Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2015/35237 Esas 2016/1238 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/35237
Karar No: 2016/1238
Karar Tarihi: 20.01.2016

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2015/35237 Esas 2016/1238 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2015/35237 E.  ,  2016/1238 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dairemizin 11/11/2015 tarih 2015/14496 Esas 2015/31962 Karar sayılı düzeltilerek onama kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/12/2015 tarih ve 2013/371817 sayılı itiraznamesi ile; " Sanığın kız arkadaşı ile aynı evi paylaşan ve öğrenci olan mağdurla sanığın kız arkadaşı arasındaki ev eşyaları nedeniyle çıkan uyuşmazlık nedeniyle sanığın tartıştığı mağduru yere yatırarak yüzünü kesici bir aletle çizmek suretiyle yaraladığı sabittir. Mağdurun yüzünde sabit iz kaldığından bahisle sanık hakkında kamu davası açılmıştır. ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. ... tarafından düzenlenen 24/03/2008 günlü nihai adli rapora göre mağdurun yüzünde sabit iz oluştuğu bildirilmiştir. Ancak mağdurun katıldığı 14/05/2009 günlü celsede "Ancak dosyadaki raporda mağdurun sağ kulak kepçesi altında ensedeki saçlı deriye kadar uzanan yaklaşık 10 cm boyunda 0,5 cm eninde cilt rengine göre kahve rengi görünüm arz eden ve 3-5 metreden bakıldığında yüzünde sabit ize neden olduğunun belirtildiği mağdurun duruşmada gözlemlenen haline göre ise yüzünde herhangi bir yara görünmediği ancak kulak ve boyun bölgesine saçları uzun ve dağınık olduğu için kapattığından bu yaranın bu sebeple fark edilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldı" şeklinde Mahkeme Hakimi tarafından yapılan gözlem sonucunun duruşma zaptına dercedilmiş olduğu anlaşılmıştır. Keza sanık müdafiinin itiraz talepli dilekçesi ekinde sunduğu ve mağdura ait olduğunun ileri sürdüğü fotoğraflarda da sabit ize ilişkin bir bulgunun olmadığı görülmüştür. Yerel Mahkeme Hakiminin 14/05/2009 günlü celsede zapta geçtiği gözlem ile mağdurun yüzünde sabit iz bulunduğuna dair adli raporun şüpheli hale geldiği, bu nedenle mağdurun tüm tedavi evrakları ve adli raporları ile birlikte Adli Tıp Kurumu"na sevk edilerek mahkeme gözlemi ile adli rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği, bu şekilde sanığın hukuki durumunun tayini gerektiği halde bu yola tevessül edilmeyerek eksik kovuşturma ile hüküm kurulduğu kanaatine varıldığından Yüksek Daire kararına itiraz etmek gerekmiştir." görüşüyle Dairemizin düzeltilerek onama kararının kaldırılması talebiyle dosyanın itirazen incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;


    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    1)Yerinde görülen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,
    2)Dairemizin 11/11/2015 tarih 2015/14496 Esas 2015/31962 Karar sayılı düzeltilerek onama kararının KALDIRILMASINA,
    Mağdur hakkında ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 24/03/2008 günlü adli rapora göre mağdurun yaralanmasının yüzünde sabit ize neden olduğunun bildirildiği,sanık müdafiinin 15/12/2015 havale tarihli dilekçe ekinde mağdurun fotoğraflarını sunarak yüzünde sabit iz kalmadığını ifade etmesi, yine 05/01/2016 havale tarihli dilekçe ekinde sunduğu ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 18/12/2015 tarihli bilimsel mütalaada yüzde sabit iz niteliğinde olmadığının bildirilmesi karşısında, mağdurun tüm tedavi evrakları ve raporları ile birlikte ... Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kuruluna sevkinin sağlanarak alınacak rapora göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 20/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.