Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2766
Karar No: 2021/6838
Karar Tarihi: 25.03.2021

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/2766 Esas 2021/6838 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2021/2766 E.  ,  2021/6838 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : İŞKOLU TESPİTİNE İTİRAZ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 4. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sendikanın yetki tespiti talebine karşı ... Çalışma Genel Müdürlüğünün 18/09/2019 tarihli yazısı ile “6356 Sayılı Kanunun Geçici 7. maddesinde "375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 23. ve geçici 24. maddeleri uyarınca sürekli işçi kadrolarına, geçici işçi pozisyonlarına veya işçi statüsüne geçirilen işçilerinden, geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolu mevcut işyerinin girdiği işkolu ile aynı olanları o işkolundaki mevcut işyerinden, farklı olanları ise geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolunda yeni tescil edilecek işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumana bildirilir." 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23 üncü maddesinde "6356 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan Kanuna uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabilir, ancak geçişi yapılan işçiler için yeni tescil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunulabilir"’ hükümleri yer almaktadır. Bu kapsamda değerlendirildiğinde, yeni tescil edilen işyerinde, sadece alt işveren kapsamında çalışırken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kadroya alman işçiler çalıştığından, yukarıda bahsedilen KHK hükümleri gereğince yetki tespiti başvurusu hakkında yapılacak işlem bulunmamaktadır.” denilmek suretiyle işyerinde yetki tespiti incelemesinde bulunulmadığını, davalı Bakanlığın olumsuz yetki tespitine karşı açtıkları itiraz davasının, halen ... 6. İş Mahkemesinin 2019/440 esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, davalılardan ... Sendikasının, ... Temizlik İnşaat Organizasyon Ticaret ve Sanayi A.Ş.’ye bağlı işyerleri için yaptığı “işkolu tespiti talebi” üzerine, davalı ... Bakanlığının 22/10/2019 tarih ve 30926 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 2019/136 sayılı işkolu tespit kararı ile “... Temizlik İnşaat Organizasyon Ticaret ve Sanayi A.Ş"nin ... Belediyesi ’ nin bir şirketi olduğu, işverenliğe ait 134836H.007 , 1353240.007 , 1353238.007 ve 1347211.007 Sosyal Güvenlik Kurumu sicil no"lıı işyerlerinde işverenliğe ait işlerin belediyeye özgü işler olduğu, bu nedenle yapılan işlerin İşkolları Yönetmeliği nin 20 sıra numaralı "Genel İşler" işkolunda yer aldığı" tespit edildiğini, işkolu tespit kararında ... Temizlik inşaat Organizasyon Ticaret ve Sanayi A.Ş.’ne bağlı dört işyeri için işkolu tespiti yapıldığını ve “yapılan işlerin belediyeye özgü işler olduğu, bu nedenle yapılan işlerin İşkolları Yönetmeliği "nin 20 sıra numaralı “Genel İşler” işkolunda yer aldığının” belirtildiğini, “Park Bahçe ve Bakım İşleri” yürütüldüğü belirtilen 1348368.007 Sosyal Güvenlik Kurumu sicil numaralı işyerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna “Kombine Büro Yönetim Hizmet Faaliyetleri” kodu ile bildirildiğini, işkolları listesinin 10 sıra numaralı “Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar” işkolunda tescilinin yapıldığını, nitekim “Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar” işkolunda faaliyet gösteren davacı sendikanın yetki tespiti talebi ile Bakanlığa başvurduğu 28/08/2019 tarihi itibariyle, 1348368.007 Sosyal Güvenlik Kurumu sicil numaralı işyerinde çalışan 322 işçiden 212’sinin sendikalarına üye olduğunu, İşkolları Yönetmeliği’nin EK-1 Listesindeki işkollarına giren işlerin belirlendiği çizelgede “Kombine büro yönetim hizmeti faaliyetleri, fotokopi çekme, doküman hazırlama ve diğer uzmanlaşmış büro destek hizmetleri”nin 10 sıra numaralı “Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar” işkolu içinde sınıflandırıldığını, işkolu tespitinin Bakanlık tarafından yerinde inceleme yapılmaksızın gerçekleştirildiğini, Yönetmeliğin 2/1 maddesi uyarınca “her bir işkoluna giren işlerin neler olduğu, ekonomik faaliyetlerin sınıflandırılmasına ilişkin uluslararası norm ve standartlar göz önünde bulundurularak düzenlenen işkolları listesi EK-1 de gösterilmiştir” Yönetmeliğin 2/2 maddesi uyarınca ise “... Rev 2-Altılı Ekonomik Faaliyet Sınıflaması kapsamında tanımlanamayan veya sınıflandırılamayan işlere ve işyerlerine kodsuz olarak yer verilmiştir” denildiğini, davalı Bakanlık tarafından kâğıt üzerinde yapılan işkolu tespitinin, mevzuata, bilimsel ve yargısal içtihatlara açıkça aykırı ve hatalı yapıldığını ileri sürerek ... Bakanlığının 22/10/2019 tarih ve 30926 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2019/136 karar sayılı işkolu tespit kararının iptali ile davalı işverenliğe bağlı işyerlerinde yapılan işlerin İşkolları Yönetmeliği’nin 10 sıra numaralı “Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar” işkoluna girdiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Cevap veren davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu:
