18. Hukuk Dairesi 2014/4158 E. , 2014/5143 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2009/136-2013/127
Dava dilekçesinde, vakfın dağıtılması istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesi taraf vekillerince, incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davalı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davalı vekili Av.S.. C.. ile davacı vekili Av.Ş.. S.. geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosya eksiklik nedeniyle geri çevrilmiş bu kez iade edilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalı vakfın 5072 sayılı Yasaya muhalefet etmesi nedeniyle kapatılmasını istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda vakıf senedinin belirtilen yasaya uygun hale getirilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
5072 sayılı Yasa’nın 5234 sayılı Yasayla değişik Geçici 1. maddesinde; "Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulan dernek ve vakıflar, 31.12.2005 tarihine kadar, dernek tüzüklerini veya vakıf senetlerini bu Kanun hükümlerine uygun hale getirir. Dernek tüzüğünü veya vakıf senedini altı ay içinde bu Kanuna uygun hale getirmeyen veya bu Kanuna aykırı işlemleri tespit edilen dernek ve vakıflar, genel hükümlere göre kapatılır. Kapatılan dernek malları Hazineye, vakıf malları ise Vakıflar Genel Müdürlüğüne intikal eder. Ayrıca, dernek tüzüğünü veya vakıf senedini bu süre içinde bu Kanuna uygun hale getirmeyen yöneticiler hakkında 3 üncü maddenin birinci fıkrası hükümleri uygulanır" ve genel hükümlere göre vakfın sona ermesini öngören 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 116. maddesi de "Amacın gerçekleşmesi olanaksız hale geldiği ve değiştirilmesine de olanak bulunmadığı takdirde, vakıf kendiliğinden sona erer ve mahkeme kararıyla sicilden silinir. Yasak amaç güttüğü veya yasak faaliyetlerde bulunduğu sonradan anlaşılan veya amacı sonradan yasaklanan vakfın amacının değiştirilmesine olanak bulunmazsa; vakıf, denetim makamının ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine duruşma yapılarak dağıtılır" şeklinde hükümler düzenlenmiştir.
Dava konusu olan V.. V.., İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14.05.1987 gün 1987/210 E.-248 K. sayılı ilamı ile tescil edilmiş ve şimdiye kadar faaliyetlerine devam etmiş olup, yürürlükte bulunan vakıf senedinin 3. maddesinde "Vakfın merkezi İstanbul’dadır. Adresi; F.. Sokak No:2.., L.." olarak vakfın merkezi gösterilmesine rağmen, Vakıflar Genel Müdürlüğü müfettişinin 2005-2007 dönemi için hazırladığı 11.09.2008 gün 3 nolu denetim raporu ile vakfın bir kamu kuruluşu niteliğinde olacak şekilde B.. F.. Spor Kompleksi içerisinde faaliyet gösterdiği, bu nedenle 5072 sayılı Yasaya aykırılıktan ötürü kapatılması amacıyla eldeki dava açılmıştır.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; İstanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nün 05.12.2013 gün 20326 sayılı yazısına göre, V.. V.. ile Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü arasında 30.07.1996 tarihinde imzalanan protokol ile B.. F.. Spor Salonunun yapılmasından önce yanında bulunan prefabrik yapının 10 yıl süre ile vakfın kullanımına tahsis edildiği, sürenin bitiminde ise protokolün yenilenmeyerek tahliye işleminin gerçekleştiği belirtilmiştir. Bundan ayrı olarak aynı faaliyet nedeniyle vakıf yöneticilerinin görevden alınmasına yönelik açılan dava (Üsküdar 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/11 E.-2011/283 K.) reddedilmiş, vakıf senedinin bazı maddelerinin değiştirilmesine ilişkin açılan dava ise (Üsküdar 4.Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/60 E.-150 K.) henüz derdest durumda olup bu eylemden ötürü yöneticiler için herhangi bir mahkumiyet kararı verilmemiştir.
5072 sayılı Yasa; Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşlar ile ilişkilerine dair olup, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulan vakıfların kamu kurum ve kuruluşları ile ilişkilerini objektif ve eşit bir duruma getirilmesini düzenlemektedir. Tasfiye niteliğindeki bu yasanın uygulanması sonucunda herhangi bir mağduriyet oluşmaması için de vakıfların ilgili faaliyetlerini düzenlemesi ve senetlerini değiştirebilmeleri için bir geçiş süreci öngörülmüştür. Bu açıklamalar ışığında dava konusu V.. V..’nın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan senedinin hangi madde veya maddelerinin bu yasaya aykırı olduğu dosya kapsamından anlaşılamadığı gibi, kamu kurumu niteliğinde olması kesin olarak tespit edilmemiş B.. F.. Spor Kompleksinin bir bölümünde bazı faaliyetlerde bulunması belirtilen Yasanın çıkmasından önce -1996’da- yapılan bir protokole dayandığı gibi, süresinin bitiminde yenilenmemesi, Vakıflar Genel Müdürlüğü müfettiş raporunun düzenlenmesinden yıllar önce buranın tahliye edildiği, vakıf merkezinin de senette açıkça başka ve mevzuata uygun bir yer olarak gösterilmiş olduğu dikkat alındığında vakfın 5072 sayılı Yasadan dolayı kapatılması için herhangi bir senet değişikliği yapmasının gerekli olmadığından objektif ve subjektif şartları bulunmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 20.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.