16. Hukuk Dairesi 2016/802 E. , 2016/4018 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun Geçici 8. maddesine istinaden yapılan tescil harici yerlerin kadastrosu sırasında ..... Mahallesi çalışma alanında bulunan 1014 ada 3 parsel sayılı 1.099,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kadastro tutanağının beyanlar hanesinde taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının ve 2 adet tek katlı yığma meskenin ..."e ait olduğu ve haritada (B) harfiyle gösterilen 58,38 metrekare yüzölçümündeki bölümün 5159 parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü olduğu belirtilmek suretiyle arsa vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, daha sonra Hazine"nin itirazı üzerine kadastro komisyonunca taşınmazın kullanılmayan bölümü ifraz edilerek 1014 ada 4 parsel ve 647,22 metrekare yüzölçümü ve çalılık vasfıyla Hazine adına tespitine karar verilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 1014 ada 4 parsel sayılı taşınmaza yönelik dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ... davasının kısmen kabulüne; çekişmeli 1014 ada 4 ile 1014 ada 3 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi Hazine adına tapuya tesciline, 1014 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tutanağının beyanlar hanesine taşınmaz üzerinde bulunan 6 adet badem, 12 adet zeytin, 1 adet kayısı, 2 adet nar, 2 adet yenidünya, 2 adet incir ağacının ..."e ait olduğu şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 1014 ada 3 parsel sayılı taşınmaz hakkında davacının tescil talebinin reddine, taşınmaz üzerinde bulunan muhtesat niteliğindeki evin de kadastro tutanağının beyanlar hanesinde davacıya ait olduğu belirtildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulmuş ise de davacı taraf dava dilekçesinde 1014 ada 3 parsel sayılı taşınmazın adına kaydının yapıldığını belirttikten sonra dava dilekçesinin talep kısmında çekişmeli 1014 ada 4 parsel sayılı taşınmazın adına tescili isteminde bulunmuş, ancak 1014 ada 3 parsel sayılı taşınmaza yönelik bir talepte bulunmamıştır. Yargılama sırasında ise mahkemenin 28.11.2013 tarihli duruşmasında 1014 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde evi, ağaçları ve zeytin ağaçlarının bulunduğu, tespite itiraz ettiğini ve taşınmazların kendisine ait olduğunu belirtmiştir. Yine mahkemece taşınmaz başında 13.4.2015 günü yapılan keşifte davacı dava dilekçesinde 1014 ada 4 parsel sayılı taşınmazın adına tescili için dava açtığını, ilk yapılan keşifte kullanımında bulunan evin 1014 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunduğunun belirlendiğini, 1014 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ise Kadastro Komsiyon kararı ile 1014 ada 3 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek oluştuğunu ve bu taşınmaz üzerinde zeytin ağaçları ve badem ağaçlarının bulunduğunu, 1014 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların adına tescili istediğini, mümkün olmaması halinde 1014 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan tek katlı bina ile 1014 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların kendisine ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesini talep ettiğini belirtmiştir. Mahkemece davacının 13.4.2015 tarihli keşifteki beyanı ve gösterimine istinaden 1014 ada 3 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Hakkında dava bulunmayan taşınmazın yargılama sırasında dava kapsamına alınması mümkün değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 29.06.2011 gün ve 2011/...-...-... sayılı kararında da açıkça vurgulandığı gibi, hakkında dava açılmayan bir yerin dahili dava yoluyla dava kapsamına dahil edilmesi mümkün olmadığı gibi, ıslah yoluyla dahi davaya ithaline ve davalı hale getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. Davanın konusunu, dava dilekçesinde sözü edilen taşınmazın bizatihi kendisinin oluşturacağı; dava dilekçesinde dava konusu edilmeyen taşınmazın, hukuken dava konusu edilen taşınmaza nazaran başka bir müddeabih olduğu ve ancak ayrı bir davanın konusunu teşkil edebileceği gözetilmelidir. Hal böyle olunca hakkında usulen açılmış kadastro tespitine itiraz davası bulunmayan 1014 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden, karar verilmesine yer olmadığına hükmetmek gerekirken, esasa ilişkin hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi diğer taraftan davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verildiği halde, reddedilen kısım yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı Hazine lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 31. maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hükmedilmemesi isabetsiz olup, davacı ... vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacı ..."e iadesine,
12.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.