20. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3248 Karar No: 2016/5798 Karar Tarihi: 18.05.2016
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3248 Esas 2016/5798 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2016/3248 E. , 2016/5798 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk ve İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, harici taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satılan bağımsız bölümün tapusunun iptali ve tescil ile tazminat istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın, 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Kanun gereğince, tüketici mahkemesinin görevinde olduğu gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi ise davalının 4077 sayılı Kanunun 3-f bendinde sayılan kişilerden olmadığı gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde, "Mal: Alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları; Hizmet: Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti; Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri; Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi, ifade eder." şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir. Dosya kapsamından, davacı vekilinin, davacı ile davalı satıcı şirket arasında taşınmazın satımına ilişkin olarak harici taşınmaz satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği, davacının taşınmazların bedelini ödediğini, ancak davalının, taşınmazların tapuda devrini yapmadığını ileri sürerek, devredilmeyen bağımsız bölümün tapusunun iptali ve taşınmaz üzerine tedbir konulması istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, konut satım sözleşmesine davalı ihtiyaç amacıyla satın alınan konut satışından kaynaklandığı, bu sözleşmenin varlığı ve geçerli olup olmadığının görevli mahkemece değerlendirileceği ve davacının 4077 sayılı Kanunda belirtilen “Tüketici” tanımına girdiği, davalının ise, kanunun öngördüğü “satıcı” tanımına uyduğu anlaşılmakla, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18/05/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.