Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/7818 Esas 2007/3403 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/7818
Karar No: 2007/3403
Karar Tarihi: 08.03.2007

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/7818 Esas 2007/3403 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/7818 E.  ,  2007/3403 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi            : Refahiye İcra Mahkemesi
    Tarihi                     : 20.12.2005
    No                          : 2-3     

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı (Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin REDDİNE karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi  tarafından  düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 
    Davacı alacaklı, istihkak iddia eden üçüncü kişiyi davalı göstererek İ.İ.K.’nun 99. maddesine dayalı olarak üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddini istemiştir.
    Borçlu davada taraf gösterilmemiştir. Kural olarak, istihkak davasında borçlunun davalı gösterilmesi  için üçüncü kişinin  istihkak iddiasına karşı çıkmış olması gerekir. Borçlunun İ.İ.K.’nun 96/1. maddesi uyarınca üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunması veya haciz sırasında hazır bulunmasına karşın üçüncü kişinin istihkak iddiasına karşı çıkmaması ya da İ.İ.K.’nun 96/2. maddesi gereği yokluğunda yapılan üçüncü kişinin istihkak iddiası kendisine bildirilmesine karşın verilen üç günlük süre içinde itiraz etmemesi durumunda istihkak davasında davalı gösterilmesine gerek yoktur. Çünkü, bu durumda  borçlu  istihkak iddiasını kabul etmiş sayılır (İ.İ.K. md. 96/2).
    Somut olayda, borçlu 20.07.2005 tarihinde uygulanan haciz sırasında hazır bulunmadığı gibi dava konusu eşyaların haczine ilişkin tutanağın İ.İ.K.’nun  103.  maddesine  göre  borçluya  tebliğ  işlemi  de yapılmadığından (haciz tutanağının bir örneği 103 yerine kaim olmak üzere haciz yapılan üçüncü kişinin adresine bırakıldığından), borçlunun istihkak iddiasına karşı çıkıp çıkmadığı anlaşılamamıştır. Bu durumda, davanın  borçluya da yöneltilmesi gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
    Hal böyle olunca, takip borçlusuna dava dilekçesi ve davetiye tebliğ edilerek, taraf teşkilinin tamamlanması ve borçlunun göstereceği kanıtların toplanması ve değerlendirilmesi gerekirken bu yönün gözardı edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    O halde, davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı alacaklının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.