Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15332
Karar No: 2017/4287
Karar Tarihi: 22.05.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/15332 Esas 2017/4287 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/15332 E.  ,  2017/4287 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı Kurum taraf, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, dava dilekçesiyle 58.399,37 TL ıslah dilekçesi ile 116.798,75 TL Kurum zararının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 58.247,98 TL ilk peşin sermaye değerli gelirin tahsis ve onay tarihinden, 151,39 TL sosyal yardım alacağının ise sarf ve ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı Kuruma verilmesine, davacı Kurumun fazlaya ilişkin talebinin reddine, karar verilmiştir.
    1-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 26. maddesi olup, davalıların sorumluluğu kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. 506 sayılı Yasa"nın 26/1. maddesinde, kastı, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılabilir bir eyleminin varlığı halinde işverenin rücû alacağından sorumluluğu olanağı tanınmıştır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise “İş kazası veya meslek hastalığı, 3 üncü birkişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3 üncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir.” hükmü getirilmiştir.
    506 sayılı Yasa"nın 26. maddesindeki sorumluluğun kusur sorumluluğuna dayandığı dikkate alındığında kusur raporlarının 506 sayılı Yasa"nın 26, 4857 sayılı Yasa"nın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün 2 vd. maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasa"nın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
    Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden;Kurum sigortalısı ..."nin ... İnş .Tic ve San. A.Ş."ye ait işyerinden işe giriş bildirgesinin verildiği ve işçisi olduğu, sigortalıya bağlanan sürekli iş göremezlik gelirinin ilk peşin sermaye değerinin 20.052,10 TL olduğu, mahkemenin gelirin ilk peşin sermaye değeri yerine gelirin artırılmış değeri esas alınarak hüküm kurduğu, sigortalı ...nin meslekte kazanma gücü kaybının en son olarak 05.10.2011 tarihli ... Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından verilen raporla % 33 olarak belirlendiği, işbu raporda; yardıma muhtaç olmadığı, 12.02.2014 tarihinde kontrol muayenesi gerektiğine karar verildiği, dosya kapsamından kontrol muayene tarihinde muayene olup meslekte kazanma gücü kaybı oranına ilişkin rapor düzenlenip düzenlenmediği, anlaşılamamaktadır.
    Mahkemece, davalı olan ve dava konusu olayda kusurlu olduğu anlaşılan ..."ya göre işveren tespiti yapılarak ,işverenler yönünden 2918 sayılı Yasanın 85.maddesi, 4857 sayılı Yasanın 2/6 maddelerine dayalı olarak sorumluk tespiti yapılmış, davacının davası tam eda belirli alacak davası olarak değerlendirilerek, dava dilekçesinde talep ettiği alacağı dışındaki alacağından feragat ettiği kabul edilmiş, ıslah dilekçesi ile artırılan kısım yönünden ise talebin reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilerek karar verilmiştir.
    Kısmi davanın hukuki niteliğinden bahsetmekte yarar bulunmaktadır.
    Alacağın yalnızca bir bölümü için açılan davaya kısmi dava denir. Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması ve alacağın şimdilik belirli bir kesiminin dava edilmesi gerekir. Diğer bir söyleyişle, bir alacak hakkında daha fazla bir miktar için tam dava açma imkânı bulunmasına rağmen, alacağın bir kesimi için açılan davaya, kısmi dava denir. Kısmi dava açılabilmesi için talep konusunun bölünebilir olması gerekli olup, açılan davanın kısmi dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılması gerekmez. Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının daha fazla olduğu ve “alacağın şimdilik şu kadarını dava ediyorum” demesi, kural olarak yeterlidir(Yargıtay HGK 02.04.2003 gün ve 2003/4-260 Esas 271 Karar sayılı ilamı; Pekcanıtez H./Atalay M./Özekes M.; Medeni Usul Hukuku, 12. Bası, s. 320; Kuru/Arslan/Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 22. Bası, s.286).
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda açıkça kısmi dava düzenlenmediği halde, söz konusu Kanunun yürürlükte olduğu dönemde de kısmi dava açılması mümkün bulunmaktaydı. Çünkü, alacak hakkının bir bölümünün dava edilip geriye kalan kısmının ikinci bir dava ile istenmesini engelleyen bir hüküm bulunmamaktaydı. Kısmi dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 109. maddesinde ise, ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Anılan maddenin birinci fıkrasında; talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmının da dava yoluyla ileri sürülebileceği; İkinci fıkrasında ise; talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağı belirtilmiştir.
    Bu durumda; davadaki talep konusunun miktarı taraflar arasında “tartışmasız” ise veya taraflar arasında miktar veya parasal tutar bakımından bir tartışma olmakla beraber, tarafların anlaşmasına gerek kalmaksızın, objektif olarak talep konusunun miktarı herkes tarafından anlaşılabilecek şekilde “belirli” ise o talep konusunun sadece bir kısmı dava edilemeyecektir. Örneğin satım sözleşmesinde alıcının ödemesi gereken bedel, sözleşmede tereddüde yer bırakmayacak biçimde, açıkça yazılı ise kısmi dava caiz değildir.(Pekcanıtez H./Atalay M./Özekes M, age s.328; Kuru/Arslan/Yılmaz, age s.286).
    Somut olayda, tüm bu açıklamalar dikkate alındığında dava konusu Kurum sigortalısına bağlanan sürekliş göremezlik geliri ve sosyal yardım zammı tespit edilecek kusur raporuna göre belirleneceğinden, tartışmasız veya açıkça belirli olduğundan söz edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle dava konusu alacaklar yönünden kısmi dava açılabilmesinin mümkün olduğu gözetilmeksizin, tam eda belirli alacak davası olarak nitelendirilmesi, dolayısıyla dava dilekçesi ile talep edilen dışında ıslah dilekçesi ile artırılan kısım yönünden talebin reddi gerektiği değerlendirilmesi hukuka uygun değildir.
    Mahkemece, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesi olduğu kabul edilerek, Kurum sigortalısı ..."nin işvereni veya işverenleri tespit edilmeli,dava konusu olayda işverenler dışında sorumluluğu olan kişiler tespit edilerek, yasal dayanak kapsamında sorumluluk belirlenmeli, davalı ... ile ... İnş. Tic. ve San. A.Ş. arasında asıl-alt işveren ilişkisi olup olmadığı tazminat ve ceza davası dosyaları da gözetilerek belirlenip bu kapsamda kusur oran ve aidiyeti belirlenmeli, Kurum sigortalısına bağlanan sürekli iş göremezlik gelirinin ilk peşin değeri esas alınmalı, kısmi dava açılabileceği gözetilmeli, Kurum sigortalısının meslekte kazanma gücü kaybına ilişkin kontrol kaydı araştırılmalı, davalı ... tarafından ileri sürülen ödeme iddiaları araştırılarak sonucuna göre karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 22.05.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi