18. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/3410 Karar No: 2014/5345 Karar Tarihi: 24.03.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/3410 Esas 2014/5345 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir davada, eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan alacaklar için davalıdan tahsilat istenilmiştir. Mahkeme, davanın kısmen kabul edilmesine karar vermiştir. Ancak, davalılar kefalet sözleşmesinde kefalet limitini açıkça göstermedikleri için kefalet sözleşmesinin geçerli olamayacağına hükmetmiştir. Bu nedenle, davalılar M.A. ve İ.D. yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, Borçlar Kanunu'nun 484. maddesi gereği kefalet limitinin açıkça belirtilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kanunun yeni hali olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesi de benzer bir hüküm içermektedir.
18. Hukuk Dairesi 2014/3410 E. , 2014/5345 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 23/11/2011 NUMARASI : 2010/195-2011/471
Dava dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderlerinden kaynaklanan 59.846,25 USD ve 12.011,64 TL alacağın 03.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı M.. A.. vekili ile davalı İ.. D.. tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 484. maddesine (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 583. maddesi) göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için kefilin kefalet limitinin sözleşmede açıkça gösterilmesi gerekir. Dosya içerisinde bulunan 07.07.1999 tarihinde düzenlenen yüklenme ve kefalet senedinde kefiller M.. A.. ile İ.. D.."ın yükümlü S.. B..’ye yapılan masrafların ne kadarına kefil oldukları açıkça gösterilmediğinden Borçlar Kanunu’nun yukarıda sözü edilen hükmü karşısında kefalet sözleşmesinin geçerli olduğundan söz edilemez. Bu nedenle mahkemece, davalılar (kefiller) M.. A.. ile İ.. D.. yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hüküm altına alınan borcun tamamından sorumlu tutulmaları doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 24.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.