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı vekili gerekçeli dilekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda; İlk Derece Mahkemesi kararına yer verilmiş, kısaca istinaf sebepleri özetlenmiş, sonuç kısmında istinaf talebine konu edilen hususlarla ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın, gerekçesiz olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davacı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    Gerekçe:
    Bölge Adliye Mahkemesi kararında yer alması gereken hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359 uncu maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, “Tarafların iddia ve savunmalarının özeti”, “İlk Derece Mahkemesi kararının özeti”, “İleri sürülen istinaf sebepleri” ve “Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep” Bölge Adliye Mahkemesi kararında yer alması gereken zorunlu hususlardandır.
    Buna göre kararda, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    Gerekçe, mahkemenin tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Mahkeme, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar.
    Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz. (Kuru, Baki/ Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Göre Yeniden Yazılmış Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı , ... 2011, s.472)
    Anayasa’nın 141 inci maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup, gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
    Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
    Nitekim, 07/06/1976 gün ve 3/4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yer alan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği kanun koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye, vurgu yapılmıştır.
    Diğer taraftan, kararların gerekçeli olması, davanın taraflarının mahkeme kararının dayanağını öğrenerek mahkemelere ve genel olarak yargıya güven duymalarını sağladığı gibi, tarafların kanun yoluna etkili başvuru yapmalarını mümkün hale getiren en önemli faktörlerdendir. Gerekçesi bilinmeyen bir karara karşı gidilecek kanun yolunun etkin kullanılması mümkün olmayacağı gibi bahsedilen kanun yolunda yapılacak incelemenin de etkin olması beklenemez.
    7251 sayılı Kanun’un 38 inci maddesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359 uncu maddesine eklenen 3 üncü fıkrada “Bölge Adliye Mahkemesi, başvurunun esastan reddi kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerini özetlemek ve ret sebeplerini açıklamak kaydıyla, kararın hukuk kurallarına uygunluk gerekçesini göstermekle yetinebilir” şeklinde kurala yer verilmiştir.
    Öncelikle belirtmek gerekir ki, 7251 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik, başvurunun esastan reddi hallerinde, gerekçesiz karar verilebileceği şeklinde değerlendirilemez. Anayasa Mahkemesi kararlarında gerekçeli karar hakkı, Anayasa"nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmiştir(AYM. 13.02.2020 gün, Başvuru No.2017/38342, 31.03.2020 gün ve 31085 sayılı RG).
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı İleri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. 03.12.2020 tarihinde verilmiş olup, “İleri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” şeklinde gerekçeye yer verilmiştir.
    Temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararı sözü edilen Kanun değişikliği sonrasına ait olsa da, sendika tarafından açılan ve sekiz davalının bulunduğu iş kolu tespiti davasında, istinaf sebepleri karşılanmadan, Kanunda öngörülmesine rağmen red sebepleri açıklanmadan ve kararın hukuka uygunluk gerekçesine yer verilmeden karar verilmesi hatalıdır.
    Açıklanan hukuki olgular karşısında belirtmek gerekir ki, somut uyuşmazlıkta, Bölge Adliye Mahkemesi kararında yer alması gereken zorunlu unsurlardan olan “Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep” hususları kararda yer almadığından, davacı vekilinin gerekçeli şekilde istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları değerlendirilmediğinden ve bu itirazlara dair bir gerekçe tesis edilmediğinden, bir başka ifadeyle karar somut olaya özgü hukuki gerekçe ihtiva etmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararı 6100 sayılı Kanun’un 359 uncu maddesine aykırı olarak tesis edilmiştir.
    Bu itibarla, anılan hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde tesis edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, bozma sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi