11. Hukuk Dairesi 2015/14874 E. , 2016/9280 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/05/2015 tarih ve 2014/339-2015/291 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 29.11.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı şirkette %25 oranında ortak olduğunu, şirket ana sözleşmesinde ortakların şirketten ayrılmalarının ayrıca düzenlenmediğini, diğer ortakların davacıya psikolojik baskı yaptıklarını, şirket mal varlıklarını aile bireyleri arasında şahsi işlerinde kullandıklarını, şirkete ait telefon ve arabaları şahsi işlerinde kullanarak masraflarını şirkete fatura ettiklerini, davacının avans olarak verdiği paraların uzun süre kendisine ödenmek istenmediğini, şirket ortaklarından ... ’nun davacıya fiziki şiddet uyguladığını, şirkete ait laptop ve aracın davacının elinden alındığını, şirketin yeniden yapılanmasından sonra kar paylaşımı yapılmadığını ileri sürerek; davacının TTK.nın 551. maddesi gereğince oluşan muhik sebeplerden dolayı davalı şirketin ortaklığından çıkmasına müsaade edilmesine, ortaklık payının hissesi oranında kendisine iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiş, yargılama sırasında davacının şirketten çıkarılmasına yönelik talebini kabul ettiklerini ancak sebep ve gerekçelerin farklı olduğunu, davacının borcu bulunduğunu, herhangi bir alacağının olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; tarafların ortaklar arasında husumet bulunduğu yönünde beyanda bulunmaları ve bu konuda tarafların birbirlerine karşı bir takım davalar açmaları dikkate alındığında, ortaklar arasında davacının ortaklıktan çıkmasına müsade edilmesini haklı kılacak oranda şiddetli geçimsizlik bulunduğu, davalının davacının ortaklıktan çıkartılması talebinde bulunması karşısında ayrıca haklı bir nedenin varlığının ispatına da gerek bulunmadığı, bilirkişi raporunda, davacının hissesine düşen öz varlık payı 52.731,86 TL iken borç tutarları düşürüldüğünde davacıya ödenecek ortaklık payının bulunmadığının davacının davalı şirkete 10.054,67-TL bakiye borcunun kaldığının belirlendiği gerekçesiyle; davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılma isteminin kabulüne, hisse değerine yönelik talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının haklı nedenle şirketten çıkmasına müsaade edilmesi ve ortaklık payının hissesi oranında kendisine iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek, yazılı şekilde karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda heyette bilançonun aktifindeki maddi duran varlıklar ile ticari mallar hesabında kayıtlı varlıkların rayiç değerini tespit edecek uzman bulunmadığından kayıtlı değerler dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Ancak, ayrılma payının, şirketin faaliyet konusu da gözetilerek alanında uzman bilirkişi kurulundan, karar tarihine en yakın rayiç değer verilerine göre şirketin reel özvarlığı hususunda rapor alınıp saptandıktan sonra hüküm altına alınması gerekir. Bu durumda mahkemece, bilirkişi raporuna itirazlar da nazara alınarak, şirketin faaliyet konusu da gözetilerek alanında uzman bilirkişi kurulundan yukarıda açıklandığı şekilde bilançoda yer alan kaydi değerlere göre değil rayiç değere göre şirket özvarlık hesabının yapılması, yine davacının ayrılma payı, alacak ve borçlarının şirket kayıtlarında bulunan hususların ayrıca vesaikleriyle birlikte incelenmesi suretiyle belirlenmesi için yeni bir bilirkişi raporu alınarak neticesine göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 01/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.