23. Hukuk Dairesi 2012/4211 E. , 2013/1329 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleştirilen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kanıtlanamadığından reddine, birleşen davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı kooperatif temsilcileri....,... ve vekili Av. ... gelmiş, davalılara yapılan tebligatın bila iade edilmesi nedeniyle duruşma talebinden vazgeçilmesi üzerine incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili kooperatif aleyhine davalı şirket tarafından bonoya dayalı olarak ... .... ... Müdürlüğü"nün 2010/11479 sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takibe geçildiğini, senetteki imzanın müvekkili kooperatifin eski yöneticilerine ait olabileceğini, bu kişilerle davalı şirket yöneticileri arasında çok yakın dostluk ilişkileri olduğunu, müvekkili kooperatifin eski yöneticilerinin hayali ve bedelsiz bir senet tanzim ettiklerini, müvekkili ile davalı şirket arasında herhangi bir para alışverişi veya mal alım satımı ilişkisi bulunmadığını, bu kişiler hakkında ... Cumhuriyet Savcılığına başvurulduğunu, senetteki imzaların sahte olarak atılmış olabileceğini ileri sürerek, müvekkilinin, dava konusu senetten dolayı davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili şirketin nakliye ve yük taşımacılığı yaptığını, davacı kooperatifin dava dışı Aroma ... Meyve Suları Gıda A.Ş. arasında imzalanan sözleşmeye istinaden davacı kooperatifin taşıma işini müvekkili şirkete devrettiğini, bu devir işleminden sonra müvekkili ile dava dışı Aroma ... Meyve Suları A.Ş. arasında bir sözleşme daha imzalandığını, taraflar arasında bu nedenle ticari ilişki bulunduğunu, ayrıca senetteki imzaların o tarihte davacı kooperatifin yöneticileri olan kişileri ait olduğunu ve imzaların iddia edildiği gibi sahte olmadığını, davacının senede karşı iddialarını HUMK"nın 290. maddesi uyarınca yazılı delille ispat etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davaya müdahil olmak isteyen ... ve ... vekili, ....08.2010 tarihli dilekçesinde senetlerin müvekkili tarafından imzalandığını, senedin hile sonucu açık olarak verildiğini ve davalı tarafından davacı kooperatifin zararına doldurulduğunu, senetten dolayı davacının herhangi bir borcu bulunmadığını, senedin nakden kayıtlı olduğunu, oysa davalı şirketin borç para vermek gibi bir ticari faaliyetinin bulunmadığını ifade ederek, davaya davacı yanında müdahil olmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı kooperatif tarafından davalı ... ve ... hakkında aynı taleple ... .... Asliye Ticaret Mahkemesi"ne açtığı menfi tespit davasının mahkemenin 08.06.2011 gün 2011/175 Esas 2011/371 Karar sayılı ilamı ile asıl dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya içeriğine göre; davalı şirket tarafından davacı kooperatif aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe geçildiği, senetteki imzaların davacı kooperatifin yöneticileri ve birleşen davanın davalıları... ve ..."e ait olduğu, adı geçen davalıların ....01.2012 tarihli duruşmada senedin veriliş şeklini açıkladıkları ve dava konusu senedin mal karşılığı düzenlenen ....000,00 TL bedelli çek yerine, bedel hanesi boş olarak davalı şirkete verildiğini ifade ettiklerini, dava konusu bononun taraf defterlerinde kaydının bulunmadığı, ancak taraflar arasında nakliye sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki olduğu, senedin nakten kayıtlı olarak düzenlendiği, tarafların her ikisinin de senedin ihdas nedenini talil ettikleri, bu durumda ispat yükünün yer değiştirmeyip davacı üzerinde kaldığı, davacının dava konusu senedin bedel hanesi boş olarak davalı şirkete verildiği ve anlaşmaya aykırı olarak sonradan doldurulduğu yolundaki iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığı, bu nedenle asıl davanın reddi gerektiği, birleştirilmesine karar verilen dava yönünden ise birleşen davalıların davacı kooperatifin senedin düzenlenme tarihinde yetkili yöneticileri olduğu ve senedi davacı borçlu kooperatif adına imzaladıkları senette de alacaklı sıfatlarının bulunmadığı için birleşen davada pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın ve birleştirilmesine karar verilen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı-birleşen davanın davacısı kooperatif vekili ve davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, her ne kadar davacı-birleşen davanın davacısı kooperatifin eski yöneticileri olan birleşen davanın davalısı ... ve ... hakkında ... .... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2011/181 Esas sayılı dosyası ile zimmet, görevi kötüye kullanma ve belgede sahtecilik suçu nedeniyle açılan kamu davası sonucunda verilecek kararın eldeki dosyayı etkileyeceği gerekçesi ile ....01.2012 tarihli duruşmada ceza mahkemesi kararı bekletici mesele yapılmış ise de, daha sonraki oturumlarda bu ara karardan vazgeçilmediği halde yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, ayrıca temyiz aşamasında davacı vekilince dosyaya sunulan ilgili ceza mahkemesi kararı örneğinde davalılar.... ve ..."in zimmet ve görevi kötüye kullanma suçlarından dolayı mahkum olduğu, mahkeme kararının gerekçesinde davaya konu edilen bonodan söz edilerek karara dayanak yapıldığı anlaşıldığından ceza mahkemesince maddi olguyu tespit açısından verilecek kararın hukuk hakimini de bağlayacağı gözetilerek ilgili ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenip, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle uygun sonuç dairesince bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı-birleşen davanın davacısı kooperatif vekilinin temyiz talebinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.