11. Hukuk Dairesi 2015/11706 E. , 2016/9320 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/04/2015 tarih ve 2014/798-2015/187 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında iki ayrı bayilik sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmelerin 2. maddesinde, bayi olan davalının..."deki istasyon için 1500 metreküp akaryakıt, ..."deki istasyon için ise her yıl en az 2000 metreküp akaryakıt alıp satmayı kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmelerin 8. maddesinde de fesih hallerinin sayıldığını ve bu hallerden birinin gerçekleşmesi durumunda fesih hakkı kullanılsın veya kullanılmasın bayinin, satışını taahhüt ettiği miktar üzerinden ..."deki istasyon için 50 USD, diğer istasyon için ise 30 USD ödemeyi kabul ve beyan ettiğini ancak davalının sözleşmenin imza tarihinden itibaren yıllık tonaj taahhüdünü yerine getirmeyip eksik alım yaptığını, dolayısıyla müvekkilinin cezai şart alacağının doğduğunu ileri sürerek her iki sözleşmeden kaynaklanan 205.250 USD karşılığı 365.611,00 TL cezai şart alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; sözleşme ile taahhüt edilen alımların önceki yıllarda da gerçekleştirilmediğini, buna ilişkin davacının ihtirazı kaydı bulunmadığını ve davalının cezai şart alacağına hak kazanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında beş yıl süreli iki adet bayilik sözleşmesi düzenlendiği, davalının yıllık belli miktarda akaryakıt alım taahhüdünde bulunduğu, eksik alım yapması halinde cezai şart ödeyeceğinin öngörüldüğü, dava tarihine kadar geçen yaklaşık dört yıllık süreçte davalının hiçbir zaman yıllık taahhüdüne uygun alım yapmadığı, buna rağmen taraflarca sözleşmenin devam ettirildiği ve benimsendiği, satış taahhüdü yerine getirilmese dahi sözleşmenin devam edeceği konusunda davalıda haklı bir güvenin oluştuğu, davacının eksik alıma rağmen bu duruma ses çıkarmayıp halen mal vermeye devam etmesi karşısında artık sözleşmeden kaynaklanan ifaya ekli cezai şartı istemesinin mümkün bulunmadığı, davacı şirketin cezai şartı isteyebilmesi için her yıl eksik alım yapan davalı bayiye bir sonraki yıl için mal vermeden önce eksik alım yaptığını ve bu husustan kaynaklanan cezai şart alacağını saklı tuttuğunu bildirmesi gerektiği, ancak bu gereğin davacı tarafından yerine getirilmediği anlaşıldığından eksik alıma dayalı olarak cezai şart istemine ilişkin davacı talebinin haksız olduğu, dava tarihinden önceki 7 ay 7 günlük süre
için ise bir yıllık süre dolmadığından davacının talepte bulunamayacağı, her nekadar davacı 31.05.2011 tarihli ihtarnameyi davalıya göndermiş ve eksik akaryakıt alımı yapıldığını bildirmiş ise de, söz konusu ihtarnamenin yıllık alım yapılmaya başlanmadan gönderilmesi gerektiği, alım başladıktan sonra ihtarı göndermesinin sonuca etkisi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 05/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.