13. Ceza Dairesi 2014/17333 E. , 2016/1844 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Sanık ... mahkumiyet, diğer sanıklar beraat
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanıklar ... ... hakkında verilen beraat kararına karşı sanıklar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Beraat eden sanıklar hakkında karar verildikten sonra temyiz süresi içerisinde işten elini çeken mahkeme tarafından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği konusunda sanıklar vekilinin talebi üzerine yeniden verilen 24/06/2013 tarihli karar yok hükmünde sayılarak 04/03/2013 tarihli karara yönelik olarak yapılan incelemede;
Sanıklar müdafiinin yokluğunda verilen 04.03.2013 tarihli kararın 03.05.2013 tarihinde sanıklar müdafiine usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, karara karşı, sanıklar müdafiinin CMUK"un 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süre geçtikten sonra, 14.05.2013 tarihinde temyiz talebinde bulunduğu anlaşılmakla, CMUK"un 317. maddesi uyarınca temyiz isteminin REDDİNE,
II-Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde temel ceza alt sınırdan belirlendiği halde, 5237 sayılı TCK"nın 143. maddesi uygulanırken cezada, ayrıntılı gerekçe gösterilmeden 1/3 oranında artırım yapılmış ise de; hırsızlık suçunun saat 24:00 sıralarında gerçekleştirilmesi, zamanın suçun işlenmesinde kolaylaştırıcı etkisi yine, aynı yasanın 35/2. maddesi uygulanırken de, 1/4 oranında alt hadden indirim yapılmış ise de; meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı ile suç yolunda katedilen mesafe kıstasları dikkate alındığında ve her uygulama maddesinin koşullarının kendi içerisinde değerlendirilmesi gereği birlikte gözetildiğinde, Mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden Tebliğnamedeki bozma isteyen düşüncelere iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 Sayılı TCK 53.madde 1.fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının ve sanık ...’ın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.