11. Hukuk Dairesi 2016/12815 E. , 2016/9299 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/02/2016 tarih ve 2015/118-2015/112 D. İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi karşı taraf (alacaklı) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İhtiyati hacze itiraz eden vekili; müvekkili şirketin faaliyet merkezinin Pendik/İstanbul olduğunu, ihtiyati hacze konu çeklerin muhatap bankalarının da İstanbul olduğunu, bu nedenle ihtiyati haciz kararının yetkisiz mahkeme tarafından verildiğini, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemeleri olduğunu ileri sürerek ihtiyati haciz kararını kaldırılmasını talep etmiştir.
Karşı taraf (alacaklı) vekili; ihtiyati hacze itirazın süresinde yapılmadığını, ayrıca HMK’nın 7. maddesi gereğince borçlulardan birinin ikametgah adresinde de ihtiyati haciz kararı alınması mümkün olduğunu savunarak itirazın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; ihtiyati haciz kararının borçlunun yokluğunda uygulandığı, bu nedenle İİK’nın 265/1. maddesi gereğince itirazın süresinde olduğu, çeke dayalı ihtiyati haciz taleplerinde borçlunun yerleşim yeri, çekin keşide yeri ve yahutta muhatap bankanın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu, ayrıca birden fazla borçlu bulunması halinde HMK’nın 7/2. maddesi gereğince alacaklının borçlulardan birinin adresinde takip yapma yetkisi bulunduğu, ihtiyati hacze konu çeklerin keşide yerlerinin İstanbul olduğu, muhatap bankalarının İstanbul Mahkemelerinin adli yargı sınırları içerisinde kaldığı, ihtiyati hacze konu altı adet çekten dört tanesinin tüm borçlularının yerleşim yerinin İstanbul olduğu, diğer iki çekte borçlulardan ..."nun yerleşim yerinin ... olduğu, bu durumda dört çek nedeniyle mahkemenin yetkisiz olduğu, diğer iki çek nedeniyle HMK’nın 7/2. maddesi gereğince yetkili olduğu gerekçesiyle dört adet çek nedeniyle verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, diğer iki çek yönünden itirazın reddine karar verilmiştir.
Kararı, karşı taraf (alacaklı) vekili temyiz etmiştir.
Talep, ihtiyati haciz kararının yetki yönünden kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, ihtiyati hacze konu altı adet çekten dört tanesi için verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. İİK’nın 258. maddesinde ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, aynı Kanunun 50. maddesinde ise ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. Bu durumda, çekten kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun yerleşim yerinde, birden fazla borçlu bulunması halinde borçlulardan birinin yerleşim yeri çekin keşide yeri veya ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Ancak, muhatap bankaya ibraz edilen ve karşılıksız kalan çeke dayalı borç, bu şekilde aranması tüketildikten sonra götürülecek borç niteliği kazanır ve HMK’nın 10. maddesi gereğince ifa yeri olarak 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesinde belirtilen alacaklının yerleşim yeri mahkemesi de ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkeme haline gelir. Bu itibarla, mahkemece, ihtiyati hacze konu çeklerin ibraz edildiği ve karşılıksız çıktığı ve ayrıca alacaklının kendi yerleşim yeri mahkemesinden talepte bulunduğu gözetilerek tüm çekler yönünden ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle karşı taraf (alacaklı) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın karşı taraf (alacaklı) yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/12/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(M) (M)
KARŞI OY
Poliçe, bono ve çek birer ibraz senedidir. Ancak, bu kıymetli evrakların ibrazı, yapıldığı kişi ve sonuçları bakımından farklılık gösterir. İbraz, poliçede muhataba, bonoda tanzim edene, çekte ise muhatap bankaya yapılır. Poliçede muhatap, bonoda tanzim eden asıl borçlu olmasına rağmen, çekte muhatap banka asıl borçlu değildir. Bunun yanında ibraz, bono ve poliçe de borçlunun ödeme yapacağı kimseyi öğrenmesini sağlayıcı bir fonksiyona sahip isede, çekte ibrazın böyle bir fonsiyonu yoktur. Bu sayede ibraz üzerine poliçe ve bono borcu götürülecek borç haline dönüşürken, çekte muhataba bankaya ibraz ile borçlunun ödeme yapacağı kimseyi tespit ettiği ve aramanın tüketildiğini kabul etme ve bunun sonucu olarakta çek borcunun götürülerek borca dönüştüğünü kabul etme olanağı yoktur. Ayrıca kambiyo senetlerinde ve bu beyanda çekte hak doğrudan doğruya çeke ait kayıtları ihtiva eden varakada tecessüm ettiği için çekteki borcu tek başına para borcu sayma olanağıda yoktur. Bu yönüylede TBK m.89/1 göre çekteki borcun götürülecek borç olduğunu kabul etme olanağı bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, BK m. 89"a dayanarak ibraz sonucu çek borcunun götürülecek borca dönüştüğünün kabulü ile alacaklının ikametgahı mahkemesinde ihtiyati haciz isteme ayrıcalığı bulunmadığı düşüncesinde olmamız nedeniyle sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyoruz. Üye Üye
...