Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/20654
Karar No: 2007/4266

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/20654 Esas 2007/4266 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/20654 E.  ,  2007/4266 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     :  Ordu 1. Asliye  Hukuk (İş) Mahkemesi
    Tarih               :  6.7.2006
    No                   :  933-422  
                           
    Davacı 1.5.1987 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa"ya  tabi tarım Bağ-Kur  sigortalısı olduğunun tesbitine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün  davalı  vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlerle davalı kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı 01.05.1987 tarihinden dava tarihi olan 9.6.2006 tarihine  kadar  2926 sayılı Yasaya tabi tarım Bağ-Kur  sigortalısı  olduğunun  tesbitini istemiştir
    Mahkemece, davacının 01.05.1987 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasaya tabi tarım Bağ-Kur  sigortalısı  olduğunun  tesbitine  karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan  Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık  ve  Nüfus  İdareleri  kayıtları  ile  diğer  kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan p. e. İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Ş. Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının  esas alınacağı  bildirilmiştir.  Bu kayıtların  tarımda  kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi  olduğu ortadadır. 
    Yapılan incelemede davacının   Ziraat Odası kaydı araştırmasında Ç.  Ziraat Odası’nın 04.07.2006 tarihli bildiriminde davacının 07.02.1996 tarihinde kayıt yaptırdığı ve halen devam ettiği belirtilmiş iken, 27.05.1997 tarihli terk formunda ise kaydının bulunmadığının belirtildiği, ayrıca davacının ikamet ettiği C. Mahallesi Muhtarlığı’nın 03.07.2006 tarihli bildiriminde davacının tarımsal faaliyette bulunduğu belirtilmiş iken, terk formunda 20.05.1997 tarihli bildirimde ise “ilgilinin tarımsal faaliyeti hiç olmamıştır”  şeklinde bildirimin bulunduğu, Fındık Tarım Satış Kooperatifi  ve Tarım Kredi Kooperatifi kaydının olmadığı, üzerine kayıtlı zirai arazisinin bulunduğu, Ziraat Bankası’ndan kredi alıp-almadığının araştırılmadığı, davacının sattığı ürün bedelinden prim kesintisinin bulunup bulunmadığının  mahkemece araştırılmadığı  01.05.1987 tarihinde tarım Bağ-Kur  sigortalısı olarak  kayıt ve tescil edilip davacının 27.05.1997 tarihinde Kurum’a başvurarak terkinini istemesi üzerine Kurum’ca kaydının terkin  edildiği görülmektedir.
    Mahkemece, Kurum’un tescil tarihi olan 01.05.1987 tarihinden davacının terk başvurusunda bulunduğu  27.05.1997 tarihleri arasındaki dönem yönünden verilen tespit kararı yerinde ise de; terk dilekçesinin verildiği 27.05.1997 tarihinden sonra prim  kesintisinin bulunmadığı ve tarımsal faaliyetin kanıtlanamadığı 27.05.1997-09.06.2006   tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Yapılacak iş, davacıya ihtilaf konusu olan 27.05.1997-09.06.2006 tarihleri arasındaki dönemde ürün satışı yaptığı kişi, kurum ve kuruluşları açıklattırmak bu kişi, kurum ve kuruluşlardan ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığını sormak, yapılmış ise belgelerini getirtmek, Ziraat Odası  ile mahalle muhtarlığı’nın farklı tarihlerdeki   bildirimleri arasındaki çelişkiyi  gidermek, farklı bildirimde bulunanların aynı kişiler olduğunun tesbit edilmesi halinde bu kişiler hakkında ilgili  Cumhuriyet  Başsavcılığına  suç duyurusunda bulunmak  ve tüm deliller bir arada değerlendirilerek sonuca gitmektir. 
    Mahkemece bu maddi ve hukuki  olgular  gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması  usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.   
    O halde, davalı Kurumun  bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.03.2007  gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi