19. Hukuk Dairesi 2019/2161 E. , 2019/4644 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfî tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı ...Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, dava dışı ... ile ... A.Ş. arasındaki genel kredi sözleşmesinde davacının müteselsil kefil olduğunu, kullanılan kredinin ödenmediği gerekçesi ile davacıya asıl borçluyla birlikte hesap kat ihtarı çekildiğini, aynı ihtar dayanak gösterilerek iki defa ihtiyati haciz kararı alındığını ve iki ayrı takip yapıldığını, ... 7. İcra Müdürlüğü"nün 2007/2 sayılı dosyasındaki takipte hesap kat ihtarı dayanak gösterilerek 7.571,47 TL"nin tahsilinin istendiğini, ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2006/8923 sayılı dosyasındaki takipte de yine aynı ihtarname dayanak gösterilerek 5.552,03 TL"nin tahsilinin istendiğini, her iki dosyadan da tahsilatlar yapıldığını, oysa davacının sadece asıl kredi borçlusunun kredi borcuna kefil olduğunu, bunun dışında sözleşmede çek yaprağından dolayı bankanın ödemekle yükümlü olduğu kısma dair bir kefaletinin olmadığını, aynı borç için iki defa takip yapılıp, ihtar masrafı ve faiz istendiğini, her ikisinde de faizin fazla hesaplandığını belirterek, davacının sorumlu olduğu borcun tespiti ile takiplerin iptaline, maaşından kesilen ödemelerin iadesine ve davalı aleyhine %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...Ş (eski ...) vekili, davanın süresinde olmadığı gibi, takibin iptali hususunda da görevli mahkemenin icra hukuk mahkemesi olduğunu, takiplere konu borçların aynı ihtarla istenen iki farklı alacak olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir,
Davalı ... ... A.Ş vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, haciz işlemlerinde İİK"na aykırı bir durum olmadığını, farklı iki borca kefillik dolayısıyla icra takibine girişildiğini, sözleşmeye aykırı bir talepte bulunulmadığını beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalı ...tarafından ... ... Yönetim A.Ş."ye 20.09.2010 tarihinde alacağın temlik edildiği, davanın 30.11.2012 tarihinde açıldığı, bu nedenle Burgan Bank AŞ"ye husumet düşmeyeceği, ... 3.İcra Müdürlüğü"nün 2006/8923 sayılı ve ... 7.İcra Müdürlüğü"nün 2007/2 sayılı dosyaları ve bilirkişi kök ve ek raporu gereğince, davacı tarafından 8.779,74 TL üzerinden harç yatırılarak dava açıldığı da dikkate alınarak, asıl alacağın 3.131,48 TL olduğu, ferileri ile birlikte 3.613,75 TL olarak hesaplandığı ve ek raporda 2.590,00 TL çek depo bedelinin de eklenmesi ile toplamda 6.203,75 TL üzerinden davacının borçlu olduğunun tespit edildiği, buna göre 2.575,99TL"den davacının borçlu olmadığı gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile davalı Burgan Bank A.Ş yönünden davanın husumet açısından reddine, davalı ... ... Yönetim A.Ş. yönünden davanın kısmen kabulüyle, ... 7.İcra Müdürlüğü"nün 2007/2 ve ... 3.İcra Müdürlüğü"nün 2006/8923 sayılı takip dosyalarından dolayı davacının asıl alacağın 2.575,99 TL"sinden borçlu bulunmadığının tespiti ile 2007/2 sayılı takip dosyasında bu miktar asıl alacak yönünden takibin iptaline, fazlaya dair istemin reddine, ihtilafın yargılamayı gerektirmesi ve tarafların kötüniyetli bulunmaması nedeniyle tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2014/20123 esas ve 2015/2093 karar sayılı ve 17.02.2015 tarihli kararı ile “1- Dava, 2 ayrı icra takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, 492 Sayılı Harçlar Kanunu"nun 32. maddesindeki eksik harç tamamlanmadıkça müteakip işlemlere devam edilemeyeceği hükmü de dikkate alınarak, talebe konu 2 ayrı icra dosyasının dava değeri üzerinden eksik harç tamamlattırılmaksızın yargılamaya devam edilmesi doğru görülmemiştir. Dava konusu takip taleplerinde nakdi alacakların yanı sıra bir kısım gayrinakdi alacağın da talep edildiği görülmüştür. Çek yasal sorumluluk bedelleri bankaca ödendiğinde alacak nakdi kredi alacağına dönüşür ise de, yasal sorumluluk bedeli ödenmemiş ve henüz bankaya iade edilmemiş çeklerle ilgili olarak ancak depo talebinde bulunulabilir ve bu depo talebine konu alacak gayrinakdi alacak niteliğindedir. Mahkemece her ne kadar davalı ...