11. Ceza Dairesi Esas No: 2014/1973 Karar No: 2014/8863 Karar Tarihi: 07.05.2014
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2014/1973 Esas 2014/8863 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sulh Ceza Mahkemesi'nin verdiği 2014/1973 E. ve 2014/8863 K. sayılı karara göre, sanık resmi belgede yalan beyanda bulunduğu suçundan mahkum edilmiştir. Ancak yerel mahkeme kararında, başvuru mercii, yöntemi ve süresinin belirtilmemesi ve sanığın yokluğunda verilen hükmün tebligatının geçersiz sayılması nedeniyle sanığın temyiz süreci süresinde kabul edilmiştir. Sanığın adli sicil kaydındaki en ağır cezayı gerektiren ilamın infazında gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, sanığın tekerrür hükümlerine uyması gerektiği belirtilerek, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu karar, CMK'nun 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri uyarınca hüküm ve kararlarda başvuru mercii, yöntemi ve süresinin açıkça belirtilmesi gerektiğine vurgu yapmıştır. Kanun maddeleri: 5271 sayılı CMK'nun 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi, 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesi, 5237 sayılı TCK'nun 58/6. maddesi, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesi, 5275
11. Ceza Dairesi 2014/1973 E. , 2014/8863 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Mahkumiyet
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.06.2009 gün, 5-81/196 ve 05.10.2010 gün, 2010/169-1888 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK’nun 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerinde, hüküm ve kararlarda, başvurunun yapılacağı mercii, yöntemi ve başvuru süresinin başlangıcının hiçbir duraksamaya yer vermeksizin açıkça belirtileceği hükümlerine yer verilmiş olup, yerel mahkeme kararında ise bu hususların gösterilmediği, ayrıca sanığın yokluğunda verilen hükmün 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin tebliğ yapılan adrese daha önce adli mercilerce usulünce bir tebligat yapılmamış olması nedeniyle geçersiz olduğundan, sanığın 24.06.2013 tarihli dilekçe ile yapılan temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Kazanılmış hakka konu olamayacağından hapis cezasına mahkumiyetin doğal sonucu olarak 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının ve mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 58/6. maddesinin uygulanmasını gerektiren ve tekerrüre esas alınan ilam ya da ilamların gerekçeli kararda ve hüküm fıkrasında gösterilmemesi; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.01.2013 gün 2012/1431 Esas ve 2013/18 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere bozma nedeni sayılmayacağından sanığın adli sicil kaydında yer alan ilamlarından en ağır cezayı gerektiren ilamın 5275 sayılı Yasa"nın 108/2. maddesi uyarınca infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 58/7. maddesi gereğince "mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazda duraksamaya, karışıklığa neden olacak ve infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi, Yasaya aykırı ise de; yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin hüküm fıkrasında yer alan “ cezasının 5237 sayılı
2
Yasanın 51/3. maddesi gereğince 3 yıl denetim süresinin belirlenmesine” ibareleri çıkatılıp yerine “cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” ibareleri yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.