10. Hukuk Dairesi 2017/2210 E. , 2017/4407 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalı ... Ağaç San. ve Tic. A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, 28.11.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yaralanan sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan masrafların tahsili istemine ilişkin olup, Mahkemece, davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır…” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin, anılan Kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı sonucu olarak davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. ve 87. maddeleridir.
506 sayılı Kanunun 26. maddesindeki; “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya haksahibi kimselerine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22. maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı (Anayasa Mahkemesinin 23/11/2006 tarihli ve E:2003/10 K:2006/106 sayılı Kararı ile bu fıkrada geçen
“sigortalı veya haksahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” bölümü iptal edilmiştir.) Kurumca işverene ödettirilir.…” düzenlemesine göre; işverenin, Kuruma karşı sorumluluğu, maddede sayılan belli eylem ve davranışlardan oluşan bir alanla sınırlıdır. Bu sorumluluk, tamamen kendine özgü (suigeners) bir sorumluluktur ve iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortası priminin işverence ödenmesinden ötürü, geniş ölçüde sınırlandırılmış bulunması, belirleyici ve ayırıcı özelliğini oluşturmaktadır. İşverenin bu eylem ve davranışları, sırasıyla ve kanunun anlatımıyla işverenin kastı, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğiyle ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ve işverenin, suç sayılır eyleminden ibarettir. İşveren, bu davranış ve eylemlerinden sadece birinin varlığı durumunda dahi sorumludur. Ancak anılanların dışında bir durum, eylem ve davranıştan ötürü sorumlu değildir.
İşveren vekili, 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde, “İşveren nam ve hesabına işin yönetimi görevini yapan kimseler "İşveren vekili" dir.” şeklinde tanımlanmış, anılan maddenin devamındaki “Bu kanunda geçen işveren deyimi işveren vekilini de kapsar. (Değişik: 14/5/1985 - 3203/1 md.) İşveren vekili bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı aynen işveren gibi sorumludur.” hükmü ile işveren vekilinin sorumluluğunun kapsamı belirlenmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 25.09.1996 tarih, 1996/370 Esas ve 1996/623 Karar sayılı ilamında benzer şekilde açıklandığı üzere; 506 sayılı Kanunun 26. maddesine dayalı olan davalarda, işveren kusurlu olsa bile, kusuru bulunmayan işveren vekilinin sorumluluğu söz konusu olmayıp, işveren vekilinin, işverenin kusurundan ötürü Kurum zararını tazminle sorumlu tutulması, 26. maddenin hem lafzına hem de amacına aykırı düşer. Anılan maddede işveren vekili kusursuz olsa bile, işverenin kusurundan ötürü sorumlu tutulabileceğini öngören hiçbir hüküm yer almış değildir.
Dosya kapsamında kurum raporuna göre, kazalının işveren ... adına tescilli tüzel kişiliği bulunmayan ... Toplu Yemek ve Temizlik Hizmetleri işyerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, davalı ..."ın ise işveren vekili olarak beyanının alındığı, iş müfettiş raporuna göre ise kazalının ..."nin çalışanı olduğunun açıklandığı, davalılar ... ve ..."in ceza davasında yargılanarak haklarında mahkumiyet kararı verildiği, tazminat davasında da kusur verildiği, eldeki dosyada alınan ilk kusur raporunda davalı şirket % 15, % 5"inden ... sorumlu olmak üzere, davalı ... % 45, % 5"inden davalı ... sorumlu olmak üzere, kazalının ise % 40 kusurlu olduğu, itibar edilen kusur raporunda ise davalı şirket %15, %5"inden ... sorumlu olmak üzere, ... Toplu Yemek ve Temizlik Hizmetleri"nin %45, % 5"inden davalı ... sorumlu olmak üzere, kazalının ise %40 kusurlu olduğu kanaatinin bildirildiği, davalı ..."ye kusur verilmediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında öncelikle davalı ..."nin işveren vekili olup olmadığı araştırılarak görev tanımı yapılmalı, kazalının sigorta bildiriminin yapıldığı ... Toplu Yemek ve Temizlik Hizmetleri"nin tüzel kişiliği bulunmadığından işveren tereddütsüz belirlenmeli, davalı ..."nin de yargılandığı ceza davasının sonucu araştırılarak, kesinleşmesi halinde kusurun varlığına ilişkin maddi olgu hukuk hakimini bağlayacağından, kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile mahkum olanlara herhalde bir miktar kusur verilmesi gereği gözetilmeli, tazminat davasında alınan kusur raporunda davalı ..."ye de kusur verildiği anlaşılmakla, tazminat davasının sonucu araştırılarak kesinleşmesi halinde güçlü delil niteliğinde olduğu gözetilmeli, böylece İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, varsa çelişki de giderilmeli ve hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum ve davalılardan ... Ağaç San. ve Tic. A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... Ağaç San. ve Tic. A.Ş."ye iadesine, 23/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.