakıştırılmış haritadaki tersimat sınırının hangi sınırı gösterdiği açıklanmamış, uygulama kadastrosu sonucu davacıya ait taşınmazdaki 10.282,80 m2 yüzölçümü eksikliğinin hesap yöntemlerinden kaynaklandığı belirtilmiş olmasına rağmen keşif sonucu yapılan ölçüm sonucu taşınmazın yüzölçümünün uygulama sırasında belirlenen miktardan farklı olarak 26.568,00 m2 olarak belirlendiği belirtilmiş ve bu farkın tecviz sınırları içinde kaldığından söz edilmiştir. Buna karşın, aradaki bu ölçüm farklılıkları ada raporu ile birlikte denetime imkan verir şekilde irdelenmemiş, tesis kadastrosu ile uygulama kadastrosu arasındaki yüzölçümü farklılığından farklı olarak keşif sonucu elde edilen değerlerin komşu parsellere yansıması olup olmadığı veya tüm bu farklılıkların kaynaklandığı nedenler denetime imkan verir şekilde hazırlanacak çakıştırılmış harita üzerinde gösterilmemiş, yapılan uygulamada ortofoto ve uydu fotoğraflarından yararlanılmamış, soyut açıklamalarla yetinilmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece, harita mühendisi sıfatına sahip önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Kabule göre de; davacıya ait eski ..., yeni ... ada ... parsel hakkında tescil hükmü kurulmasına rağmen, husumet yöneltilen ve davalı hale getirilen komşu sırasıyla eski ..., ..., 1020 ve ...., yeni ... ada ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar hakkında tescil hükmü kurulmaması dahi isabetsiz olup, davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.