13. Ceza Dairesi 2014/33570 E. , 2016/1832 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanığın yokluğunda verilen 12.03.2013 tarihli kararın sanığın duruşma sırasında bildirmiş olduğu “... Mahallesi. ... Sokak No:10 Daire:1 “ adresi yerinde 3 nolu daireye Tebligat Kanunun 21. maddeye göre tebliğ yapıldığı, bu kez kararın 01.04.2014 tarihinde, vasisine tebliğ edildiği ve vasi tarafından temyiz edilmediği, ancak sanığın bu tarihte başka bir suçtan cezaevinde olması nedeniyle vasiye yapılan tebliğin usulsüz olduğu, sanığın, 06.06.2014 tarihli dilekçesinin eski hale getirme ve temyiz istemlerini içermesi nedeniyle karar verme yetkisinin Yargıtay"ın ilgili dairesine ait olduğu, bu nedenle mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin 05.08.2014 tarih ve 2010/188-2013/127E.-K. sayılı ek kararının yok hükmünde olduğu ve kararın sanık tarafından öğrenme üzerine süresinde temyiz edildiği kabul edilerek yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Hırsızlık amacıyla girilen müştekilere ait ait evden temin edilen anahtarla park halindeki aracın da çalınması şeklindeki eylemin, bir bütün halinde tek bir hırsızlık suçunu oluşturacağı ve suça vasıf tayin edilirken eylem bütünlüğü içinde en ağır nitelikte olan TCK"nın 142/2-d maddesine uyan haksız yere elde bulundurulan anahtarla kilit açmak suretiyle hırsızlık suçunu oluşturduğu ve TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken; suç konusunun önem ve değeri, sanığın kastının ağırlığı, güttüğü amaç ve saik, suçun işleniş şekli dikkate alınarak asgari hadden uzaklaşılarak uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında ayrıca TCK."nın 142/1-b maddesi ile de hüküm kurulması,
2-Olay günü güneşin yaz saati uygulaması da dikkate alınarak 05.26"da doğduğu, buna göre TCK"nın 6/1-e maddesi gereğince gece vaktinin 04.26"da son bulduğu, müştekiler ve tanıkların beyanından eylemin 03:30-08:10 saatleri arasında gerçekleştiği, sanığın ise suçu kabullenmediğinin anlaşılması karşısında, suçun gece sayılan zaman diliminde işlendiğinin kabul edilemeyeceği, mahkemece hırsızlık suçundan kurulan hükümde TCK"nın 143/1. maddesinin tatbik edilmediği, buna karşın, kout dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümde TCK"nın 116/1. maddesi yerine aynı Yasanın 116/4. maddesi ile uygulama yapılmak suretiyle yazılı şekilde fazla ceza tayini,
3- Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 Sayılı TCK 53.madde 1.fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Denetim süresinin belirlenmesinin infaza yönelik bir işlem olduğu gözetilerek, 5237 sayılı Yasanın 58/6-7 maddesi gereğince mükerrir olan sanıklar hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesiyle yetinilmesi yerine, 5275 sayılı Yasanın 108/4. maddesine dayanılarak denetimli serbestlik süresinin de belirlenmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.