17. Ceza Dairesi Esas No: 2015/25538 Karar No: 2017/282 Karar Tarihi: 11.01.2017
Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/25538 Esas 2017/282 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, hırsızlık suçu işleyen suça sürüklenen çocuğun, atıfet kuralı gereği TCK'nın 142/1-b maddesindeki suçu işlediğini ve uzlaşma kapsamına alınması durumunda adalet ve eşitlik ilkelerinin sakatlanabileceğini belirterek, mahkumiyet kararının bozulmasına hükmetmiştir. Ancak mahkeme, müştekinin zararının giderildiği yönündeki açıklamasının yeterli olmadığını ve cezalandırma sırasında TCK'nın 168. maddesinin uygulama koşullarının gözetilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda, değişiklik yapılan 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve 5237 sayılı TCK'nın 141. ve 142. maddeleri açıkça belirtilmiştir.
17. Ceza Dairesi 2015/25538 E. , 2017/282 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Her ne kadar hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun"u ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçu da uzlaşma kapsamına alınmış ise de suça sürüklenen çocuğun eyleminin TCK’nın 142/1-b maddesindeki suçu oluşturması ve atıfet kuralı uyarınca Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün, 2008/6-47 Esas ve 2008/43 sayılı kararı ışığında, suça sürüklenen çocuğun yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkacak sonuçtan ikinci kez yararlandırılmasının hakkaniyete aykırı sonuçlar doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin sakatlanmasına yol açacağı değerlendirildiğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Müştekinin kollukta alınan beyanında aracının kilitleyerek park ettiğini ve daha sonra aracının yanına geldiğinde sağ ön kapının kilitli olmadığını, sağ arka tarafın kilitleme mandalının kapının iç tarafına sıkıştığını fark ettiğini belirtmesi karşısında suça sürüklenen çocuğun eyleminin, TCK"nın 142/1-b maddesinde tanımlanan hırsızlık suçuna uyduğu gözetilmeden, eylemin nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek aynı Yasa"nın 141/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi 2-Müştekinin 08.05.2014 havale tarihli dilekçesiyle ve aynı tarihli oturumda "zararının giderildiğini" belirtmiş olması karşısında, zararının kim tarafından, ne şekilde ve hangi aşamada giderildiğinin sorularak, 5237 Sayılı TCK"nın 168.maddesinin uygulama koşullarının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza yönünden suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkın korunmasına, 11.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.