Ş. yönünden, diğer davalı ... ... A.Ş." ye alacaklar temlik edildiğinden husumet düşmeyeceği gerekçesiyle dava usulden reddedilmişse de, dosyada mevcut 20.09.2010 tarihli temlik sözleşmesinde yalnızca 31.05.2010 tarihi itibariyle mevcut nakit alacakların davalı ... ... A.Ş." ye temlik edildiği, gayrinakdi alacakların ise temlik kapsamı dışında bırakıldığı açıkça belirtilmiştir. Mahkemece davacının sorumlu olduğuna hükmedilen 2.590,00TL"lik çek depo bedeli talebi de gayrinakdi alacak olmasına karşın, temlik sözleşmesindeki bu yön gözetilmeksizin davanın davalı ... yönünden husumetten reddi doğru görülmemiştir. Kabule göre de, davalı ... ile dava dışı asıl borçlu ... arasında düzenlenen ve davacının kefil sıfatıyla imzaladığı 27.02.2006 tarihli genel kredi sözleşmesinde gayrinakdi alacak niteliğinde olan asıl borçluya verilip iade edilmemiş çeklerle ilgili bankanın 3. kişilere ödemekle sorumlu olduğu miktarların depo edilmesi hususunda sözleşmede açıkça kefillere sorumluluk yükleyen bir hüküm bulunmadığı gözetilmeksizin gayrinakdi alacaktan davacının sorumlu tutulması doğru değildir. Davacı tarafından icra dosyasına ödeme yapıldığı iddia edilmiş olup, davanın kısmen istirdada dönüşüp dönüşmediği hususunun araştırılmaması da eksik bırakılan hususlardan olmuştur. Davada 2 ayrı icra takibinden dolayı menfi tespit talebinde bulunulduğundan, mahkemece her bir icra dosyasından dolayı davacının borçlu bulunup bulunmadığı tespit edilerek, hüküm fıkrasında da her bir icra dosyası ayrı ayrı belirtilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddüt uyandıracak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamaya ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2006/8923 sayılı takip dosyasında takip tarihi itibariyle davacının 5.552,03 TL asıl borç, 248,17 TL faiz, 130,65 TL ihtar masrafı, 12,40 TL BSMV, 159,20 TL gider olmak üzere toplam 6.102,45 TL dışında 28,00 TL borçlu olmadığının; ... 7. İcra Müdürlüğü"nün 2007/2 sayılı takip dosyasında takip tarihi itibariyle davacının 3.131,47 TL asıl borç, 334,89 TL faiz, 16,74 TL BSMV, olmak üzere toplam 3.483,10 TL dışında 5.296,64 TL borçlu olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı ...Ş. vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmuş ancak bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararının (2) nolu bendinde, davalı alacaklı Burganbank A.Ş.’nin alacağının sadece nakdî kısmını temlik ettiği, gayrinakdi kısmını temlik etmediğine işaretle gayrinakdi alacak yönünden davalı ...Ş.’nin davalı sıfatının devam ettiğine işaret edilmiştir. Bu nedenle mahkemece hüküm kurulurken davacı borçlunun hangi dosya bazında hangi davalı alacaklıya ne miktarda borçlu olmadığının açıkça gösterilmesi gerekirken davacının borçlu olmadığı kısım dosya bazında bildirilmiş ama hangi davalı alacaklıya hangi alacak kaleminden borçlu olmadığı açıkça bildirilmemiştir. Bu şekilde hüküm kurulması hem bozma ilamına hem de muhakeme hukuku hükümlerine aykırıdır.
Yine Dairemizin bozma kararının (4) nolu bendinde, davacının menfî tesbit talebinin kısmen istirdata dönüşüp dönüşmediğinin araştırılması, varsa buna göre bir hüküm kurulması istendiği halde yeniden kurulan hükümde bu husus değerlendirilmemiştir.
Mahkemece her iki dosya bakımından menfî tespit hükmü kurulurken davacının takip taleplerindeki kalemlere göre borçlu olduğu kısımlar detaylı olarak gösterilmiş fakat bunların dışındaki borçlu olmadığı kısmın hangi kalemle ilgili olduğu belirtilmeden tek bir rakam olarak gösterilmiştir. Bu durum verilen hükmün icrasında tereddüt doğuracağından bu şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Mahkemece takip talebindeki taleplerin her biri yönünden ne miktarda borçlu olunmadığının hüküm yerinde gösterilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde temyiz eden davacı ile davalı ...Ş."ye iadesine, 07/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.