Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/17602 Esas 2017/4305 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17602
Karar No: 2017/4305
Karar Tarihi: 22.05.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/17602 Esas 2017/4305 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/17602 E.  ,  2017/4305 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, yersiz ödenen aylıkların tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; ... diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, ... hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkûm edilir” hükmü öngörülmüştür. Buna göre, itirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Alacağın gerçek tutarının belli ve sabit olması durumunda veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurları bilindiği ya da bilinebilecek durumda olduğu takdirde likit bir alacaktan söz edilebilir. Başka bir anlatımla, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından borç tutarının araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı aranmaktadır.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında eldeki davada likit bir alacağın varlığı açıktır. Bu durumda, takibe itiraz eden davalı aleyhine, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken tazminat talebinin reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
    S O N U Ç : “Davalı aleyhine dava konusu alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine” kısmının hüküm fıkrasına eklenmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.