Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/2353 Esas 2016/5810 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2353
Karar No: 2016/5810
Karar Tarihi: 18.05.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/2353 Esas 2016/5810 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/2353 E.  ,  2016/5810 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki zilyetliğin tespiti ve müdahalenin meni istemine ilişkin davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... Sulh Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Dava, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında adına tespit edilen taşınmaza davalı tarafından müdahale edildiği iddiasıyla müdahalenin men"i davasıdır.
    ... Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının zilyetliğe dayanarak talepte bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
    ... Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise davacının mülkiyeti elde etme amacıyla hareket ettiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
    Somut olayda davacı, ... ili 6028 ada ile 19 sayılı parsel üzerinde bulunan taşınmazı mesken olarak kullandığını, taşınmazın 2/B kapsamında adına tespit edildiğini, tüm müracaatların yapıldığı halde, adına henüz tescil edilmediğini, evinin üzerinde bulunan arsanın komşusunun olduğunu, davalının dava konusu arsanın bir kısmını kendi üzerine yazdırmış ve yol hakkını ise işgal ederek gelip geçmesini önlediğini, böylelikle gayrımenkulüne tecavüzde bulunduğunu belirterek gayrımenkulüne müdahalenin men"ine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Türk Medenî Kanununun 981, 982 ve 983. maddeleri, mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. Bu maddelerde düzenlenen davalar ile, zilyet; zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, sulh mahkemelerinde dava açar ve bu mahkemelerde uygulanan basit yargılama usûlünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır.
    Zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır; o takdirde mahkemenin görevi, yalnız zilyetliğin korunması davasından farklı olarak, dava olunan şeyin değerine göre belirlenir. Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 15.06.1983 gün ve 3351/679 sayılı; 25.11.1987 gün ve 394/876 sayılı; 06.10.1993 gün ve 1993/14-423-561 sayılı, 25.11.2009 gün ve 8-518/573 kararlarında da aynı ilkeler vurgulanmıştır.
    Yukarıda açıklananlar ışığında, söz konusu davada davacının zilyetlik iddiası, arkasında bir hak iddiasını bulundurmakla, davanın 6100 sayılı HMK"nın 4/1-c madde ve fıkralarında yazılı zilyetliğin korunması davası olmayıp; temelinde bir hak davası olduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın davaya bakmakla görevli mahkeme olan ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18/05/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.